Atakürt (Ahmet Altan)
-
- Albay
- Mesajlar:7106
- Kayıt:16 Eki 2006 11:37
- Ruh Hali:Yorgun
- Cinsiyet:Erkek
- Burç:Balık
- Takım:Fenerbahçe
ATAKÜRT
Ahmet Altan; Mustafa Kemal, Selanik’te değil de Musul’da doğmuş bir Osmanlı paşası olsaydı, Kurtuluş Savaşı’nı Türklerle ve Kürtlerle birlikte gerçekleştirdikten sonra kurulmasına önayak olduğu cumhuriyetin adını “Kürdiye Cumhuriyeti” koysaydı, kendisi de Meclis kararıyla “Atakürt” adını alsaydı...
Kürdiye Cumhuriyeti’nin bütün vatandaşlarına “Kürt” deneceği için hepimiz “Kürt” sayılsaydık, Taksim’e, Kadıköy’e, Kızılay Meydanı’na, Kordon’a “Ne mutlu Kürdüm diyene” pankartları asılsaydı...
“Kürdiye’de” Türk olmadığı, herkesin aslında Kürt olduğu söylenseydi, kendilerini Türk sananların aslında “deniz Kürdü” oldukları iddia edilseydi...
Kürtlerin “yedi bin yıllık” bir tarihi bulunduğunu, Anadolu’nun esas sahiplerinin Kürtler olduğunu, Moğolların, Hunların, Etrüsklerin aslında Kürtlerin atası sayıldığını, Osmanlıdaki Kürt paşalarının kahramanlıklarını derslerde okusaydık.
Teoman, Cengiz, Atilla, Osman gibi isimler almamız yasaklansaydı, Berfin, Beruj, Tiruj, Nevruz gibi isimler almak zorunda kalsaydık...
Türkçe televizyon kurulması yasak edilseydi, bütün televizyon yayınları Kürtçe yapılsaydı...
Romanlarımızı, hikayelerimizi, şiirlerimizi Kürtçe yazmak zorunda kalsaydık, yalnızca Kürt şarkıları dinleseydik, gazetelerimizi Kürtçe çıkarsaydık...
Okullarımızda yalnız Kürtçe okutulsaydı ve Türkçe okutulması yasaklansaydı...
“Biz Türküz, bizim bir tarihimiz, bir dilimiz var” dediğimizde sorgusuz sualsiz hapislere atılsaydık.
İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de, Bursa’da, Edirne’de polis sürekli olarak bizi izleseydi, “özel timler” bizim “Kürdiye Cumhuriyeti’ni” parçalamak isteyen “ayrılıkçılar olmamızdan” kuşkulanıp hepimize sürekli “suçlu” muamelesi yapsaydı, sırf Türk olduğumuz için hakaretlere uğrasaydık.
12 Eylül darbesinden sonra bütün batı bölgesindekiler hapishanelere doldurulsa, inanılmaz işkencelerden geçirilse, boğazlarına kadar çamurların içine battıkları hücrelere konsa, tazyikli sularla iç organları perişan edilse, azgın köpeklerle bacakları parçalansaydı...
Evlerimiz basılsa, ayrılıkçı “Türk teröristlere” yardım ettiğimiz iddialarıyla apartmanlarımız yakılsa, biz evimizden bir eşya bile alamadan çıkarılıp, Diyarbakır’a, Hakkari’ye sürgüne gönderilerek, çadırlarda yaşamak zorunda bırakılsaydık...
Biz Türkler buna razı olur muyduk, “işte hepiniz Kürdiye Cumhuriyeti’nin vatandaşı olarak birer Kürtsünüz, ayrıca Türklük diye niye tutturuyorsunuz, isterseniz başbakan bile olabilirsiniz” sözlerini bir hakkaniyet işareti olarak kabul eder miydik?
Yoksa, Türk kimliğimizin, dilimizin, kültürümüzün, bu ülkenin “eşit” vatandaşları olarak kabul edilmesinde ısrarcı mı olurduk?
Bu ülkenin Türk ve Kürt vatandaşları var ve tarih “Türk” çizgisinden yürümüş, bugün bizim “Türk” olarak kabul edemeyeceklerimizi Kürtlerin kabul etmesini istemişiz, bu yersiz istek sonunda patlamış, ülke önce teröre arkasından bir iç savaşa yuvarlanmış.
Türkiye’nin bu kanlı karmaşadan “demokrasiyle” ve Kürt vatandaşların “kimliklerinin” kabulüyle kurtulacağına inanan insanlar, bu düşüncelerini dile getirdiklerinde, bizim yöneticilerle taraftarları hep aynı soruyu soruyor:
- Nedir demokratik çözüm, nedir Kürt kimliği?
Biz Türkler, bir “Kürdiye Cumhuriyeti’nde” yaşasaydık ne isteyeceksek, bu isteklerin bugün Kürtler tarafından dile getirilmesini kabul etmektir demokrasi.
Kendimiz için isteyeceğimizi, bizimle eşit oldugunu kabul ettiğimiz insanlara vermemek için bu kadar kan dökmeye, ülkeyi bir çıkmaza sürüklemeye değer mi?
Değmez diyenler “demokrasi” istiyor işte.
ATAKÜRT
Ahmet Altan
17 Nisan 1995
Kürdiye Cumhuriyeti’nin bütün vatandaşlarına “Kürt” deneceği için hepimiz “Kürt” sayılsaydık, Taksim’e, Kadıköy’e, Kızılay Meydanı’na, Kordon’a “Ne mutlu Kürdüm diyene” pankartları asılsaydı...
“Kürdiye’de” Türk olmadığı, herkesin aslında Kürt olduğu söylenseydi, kendilerini Türk sananların aslında “deniz Kürdü” oldukları iddia edilseydi...
Kürtlerin “yedi bin yıllık” bir tarihi bulunduğunu, Anadolu’nun esas sahiplerinin Kürtler olduğunu, Moğolların, Hunların, Etrüsklerin aslında Kürtlerin atası sayıldığını, Osmanlıdaki Kürt paşalarının kahramanlıklarını derslerde okusaydık.
Teoman, Cengiz, Atilla, Osman gibi isimler almamız yasaklansaydı, Berfin, Beruj, Tiruj, Nevruz gibi isimler almak zorunda kalsaydık...
Türkçe televizyon kurulması yasak edilseydi, bütün televizyon yayınları Kürtçe yapılsaydı...
Romanlarımızı, hikayelerimizi, şiirlerimizi Kürtçe yazmak zorunda kalsaydık, yalnızca Kürt şarkıları dinleseydik, gazetelerimizi Kürtçe çıkarsaydık...
Okullarımızda yalnız Kürtçe okutulsaydı ve Türkçe okutulması yasaklansaydı...
“Biz Türküz, bizim bir tarihimiz, bir dilimiz var” dediğimizde sorgusuz sualsiz hapislere atılsaydık.
İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de, Bursa’da, Edirne’de polis sürekli olarak bizi izleseydi, “özel timler” bizim “Kürdiye Cumhuriyeti’ni” parçalamak isteyen “ayrılıkçılar olmamızdan” kuşkulanıp hepimize sürekli “suçlu” muamelesi yapsaydı, sırf Türk olduğumuz için hakaretlere uğrasaydık.
12 Eylül darbesinden sonra bütün batı bölgesindekiler hapishanelere doldurulsa, inanılmaz işkencelerden geçirilse, boğazlarına kadar çamurların içine battıkları hücrelere konsa, tazyikli sularla iç organları perişan edilse, azgın köpeklerle bacakları parçalansaydı...
Evlerimiz basılsa, ayrılıkçı “Türk teröristlere” yardım ettiğimiz iddialarıyla apartmanlarımız yakılsa, biz evimizden bir eşya bile alamadan çıkarılıp, Diyarbakır’a, Hakkari’ye sürgüne gönderilerek, çadırlarda yaşamak zorunda bırakılsaydık...
Biz Türkler buna razı olur muyduk, “işte hepiniz Kürdiye Cumhuriyeti’nin vatandaşı olarak birer Kürtsünüz, ayrıca Türklük diye niye tutturuyorsunuz, isterseniz başbakan bile olabilirsiniz” sözlerini bir hakkaniyet işareti olarak kabul eder miydik?
Yoksa, Türk kimliğimizin, dilimizin, kültürümüzün, bu ülkenin “eşit” vatandaşları olarak kabul edilmesinde ısrarcı mı olurduk?
Bu ülkenin Türk ve Kürt vatandaşları var ve tarih “Türk” çizgisinden yürümüş, bugün bizim “Türk” olarak kabul edemeyeceklerimizi Kürtlerin kabul etmesini istemişiz, bu yersiz istek sonunda patlamış, ülke önce teröre arkasından bir iç savaşa yuvarlanmış.
Türkiye’nin bu kanlı karmaşadan “demokrasiyle” ve Kürt vatandaşların “kimliklerinin” kabulüyle kurtulacağına inanan insanlar, bu düşüncelerini dile getirdiklerinde, bizim yöneticilerle taraftarları hep aynı soruyu soruyor:
- Nedir demokratik çözüm, nedir Kürt kimliği?
Biz Türkler, bir “Kürdiye Cumhuriyeti’nde” yaşasaydık ne isteyeceksek, bu isteklerin bugün Kürtler tarafından dile getirilmesini kabul etmektir demokrasi.
Kendimiz için isteyeceğimizi, bizimle eşit oldugunu kabul ettiğimiz insanlara vermemek için bu kadar kan dökmeye, ülkeyi bir çıkmaza sürüklemeye değer mi?
Değmez diyenler “demokrasi” istiyor işte.
ATAKÜRT
Ahmet Altan
17 Nisan 1995
Re: ATAKÜRT
hoş bir yazı..
EMPATİ yapılması açısından çok değerli bir yazı olmuş.. farklı yönlere çekilecektir eminim..
EMPATİ yapılması açısından çok değerli bir yazı olmuş.. farklı yönlere çekilecektir eminim..
-
- Albay
- Mesajlar:7106
- Kayıt:16 Eki 2006 11:37
- Ruh Hali:Yorgun
- Cinsiyet:Erkek
- Burç:Balık
- Takım:Fenerbahçe
Re: ATAKÜRT
azda olsa turk arkadaşlarımızı
bir kürt pisikolojisiyle azda olsa yaşaya bilirlermi diye paylaştım
bir kürt pisikolojisiyle azda olsa yaşaya bilirlermi diye paylaştım
Re: ATAKÜRT
gerçekten onu anlamaya çalışarak okursak anlayabiliyoruz..
teşekkürler..
teşekkürler..
-
- Moderator
- Mesajlar:9466
- Kayıt:28 Şub 2007 22:02
- Ruh Hali:Huzurlu
- Cinsiyet:Erkek
- Burç:Koç
- Takım:Fenerbahçe
Re: ATAKÜRT
iyi paylaşım biraz kopya gibi
yine de çok süper
eline sağlık
yine de çok süper
eline sağlık
Re: ATAKÜRT
Konu daha önce benim tarafımdan verilmişti üstelik daygen arkadaşımızın orada yorumu bile var niye tekrar verildi anlam veremedim.
Açtığım konu burada: http://www.serfinaz.com/forum/viewtopic.php?f=1&t=1048
Açtığım konu burada: http://www.serfinaz.com/forum/viewtopic.php?f=1&t=1048
Re: ATAKÜRT
Empati Yapılsa Sadece Kürtler için iyi olurdu.. Kürtlerden Nefret etmiyorum Bazı sayılılar hariç.. Böyle bir empati yapmıyorum.. Ama böyle bir yazıyı Kürt arkadaslarımız ve empati yapabilen arkadaslarımıza Sundugun için Teşekkür ediyorum...
-
- Yüzbaşı
- Mesajlar:867
- Kayıt:15 May 2007 23:22
- Ruh Hali:Yorgun
- Cinsiyet:Kadın
- Burç:Boğa
- Takım:Fenerbahçe
Re: ATAKÜRT
normalde empati yapabilen,olaylara gayet eşitce yaklaşan biriyim ama bu konuda bir şey diyemem.... güzel bi yazıymış teşekkürler...
-
- Moderator
- Mesajlar:9466
- Kayıt:28 Şub 2007 22:02
- Ruh Hali:Huzurlu
- Cinsiyet:Erkek
- Burç:Koç
- Takım:Fenerbahçe
Re: ATAKÜRT
Konu önceden verilmişse orda yorum yapılması gerekir SaygılarımlaPiremerd yazdı:Konu daha önce benim tarafımdan verilmişti üstelik daygen arkadaşımızın orada yorumu bile var niye tekrar verildi anlam veremedim.
Açtığım konu burada: http://www.serfinaz.com/forum/viewtopic.php?f=1&t=1048