Hangi cemaat kime oy verecek?

Düşüncelerinizi Özgür Bırakın
Cevapla
Asi Demokrat
Acemi Er
Acemi Er
Mesajlar:10
Kayıt:21 Kas 2006 13:58
Hangi cemaat kime oy verecek?

Mesaj gönderen Asi Demokrat » 22 Ara 2006 14:03

AKP’nin, özellikle imam hatipler ve türban konusunda somut adımlar atamamasının, İslami kesimde rahatsızlık yarattığı ileri sürülüyor. Bu rahatsızlığın sandığa yansıyıp yansımayacağı, hangi cemaatin hangi partiye yöneleceği merak konusu?

Geleneksel olarak Türkiye’deki tarikatlar, demokrasi tarihimiz boyunca, söylemlerinde dini motifleri yoğun şekilde kullanan partileri destekledi. Ama zannedildiği gibi sadece bu söylemler değildi partilere blok olarak verilen oyların nedeni. 1940’lı yıllarda Demokrat Parti, sonrasında Adalet Partisi, Erbakan hareketinin çocukları Selamet, Refah, son olarak da Fazilet adındaki partiler, Doğru Yol, ANAP ve AKP... Bu partilerin aldıkları oyların büyük kısmı, dönemsel olarak değişse de daha çok rakiplerinin -ki bunu CHP ortak paydasında toplayabiliriz- sistem partisi olarak derlendirilmesiydi. Çünkü özellikle tek parti döneminde bu tarikat ve cemaatler üzerinde oluşan baskı, neredeyse bu dönemi hatırlatan, o dönemin değerlerini ön plana çıkaran partilere oy vermeme refleksini oluşturdu.
Elbette bu tespit tek ve sarsılmaz bir kural niteliği taşımıyor. Türk demokrasisinin değişmez niteliklerinden birisi olan milletvekili pazarlıkları, özellikle 1990’larla beraber güçlenen İslami sermayenin sistemden daha çok nasiplenmek için girdiği açık ya da gizli hesaplar da bu oyların yönünü belirleyen en önemli etken olarak karşımıza çıktı.
Bütün bu hesap kitap içinde bir dini oluşum olarak Alevi kesim, genel hatlarıyla tavrında çok az değişiklik yaptı. Kendi muhalif doğasında var olan sola yakınlığı, ileri sürdükleri Sünni kesimin kendilerine olan örtülü ve mesafeli bakışı, bu kesimin, mikro bazda istisnaları olsa da genel olarak CHP ve diğer sol partilere oy vermesine neden oldu.

Hesaplar 28 Şubat’ta bozuldu

Sağ tandanslı partilerin tarikatlar ve cemaatler üzerindeki hesaplarını altüst eden en önemli siyasal ya da askeri gelişmeyse, kimilerinin postmodern darbe olarak nitelendirdiği 28 Şubat süreci oldu. Türkiye’deki siyasi liderlerin birçoğunun şu ya da bu tarikatın veya cemaatin tekkesinden geldiği; şuraya ya da buraya bağlı olduğu veya şu ya da bu cemaatin açık ya da örtülü desteğini aldığı hep konuşulan bir durumdu.
Ancak hiçbir zaman bu cemaatlerin ya da tarikatların liderleri Başbakanlık binasına, en azından basının gözünün içine baka baka ve toplu olarak girmemişti. Herhalde o dönemin Türkiye dinamiklerini harekete geçiren de bu tablo ve bunun çağrıştırdıkları olmuştu. Nedeni ne olursa olsun, şu bir gerçek ki 28 Şubat süreci cemaatler ve siyasi partiler arasındaki ilişkilere de bir çeki düzen verilmesinde etkili oldu. Bugün artık, bu hesaplar ve pazarlıklar en azından gözler önünde yapılmıyor ya da yapılamıyor.
Türkiye, 2007 yılı içinde bir genel seçime hazırlanıyor. Peki bu seçimlerde ülkedeki dini oluşumların tercihleri nasıl şekillenecek? Tercihleri etkileyecek olan en önemli kriterler neler olacak ve partiler bu oyları alabilmek için ne gibi çalışmalar yapacaklar? Bu soruları, Türkiye’deki İslami hareketler konusunda araştırmalar yapan isimlere sorduk.
İslami kesimin oylarının alternatifsiz görülen tek siyasi odağı AKP gibi görünse de tek başına iktidarda olduğu süre içinde özellikle türban konusundaki politikasızlığı, bu konuda somut hiçbir adım atamamış olması, AKP’nin elini en çok zayıflatan konu. Ama yine de tek başına iktidar olma ihtimalini dikkate alacak olan cemaatlerin ağırlıklı olarak yine bu partiye yöneleceklerini tahmin etmek hiç de zor değil. Yine de genel hatlarıyla hangi dini oluşumların hangi partiye yönelebilecekleri konusuna genel hatlarıyla bakmakta fayda var. Bu konudaki tavırlarını özellikle cemaatlerin siyasi tercih konusundaki kemikleşmiş gelenekleri yön verecek.

Tarikatların tercihleri

Türkiye’deki İslamcı gruplar, ana hatlarıyla tarikatlar, karizmatik lider cemaatleri ve siyasal İslamcı hareketler olarak üç temel gruba ayırabilir.
Tarikatlardan Nakşibendilerin en yaygın cemaatleri İstanbul İskenderpaşa ve İsmailağa grupları. Bu gruplar, başörtüsü sorununun çözülemeyişi sebebiyle kırgınlık yaşasalar da gelecek seçimlerde de ağırlıklı olarak AKP’yi destekleyeceklerine kesin gözüyle bakılıyor. Bunlardan İskenderpaşa olarak anılan ve liderliğini bugün Nureddin Coşan’ın yaptığı grubun tabanından bir bölümün Büyük Birlik Partisi’ne olan sempatisi devam ediyor. Bu nedenle sınırlı da olsa bu partiye de oy çıkacak gibi görünüyor. Trabzon merkezli Haydar Baş grubu, AKP politikalarını uzun süredir olanca şiddetiyle eleştiriyor. Kendi partileri olmasına rağmen, iktidara uzak durmama adına geçen seçimlerde olduğu gibi yine ağırlıklı olarak Doğru Yol Partisi’ni destekleme kararı alma olasılıkları son derece yüksek.
Karizmatik lider cemaatlerinden Nurcular iki büyük grup halinde. Mehmet Kutlular tarafından temsil edilen geleneksel Nur Cemaati, AKP ile ters düşmeden Doğru Yol Partisi ile de yakın işbirliğini sürdürecek gibi görünüyor. Çünkü bu cemaatin Demirel’in mirasına olan saygısı halen devam etmekte. Her dönemde iktidara yakın bir tavır içinde olan Fethullah Gülen cemaatinin üst düzeyde ağırlıklı olarak AKP’yi destekleme kararı alacağı şüphe götürmez. Fakat her zamanki gibi politize olmadıklarını göstermek için bunu kamuoyu ile açıkça paylaşmadan, kendi aralarında bu tercihi yayabilirler. Burada bir paragraf açmak gerekiyor. Cemaati yakından tanıyanların görüşüne göre, uzun süredir ABD’de yaşayan Gülen’in cemaatin siyasi tercihlerini etkileme konusundaki gücü geçmişe göre son derece düşük. Hatta bu konu konuşulduğunda yüzde 30 gibi bir rakam vermekten de çekinmiyorlar.
Süleymancıların hangi partiyi destekleyecekleri çoğu zaman son ana kadar belli olmamakla beraber, cemaat içinde yönetimin tercihine kesin bağlılık esastır. Bu cemaatin de oylarının AKP ve DYP arasında gidip geleceği su götürmez bir gerçek.
Siyasal İslamcı hareket olarak en büyük grup Milli Görüş Hareketi’nin AKP’nin ortaya çıkışıyla beraber eski gücünden çok şey kaybettiği bir gerçek. Buna rağmen örgütlerde ve Fazilet Partisi içinde bulunan yönetim kademesi kayıtsız şartsız Saadet Partisi’ni desteklemeyi sürdürecek.

Uzmanların yorumlarıyla kim, hangi partiye oy verecek?


AKP

• İskenderpaşa.
• İsmailağa.
• Fethullahçılar.

AKP ve DYP

• Süleymancılar.
• Nurcular.
• Nakşiler (Bir bölümü).

DYP

• Nurcular (Mehmet Kutlular ekibi).
• Nakşiler (Haydar Baş Grubu).

BBP

• İskenderpaşa (AKP’ye tepkili olan kesim).

CHP-MHP

• Aleviler (büyük çoğunluğu CHP’ye, yüzde 20’si MHP).

FP

• Milli Görüşçüler.

Dr. Abdullah Manaz - Ortadoğu ve Siyasal İslam Uzmanı

.

“AKP’ye destekte kırgınlık dönemi yaşanıyor''

Muhafazakâr çevrelerin ve İslamcı grupların AKP’ye verdikleri destek önemli bir kırgınlık dönemi yaşıyor. Özellikle, Güneydoğu Anadolu dışındaki bölgelerde bu kırgınlığın bazı temel sebepleri var. Terör meselesinin Kürt sorunu olarak algılanıp lanse edilmesi ve Kürtçülüğün gelişmesi büyük bir rahatsızlık yarattı. AKP’nin özellikle ekonomi yönetimindeki başarısına karşılık, Milli Eğitim Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı gibi bazı temel kurumlarda yapılan atamalar, milliyetçi kesimlerde büyük küskünlük yarattı. Bunların da ötesinde başörtü sorunu ve imam hatip okullarının üniversite sınavındaki eşitsizliğinin giderilmesinde beklenen cesaretin gösterilememesi de AKP’ye duyulan güveni önemli ölçüde sarstı. Esasen AKP’yi geçen seçimlerde iktidara taşıyan oylar, Milli Görüş tabanından ziyade milliyetçi muhafazakâr kesimlerden -başta MHP olmak üzere ANAP ve DYP tabanından- gelen kaymalardı. Bu sebeple, özellikle Güneydoğu Anadolu dışındaki bölgelerde AKP bu kesimlerden önemli bir oy kaybına uğrayacak. Bu durumda, kırsal kesimdeki hoşnutsuzluktan DYP, kentsel alanlardaki rahatsızlıktan ise Büyük Birlik Partisi önemli bir kazanç sağlayacak. Daha önce, MHP ve AKP’nin yaptığı sürprizi bu kez Büyük Birlik Partisi’nde göreceğiz. Muhafazakâr milliyetçi kesimlerin MHP’ye olan kırgınlıkları artarak sürüyor. Bu sebeple, MHP yerine bu kez BBP’nin barajı aşması beklenmelidir. Dolayısıyla, hâlâ güçlü bir rakibi olmayan AKP’nin iktidarı BBP ile paylaşması da söz konusu olabilir.

Doç. Dr. Atilla Erdem - Hacı Bektaş Kültürünü Tanıtma Dernekleri Genel Başkanı


“Alevilerin çoğu CHP’ye ama MHP de var''

Türkiye’de ideal anlamda laik, demokratik bir cumhuriyetin halen kurulamamış olması, ülkede yaşayan herkesi sıkıntıya sokuyor. Örneğin zorunlu din derslerinin dayatılması, ibadet için sadece camilerin gösterilmesi... Oysa Aleviler bir milyon imza toplayarak cemevlerinin ibadet yerleri olduğunun kabulünü istediler. Aleviliğin bir yaşam felsefesi, bir yaşam kültürü olduğunun bir türlü kabul edilmemesi de büyük bir sorun bizim için. Ben şahsen, siyasilerin kendi iktidarlarını devam ettirebilmek için inanç sömürüsü yaptıklarına inanıyorum. Aleviler de bu konuda en çok zarar gören kesimlerden bir tanesi. Alevi kesimin siyasi tercihlerini de oy istemek için karşısına çıkanların bu sorunlara karşı olan tutumları etkiliyor.
Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren Anadolu Alevileri CHP’ye büyük destek vermiştir. 1940’lara kadar bu destek devam etmiştir. 1950’li yıllara gelindiğinde bu oyların büyük kısmının Demokrat Parti’ye kaydığını görüyoruz. Bunun en önemli nedeni de DP’nin daha özgürlükçü bir tablo sergiliyor olmasıydı. Ancak kısa bir süre sonra kendilerine insanca yaşama hakkını verenin yine Halk Partisi olduğuna inandı Aleviler. Son genel seçimlerde Alevilerin oy dağılımını etkileyen en önemli faktör, seçim bölgelerinde Alevileri aday gösteren partilerin tercih edilmesi şeklinde olmuştur. Bu bağlamda MHP’ye ve AKP’ye bile bazı illerde oy gitti.
2007 yılı içinde yapılacak seçimlerde ise benim izlenimlerime göre, Alevi kesim oy verecek tek bir parti arıyor. Yani bölündüğü takdirde oylarının boşa gittiğine inanan Aleviler, tek bir parti üzerinde uzlaşmaya varmaya hazırlar. Bunda son seçimler sonrasında hissettikleri kandırılma duygusunun da etkisi var. Bütün bunları değerlendirince, son günlerde tartışılan solda birlik tartışmalarını büyük bir dikkatle izliyor Aleviler. Böyle bir birliğin oluşturulması durumunda, hemen tüm Alevi oylarının bu oluşuma gideceğini söylemek hiç de zor olmaz. Ama önümüzdeki seçimlerde AKP’ye oy gitmeyeceği kesin gibi görünüyor. Yüzde 75’i yine CHP’ye gidecektir oyların. Alevi gençlerle temasta olan MHP’nin de bazı bölgelerde Alevi oylarını alabileceğini de söyleyebilirim.

Müfid Yüksel - Araştırmacı-yazar


“Fethullah farklı partilere dağılabilir''

Bugün için cemaat veya varsa tarikat grupları için oy verme anlamında, genelde AKP’den başka bir alternatif görünmüyor. Söylemlerinde, Kürt sorununa benzer açılımlar getirmesi ve inandırıcı görünmesi durumunda, DYP de dindar-muhafazakâr çevrelerden, cemaatlerden bir ölçüde destek alabilir. AKP’ye bu kesimlerin destek verecek olmasının nedeni, bana göre bunların AKP’yi çok başarılı bulmaları değil, alternatifsiz olmaları bunun en önemli nedeni herhalde.
Bahsettiğim açılımları getirdiği takdirde, yani toplumun çeşitli kesimlerine yönelen samimi açılımlar sergileyebilirse, Anadolu’daki bazı dindar-dini grup ve cemaatlerin ya da Nakşi-Hâlidî olarak nitelendirilen grupların sadece oy verme anlamında kısmen DYP’ye yönlenebileceğini düşünüyorum.
Fethullah Gülen’in sevenlerine, cemaatine artık şu partiye oy verin demek gibi bir durumu ve isteği bulunmuyor. Zaten eskiden de bu yönde ciddi baskılar söz konusu değildi. O taban, farklı partilere oy verebilir. Eski yekpareliğe sahip değiller. Postmodern çoğulculuk ve bireysellik herkesi etkiliyor.
Bugün artık cemaatler önemli oranda sekülerleşmiş, dini ideal ve değerlerden epeyce uzaklaşmış durumda. İnsanlar bireysel çıkar ve tercihlerini daha çok ön plana çıkarıyorlar. Eskisi gibi bir liderin tercihi blok olarak tüm cemaati bağlamıyor. Bu nedenle siyasetin seçim sonrası tablosunu cemaatlerin şekillendireceği gibi bir tespiti yapmak son derece zor. Artık cemaatlerin büyük bölümü dini faaliyetlerden çok, ticari ve farklı sosyal faaliyetler içerisine girdiler. Örneğin turizme, farklı ticari alanlara, eğitime ya da sağlık sektörüne yatırımlar yapmaya başladılar. Dini kimliklerini bu anlamda kaybeden cemaatlerin üst kadroları, yöneticiler, kitlesel dindar tabanlarını ve bu taban üzerindeki etkilerini de artık önemli oranda kaybetmiş durumdalar. Zira taban bireyselleşerek dağılıyor. Ortak bilinç ve ideal erozyona uğruyor


ARIAGA
Onbaşı
Onbaşı
Mesajlar:28
Kayıt:13 Ara 2006 20:48
Ruh Hali:Mutlu
Takım:Galatasaray

Mesaj gönderen ARIAGA » 22 Ara 2006 20:13

BENCE AKP, CHP , MHP DYP. HIC FARK ETMEZ HEPSI KENDI MENFATLARI ICIN CALISIR .
Kullanıcı avatarı
Siyabend
Belawela Muhtarı
Belawela Muhtarı
Mesajlar:19658
Kayıt:15 Eki 2006 12:05
Ruh Hali:Mutlu
Cinsiyet:Erkek
Burç:Kova
Takım:Galatasaray

Mesaj gönderen Siyabend » 22 Ara 2006 21:03

Sistem partileri denilen kavramın içine hangi partiler giriyorsa
tabiki onlar menfaat partisi olarak görülecektir!
Düşünceye ağırlık veren partilerin öne çıkması lazım diyeceğim
ama onlara da kimse ilgi göstermiyor!
Yani başımıza ne geliyorsa bunun ilk sorumlusu kendimiz oluyoruz!
Cevapla

“Özgür Düşünce & Felsefe” sayfasına dön