Vladimir İlyiç Lenin

Ünlü şahsiyetlerin hayat hikayeleri
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Siyabend
Belawela Muhtarı
Belawela Muhtarı
Mesajlar:19658
Kayıt:15 Eki 2006 12:05
Ruh Hali:Mutlu
Cinsiyet:Erkek
Burç:Kova
Takım:Galatasaray
Vladimir İlyiç Lenin

Mesaj gönderen Siyabend » 18 Şub 2008 11:51

Çocukluğu ve gençliği

Rusya İmparatorluğu zamanında adı Simbirsk olan Ulyanovsk'ta doğan Lenin demokrasi ve özgür eğitim için mücadele veren devlet memuru İlya Nikolayeviç Ulyanov (1831-1886) ile liberal görüşlere sahip Maria Aleksandrovna Ulyanov'un (1835-1916) oğludur. Ailenin etnik yapısı çeşitlilik gösterir. "Lenin'in ataları Rus , Kalmuk, Tatar, Yahudi, Alman, İsveçli ve muhtemelen diğer birkaç halka daha mensuptur." [1] Lenin Rus Ortodoks Kilisesi'nde vaftiz edilmiştir.

Yaşamının ilk yıllarında iki trajedi ile karşı karşıya kalmıştır. Bunlardan birincisi 1886 yılında babasının beyin kanamasından ölümü, ikincisi de Mayıs 1887'de abisi Aleksandr Ulyanov'un Rus çarı III. Aleksandr'ın hayatına kasteden bir bombalama eylemine katılması nedeniyle asılmasıdır. Aleksandr tutuklandığı sırada yanında bulunan kızkardeşi Anna, Karzan yakınlarındaki küçük Kokuchkino kasabasına sürülmüştür. Bu trajediler Lenin'in radikalleşmesinde etkili olmuştur. Resmî Sovyet biyografilerinde, devrimci eylemlerinin temelinin bu olaylarda yattığı söylenir. Sovyet ders kitabında basılan Beluzov'un ünlü resmi "Farklı bir yol izleyeceğiz" genç Lenin'i ve annesini Aleksandr'ın kaybı için yas tutarken gösterir. "Farklı bir yol izleyeceğiz" cümlesi Lenin'in halk devrimi için anarşist ve bireysel yöntemler yerine Marksist bir yaklaşım seçtiği anlamına gelmektedir. Lenin Marksizm ile ilgilenmeye başladıktan sonra öğrenci gösterilerine katıldı ve sonunda tutuklandı. Kazan Üniversitesi'nden atıldıktan sonra bağımsız olarak çalışmalarına devam etti ve 1891 yılında avukatlık yapmak için lisans aldı. [2] Latince ve Yunanca konusunda kendini gösteren Lenin aynı zamanda Almanca, Fransızca ve İngilizce de öğrendi. Üniversiteden atılmasından avukatlığa hak kazanmasına kadar geçen sürede Komünist Manifesto'yu Rusça'ya çevirdiği de söylenmektedir.


Devrimcilik dönemi

Lenin Samara’da birkaç yıl çalıştıktan sonra 1893 yılında St. Petersburg’a yerleşti. Kariyer yapmak yerine devrimci propaganda ile uğraşmayı tercih etti ve Marksizm üzerine çalıştı. 7 Aralık 1895'te tutuklandı. 14 ay tutulduktan sonra Sibirya’daki Shushenskoye köyüne sürgüne gönderildi.


Lenin'in sabıka kaydındaki fotoğrafı, Aralık 1895
Lenin, Ture Nerman ve Carl Lindhagen, Stokholm 1917Temmuz 1898’de bir sosyalist eylemci olan Nadejda Krupskaya ile evlendi. Nisan 1899'da Razvitiye kapitalizma v Rossi (Rusya’da Kapitalizmin Gelişmesi - Geniş-Çaplı Sanayi İçin Bir İçpazarın Oluşma Süreci) [3] yayımlandı. 1900 yılında cezasının sona ermesinin ardından Rusya’da ve Avrupa’nın çeşitli şehirlerinde çalıştı. Zürih, Cenevre, Münih, Prag, Viyana, Manchester ve Londra’da bulundu. Sürgünde iken, sonraları önde gelen rakiplerinden olacak olan Julius Martov ile Iskra gazetesini kurdu. Devrimci hareket üzerine çeşitli makaleler ve kitaplar yazdı. Bu dönemde çeşitli mahlaslar kullandıktan sonra sonunda Lenin mahlasını kullanmaya karar verdi.

Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nde (RSDİP; Rusça: РСДРП ) etkin görev aldı. 1903 yılında yazdığı Çto delat? (Ne yapmalı? – Hareketimizin Can Alıcı Sorunları) [4] kitapçığının kısmen etkilemesiyle ortaya çıkan parti içi bölünmede Menşeviklere karşı Bolşeviklere önderlik etti. Bu kitapçığın devrim öncesi Rusya’sında en etkili kitapçıklardan biri olduğu söylenir. Lenin bu kitapçığı her beş işçiden üçünün ya okuduğunu ya da kendisine okunduğunu iddia etmiştir [kaynak belirtilmeli]. 1906 yılında RSDİP’nin başkanlığına seçildi ve güvenlik nedeniyle 1907 yılında Finlandiya’ya geçti. Avrupa’daki seyahatlerine devam ederek 1912’de Prag Parti Konferansı ve 1915’de Zimmerwald Konferansı gibi birçok sosyalist toplantıya ve etkinliğe katıldı. Lenin Zimmerwald Solu’nun en önemli lideriydi. Inessa Armand Rusya’yı terkedip Paris’e yerleştikten sonra sürgünde yaşayan Lenin ve diğer Bolşevikler'le karşılaştı. Armand’ın bu dönemde Lenin’in sevgilisi olduğuna inanılır [kaynak belirtilmeli]. Lenin daha sonra İsviçre’ye geçti.

1914 yılında I. Dünya Savaşı başladığında, o zamanlar kendilerini Marksist diye tanımlayan Avrupa’nın Sosyal Demokrat partileri kendi ülkelerinin savaş için harcadığı çabayı destekledi. Lenin, Alman Sosyal Demokratları'nın savaşı desteklediğine ilk başlarda inanmamıştı, bu olaylar neticesinde savaşı destekleyen partilerden oluşan İkinci Enternasyonal’den ayrıldı. Lenin “emperyalist savaş” olarak nitelediği bu durumun sınıflar arası savaşa dönmesi gerektiğini savunuyordu.

Rusya’daki 1917 Şubat Devrimi’nden ve Rus çarı II. Nikolay’ın devrilmesinden sonra Lenin en kısa sürede Rusya’ya geri dönmek zorunda olduğunu biliyordu ancak tüm hızıyla süren I. Dünya Savaşı sırasında tarafsız İsviçre’de sıkışıp kalmıştı. İsviçreli komünist Fritz Platten, Lenin’in ve etrafındakilerin Almanya üzerinden trenle yolculuk edebilmesi için Alman hükümeti ile anlaşmaya varmıştı. Alman hükümeti Lenin’in Rusya’ya dönüşünün açabileceği siyasal karışıklığın Doğu Cephesi’nde savaşı bitirmeye yardımcı olacağını umuyordu [kaynak belirtilmeli]. Almanya’dan sonra feribotla İsveç’e geçen Lenin’in İskandinavya’daki yolculuğu İsveçli komünistler Otto Grimlund ve Ture Nerman tarafından ayarlanmıştı.

Nisan 1917’de Petrograd’a ulaşan Lenin, geçici hükümete karşı Nisan Tezleri ‘ni [5] yayımlayarak Bolşevik hareketinde liderlik konumuna geldi. Başlangıçta Lenin, partisini sol görüş olarak izole etmesine rağmen Bolşeviklerle anlaşmazlık sonucu parti, geçici hükümetten medet ummayanların toplanma yeri hâline geldi. Muhalefetteki Bolşevikler, sorumluluk almayarak hükümet uygulamalarına sahiplenmediler. [6]

Bu dönemde Aleksandr Kerensky ve Bolşeviklerin diğer rakipleri Lenin’i Almanlardan para alan bir ajan olarak suçladı. Bunun üzerine (önceleri Menşevik olan sonra Bolşeviklere daha yakın duran) Leon Troçki 17 Temmuz’da Lenin’i savunan bir konuşma yaptı: "Öyle dayanılmaz bir hava yaratıldı ki artık ne siz ne de biz nefes alamıyoruz. Lenin’e ve Zinoviev’e alçakça iftiralar atılmakta. Lenin devrim için otuz yıldır mücadele ediyor. Ben yirmi yıldır halkın ezilmesine karşı mücadele verdim. Bunun sonucunda Alman militarizmine karşı, nefretten başka bir duygu beslememiz söz konusu bile olamaz. (...) Alman militarizmine karşı mücadelem nedeniyle bir Alman mahkemesi tarafından sekiz ay hapis cezasına çarptırıldım. Bunu herkes bilir. Bu salonda bulunan kimse bizim Almanların paralı uşağı olduğumuzu söylemesin. "

Temmuz ayında başarısız bir Bolşevik ayaklanmasından sonra Lenin güvenlik nedeniyle Finlandiya’ya gider. Ekim ayında geri dönerek geçici hükümete karşı "Sovyetler iktidara!" sloganıyla silahlı bir devrime önayak olur. Hükümet üzerine düşüncelerini "Devlet ve Devrim" [7] adlı denemesinde açıklamıştır. Bu denemede işçiler tarafından seçilen ve yine işçiler tarafından iptal edilebilen işçi konseylerinden ya da "sovyetlerden" oluşan yeni bir hükümet tarzından söz etmiştir.

Sovyet devletinin başında

8 Kasım’da Lenin, Rus Sovyet Kongresi tarafından "Halk Komiserleri Konsey Başkanı", yani hükümet başkanı seçildi.

"Komünizm Sovyet iktidarı ile tüm ülkeye elektriğin ulaştırılmasıdır" [8] diyen Lenin, Rusya’nın her yerine elektrik götürülmesinin ve tarım ile sanayinin modernize edilmesinin önemini vurgulamıştır. "Sanayinin modern ve ileri teknoloji üzerinde örgütlenmesinin ve kent ile kırsal arasında bağlantı sağlayacak olan elektriğin yaygınlaştırılmasının kent ile kırsal arasındaki ayrımı ortadan kaldıracağını, kırsaldaki kültür düzeyini yükseltmeye olanak sağlayacağını ve ülkenin en ücra köşelerinde bile geri kalmışlığı, cehaleti, yoksulluğu, hastalığı ve barbarlığı yok edeceğini köylülere göstermeliyiz." [9] Herkes için ücretsiz evrensel bir sağlık sistemi kurmak, kadınlara haklarını iade etmek ve okur yazar olmayan Rus halkına okuma yazma öğretmek konularında çok hevesliydi. [10] Ama Bolşevik hükümetinin öncelikli eylemi Rusya’yı I. Dünya Savaşı’ndan çekip kurtarmaktı.

Almanların doğuya doğru sürekli ilerlemeleri tehdidiyle karşı karşıya kalan Lenin, Rusya’nın acilen bir barış antlaşması imzalaması gerekliliğini tartışmaya açtı. Buharin gibi diğer Bolşevik liderleri, savaşa devam etmenin Almanya’da devrim çıkartmanın bir yolu olduğunu savunuyorlardı. Uzlaşmaları yöneten Troçki her iki tarafın da toprak kazançlarını iade etmesi şartıyla bir barış antlaşması yapılmasını içeren orta yolu savunuyordu. Barış görüşmeleri başarısız olunca Almanlar ilerlemeye devam etti ve Rusya’nın batı topraklarının büyük bölümü işgal edildi. Bu durum karşısında Lenin’in savunduğu tez, Bolşevik liderlerinin çoğunluğunun desteğini kazandı. 3 Mart 1918'de Brest-Litovsk Antlaşması’nı imzalayan Lenin, Rusya’yı I. Dünya Savaşı’ndan çıkardı. Bu antlaşma sonucunda Rusya, Avrupa’da önemli toprak kaybına uğradı.

Bolşevikler Meclis seçimlerini kaybettikten sonra 19 Ocak’ta yapılan ilk oturumu Kızıl Muhafızları kullanarak kapattılar ve Sovyetlerin desteğinden dayanak aldılar. Bu tarihten itibaren, görüşleri Lenin'e ve Bolşeviklere uymayan parti ve gruplar düzenli olarak siyasal hayattan çıkarıldı ve süreklilik arzeden iç savaşlar bahane edilerek Sovyet Kongreleri tekrar tekrar dağıtıldı.


Josef Stalin, Vladimir Lenin ve Mikhail Kalinin, 1919Bolşevikler, Sosyalist Devrimci Parti’nin sol kanadıyla birlikte bir koalisyon hükümeti kurdu. Ancak sosyalist devrimcilerin Brest-Litovsk antlaşmasına karşı çıkıp muhalif partilerle birleşerek Bolşevik hükümetini devirmeye çalışmasıyla bu koalisyon bozuldu. Lenin bu çabalara karşı muhalif partilerin bazı üyelerinin hapsedilmesini de içeren toptan bir karşı çıkmayla cevap vermiştir.


Gizli polisin kuruluşu

1918’in başından itibaren Lenin, işçilerin kendi kendilerini yönetmeleri kavramına zıt ama uzmanlık ve verimlilik sağlayabilmek adına her kuruluşun başına tek bir kişinin geçmesi ve demokratik kurallara göre kuruluşu yönetmesi gerekliliği konusunda kampanya yaptı. S. A. Smith’in yazdığına göre: "İç savaşın sonuna doğru 1917’deki fabrika komitelerince tanıtılan sanayi idaresinin demokratik idare tarzından eser kalmamıştı, ancak hükümet bunun bir önemi olmadığını çünkü sanayinin artık işçi devletinin kontrolüne geçtiğini savunuyordu."

Yeni kurulan Bolşevik hükümetini karşıdevrimcilerden ve diğer siyasi muhaliflerden korumak adına Bolşevikler Çeka (Rusça: ЧК ) adını verdikleri bir gizli polis teşkilatı kurdu. Bolşevikler devrik Çar II. Nikolay için bir mahkeme kurmayı planlamıştı, ancak 1918 Ağustos’unda Beyaz Ordu’nun kraliyet ailesinin tutulduğu Yekaterinburg'a ilerlemesi üzerine Sverdlov yerel Sovyet’ten, Beyazlar tarafından ele geçirilmesindense devrik çarın infaz edilmesi için istekte bulundu. Çarın ve ailesinin öldürüldüğü olaya merkezî hükümetin mi, yoksa yerel Sovyet’in mi karar verdiği, tarihçiler arasında hâlâ bir tartışma konusudur.

Suikast girişimleri

14 Ocak 1918 günü Lenin’in aracına Petrograd’da, bilinmeyen bir kişi tarafından silahlı saldırıda bulunuldu. Bir konuşmadan dönen Lenin ve Fritz Platten aracın arkasında oturuyordu. Ateş edilmeye başlandığında "Platten, Lenin’i başından tutarak yatırdı… Platten’in eli, Lenin’i korumaya çalışırken sıyırıp geçen bir kurşun yarasıyla kan içinde kalmıştı." [11]

30 Ağustos 1918 günü, Sosyalist Devrimci Parti üyesi Fanya Kaplan, bir miting sonrası aracına giden Lenin’e yaklaştı ve adını haykırdı. Cevap vermek için dönen Lenin, suikastçının üç el ateşiyle yaralandı. Kurşunların ikisi omzuna, biri akciğerine isabet etti. Diğer suikastçıların hastanede beklediğine inanan Lenin, hastaneye gitmeyi reddettiği için Kremlin’deki odasına götürüldü. Doktorlar kurşunları çıkarmanın çok tehlikeli olduğuna karar verdiler. Daha sonra iyileşmesine rağmen Lenin'in sağlığı bu olaydan sonra giderek kötüleşti. Daha sonra geçirdiği inmelere bu vurulmanın sebep olduğuna inanılır.


Lenin, Troçki ve askerlerle Kronstadt’da, 1921Suikast girişimine ve parçası olduğu giderek artan komünist karşıtı cepheye komünist hükümetin cevabı Kızıl Dehşet oldu. Onbinlerce kişi, Devrim’in düşmanı olarak Bolşevik hükümetine karşı etkin olarak eylemde bulundukları iddiasıyla ya öldürüldü ya da çalışma kamplarına gönderildi. Kızıl Dehşet, iç savaşın kızışması ve Savaş Komünizmi denilen politikanın uygulanmaya başlandığı döneme rastlar. Bu politikanın içine köylünün elindeki tahılın zoralımı da dahildi ve bu durum sonucunda geniş çaplı bir kıtlık oluşmuştur.[12]

Orlando Figes’e göre Lenin her zaman "devrim düşmanlarına karşı kitle terörünün" destekçisiydi ve proleter devletin kapitalist kuruma karşı organize bir şiddet sistemi olduğu görüşüne sahipti. Figes aynı zamanda şiddet Bolşevikler tarafından cesaretlendiriliyor olsa da kökünün, ayrıcalık sahiplerine karşı halkın beslediği nefrette yattığını iddia eder. [13] 1918 sonlarında Kamenev ve Buharin Çeka’nın keskin köşelerini yuvarlamaya çalıştığında, teşkilatı Lenin savunmuştur.[14] Lenin kitle terörünün ateşli bir savunucusu olarak kaldı. 1922 yılında Lenin'in teşviğiyle yaklaşık 8.000 kadar din adamı, Shuia kentinde çıkan dinî ayaklanma sonucunda infaz edildi.

Rusya Komünist Partisi ve iç savaş

1919 Mart'ında Lenin ve diğer Bolşevik liderler tüm dünyadan gelen devrimci sosyalistlerle buluşarak Komünist Enternasyonal’i kurdu. Bu şekilde, daha geniş olan sosyalist hareketten ayrılındı, artık komünist olarak nitelendirileceklerdi. Rusya’da Bolşevik Partinin adı önce "Rusya Komünist Partisi" daha sonra da "Sovyetler Birliği Komünist Partisi" (Rusça: КПСС ) olarak değiştirildi.

Bu arada, Rusya’da iç savaş sürmekteydi. Çok geniş bir yelpaze içinde farklı görüşlere sahip siyasi hareketler ve destekçileri Sovyet hükümetini devirmek için silaha sarılmıştı. Bir çok taraf iç savaşa karışmış olsa da çarpışan iki önemli taraf komünistlerin Kızıl Ordusu ile gelenekçilerin Beyaz Ordusuydu. Fransa, Büyük Britanya, ABD ve Japonya gibi yabancı güçler Beyaz Ordu yararına işe karışmış olsa da etkileri çok olmamıştır. Sonunda Leon Troçki tarafından komuta edilen ve örgütsel açıdan daha becerikli olan Kızıl Ordu 1920 yılında Beyaz Ordu’yu ve müttefiklerini yenerek iç savaşı kazandı. Daha küçük çaplı çarpışmalar ise birkaç yıl daha devam etti.


"Yoldaş Lenin dünyayı pislikten temizliyor", 1920 Komünist afişiHem Beyaz Ordu hem de Kızıl Ordu kuvvetleri, savaşın ve devrimin yol açtığı karışık dönemde "kontrol altında tuttukları bölgelerde büyük zalimlik gösterdiler. Kasabalar yakıldı, mal mülk yıkıldı ya da çalındı, köylülerin mahsulü ve hayvanları zorla alındı, karşı koyanlar işkence gördü ve öldürüldü." [15] Brovkin, askerî gerekliliğin ötesine geçen bu tarz terörün sonuçlarının oldukça yıkıcı olduğunu savunmuştur. Ona göre cephe gerisindeki halkın yabancılaştırılması hem kızıl hem de beyaz güçlerin yenilgisini açıklayabiliyordu. [16]

1919’un sonlarına doğru Beyaz Rus kuvvetlerine karşı kazanılan başarılar Lenin’i, devrimi artık Batı’ya yaymak gerektiğine ve gerekirse güç kullanılmasına ikna etti. Bağımsızlığını yeni kazanmış olan İkinci Polonya Cumhuriyeti 18. yüzyılın sonlarına doğru Rusya tarafından ilhak edilen doğu topraklarını kontrol altına almaya başlayınca, bu bölgelerin kontrolü konusunda Bolşevik kuvvetleriyle karşı karşıya geldi ve çatışmalar 1919 yılında Polonya-Sovyet Savaşı’na yol açtı. Almanya’da devrimin sürmesi ve Spartaküs Birliği’nin yükselişe geçmesini Lenin, “Avrupa’yı Kızıl Ordu’nun süngüsüyle yoklamak” için en uygun zaman olarak gördü. Lenin, Rus Devrimi ile Alman Devrimi’nin komünist destekçilerini birbirine bağlamak için Kızıl Ordu’nun, arada kalan Polonya’yı sıçrama tahtası olarak kullanıp hem Almanya’ya hem de Batı Avrupa’daki diğer komünist hareketlere yardıma gitmesi gerektiğini düşünüyordu. Ancak Sovyet Rusya’nın Polonya-Sovyet Savaşı’nda yenilmesi üzerine bu planlar suya düştü.

Lenin, emperyalizmi çok sert eleştiriyordu ve 1917 yılında kapitalist emperyalist güçlerin kontrolü altındaki ulusların koşulsuz olarak kendi kaderini tayin hakkına sahip olduğunu deklare etmişti. Ancak bu ilkenin uygulanmasında ve istediği koşullarda bir birliğin yaratılmasında başarı sağlayamamıştır. 1920-1921 yıllarında, altı ulusal cumhuriyet Ukrayna, Beyaz Rusya, Gürcistan, Azerbaycan, Ermenistan ve Rusya Fedarasyonu arasındaki ilişkiler açık biçimde tamamlanmış değildi. Lenin bu birliğin sosyalist, enternasyonalist ilkelere uygun şekilde gönüllülük yolu ile belirlenmesini istiyordu. Ancak Sovyetler Birliği’nin kurulması sırasında Komünist Parti saflarında yeşermeye başlayan Rus milliyetçiliği ile de mücadele etmek durumunda kalmıştır.

Gürcistan’ın birliğe katılım koşullarının müzakere edildiği dönemde politikaları yürüten, iç savaş sırasında da orada görev almış olan Stalin ve Ordzhonikidze ikilisinin bağımsızlık yanlısı Gürcistan Komünist Partisi’ne uyguladığı baskıları geç de olsa farkederek engellemeye çalışmıştır. Lenin bu konudaki görüşünü “Ulusal sorunlar bastırılmamalı, çözülmeli.” şeklinde açıklamış ve Gürcistan meselesi ile ilgili Troçki’ye ve Stalin’in hazırladığı ve sadece Ermenistan ve Azerbaycan’ın kabul ettiği Özerkleştirme Tasarısı’nın düzeltilmesi için de Kamenev’e SSCB’nin Kuruluşuyla İlgili Tasarı” isimli mektubu yazmıştır. Sovyet projesinin Rusya Fedarasyonu’na katılma biçiminde değil, eşit cumhuriyetlerin birleşmesi biçiminde olması gerektiğini vurgulamıştır. Bu şekilde bir birliğin amacının diğer ulusların kapitalist emperyalizmden korunmasına da hizmet edeceği öngörülmüştür. Ancak Lenin hastalığı nedeni ile bu dönemde güçten düşmüş ve zamanla sağlığını tümden yitirmiştir. Daha önce yok etmeye söz verdiği ezen ulus şovenizmi sürece yeniden hâkim olmuş ve uluslar politikası, gönüllü olmayanların asimilasyonu politikası biçiminde işlemiştir.

Uzun yıllar süren savaş, Bolşeviklerin savaş komünizmi politikası, 1921 yılındaki kıtlık ve düşman hükümetlerin kuşatması sonucunda Rusya harap düşmüştü. En büyüğü Tambov isyanı olan birçok köylü ayaklanması oldu. 1921 Mart’ında Kronstadt’da denizcilerin isyanı üzerine Lenin, savaş komünizmi politikasını sanayii ve özellikle tarımı yeniden yapılandırmak için Yeni Ekonomi Politikası (Rusça: Новая экономическая политика (НЭП)) (NEP) ile değiştirdi. Bu yeni politika, politik ve ekonomik gerçekliklerin tanınması üzerine inşa edilmiş ve aslında sosyalist idealden taktiksel bir geridönüştü. Politikann tamamı sonradan Stalin tarafından tersine çevrilmiştir.

Yaşamının son yılları

Lenin'in sağlığı, devrim ve savaşın getirdiği gerginlik sonucu oldukça zarar görmüş, suikast girişiminde aldığı yaralar sağlık durumunu daha da kötüye götürmüştü. Kurşun hâlâ boynunda idi ve omuriliğe yakın durduğu için, o günün tıp tekniğiyle çıkarılması mümkün değildi. 1922 Mayıs’ında ilk defa felç geçirerek sağ tarafı kısmen felçli kalan Lenin’in hükümetteki rolü giderek azaldı. Aynı yılın Aralık ayında geçirdiği ikinci felçten sonra aktif politikadan çekildi. 1923 Mart’ında geçirdiği üçüncü felcin sonrasında konuşma yeteneğini de yitirerek ölene kadar yatağa bağımlı kaldı.

İlk kez felç geçirdikten sonra, hükümet ile ilgili bazı yazıları eşine dikte ettirdi. Bunların arasında en ünlüsü Lenin’in Vasiyeti ’dir. Bu vasiyette, başta Stalin olmak üzere önde gelen komünistleri eleştiriyordu. 1922 Nisan ayından itibaren Komünist Parti’nin genel sekreteri olan Stalin'in “eline sınırsız bir otoritenin geçtiğini” söylemiş ve “yoldaşların Stalin’i bu görevden uzaklaştırmak için bir yol aramalarıni” önermiştir. Lenin’in ölümünden sonra eşi, 1924 Mayıs’ındaki 13. Parti Kongresi’nde okunmak üzere Lenin’in Vasiyeti ’ni merkez komiteye göndermesine rağmen, vasiyette merkez komitenin önde gelen Zinoviev, Kamenev, Buharin ve Stalin gibi üyeleri eleştirildiği için merkez komite bu dokümanın geniş kitleye ulaşmasını istemedi. Merkez komite bu kararı haklı göstermek için, hayatının son yıllarında Lenin’in aklî dengesinin yerinde olmadığını, dolayısıyla da son söylediklerine güvenilemeyeceğini belirtti. Lenin'in Vasiyeti resmen ilk olarak 1926 yılında Max Eastman tarafından Amerika Birleşik Devletleri’nde yayımlandı.[17]

Lenin 21 Ocak 1924 günü, 53 yaşında öldü. Lenin’in ölüm sebebi için yapılan resmî açıklama serebral arteriyoskleroz ya da dördüncü bir inme idi. Ancak Lenin’i tedavi etmeye çalışan 27 doktorun yalnız sekizi otopsi raporunda bu sonuca vardığı için, ölümü ile ilgili başka teoriler de ortaya atıldı.[18]

Ölümünden hemen sonra, frengi olduğu dedikoduları yayıldı. Otopsiden sorumlu patolog Alexei Abrikosov otopsi raporunda frengiden sözetmedi ancak bahsettiği kan damarlarındaki hasar, felç ve diğer yetersizlikler frenginin de belirtilerindendir.

Lenin frengi olmuşsa bile normal olarak hastalığın son aşamasında ortaya çıkan lezyonlar vücudunda görülmemiştir. Tarihçilerin büyük çoğunluğu ölüm sebebinin, suikast neticesi boynunda kalan kurşunun neden olduğu bir felç olduğu konusunda hemfikirdir.


Lenin’in ölümünden üç gün sonra Petrograd şehrinin adı Leningrad olarak değiştirildi. Sovyetler Birliği’nin 1991 yılında dağılmasına kadar şehrin adı Leningrad olarak kaldı ancak bu tarihten sonra eski adı olan St. Petersburg’a dönüldü.

1920’lerin başlarında çok popüler olan Rus evrencilik akımı sonucu Lenin’in cesedini dondurarak saklamak ve gelecekte canlandırmak yönünde bir niyet vardı. Gerekli ekipman ülke dışından satın alındı ancak birçok sebepten ötürü bu plan gerçekleştirilemedi. Bunu yerine cesedi mumyalandıktan sonra 27 Ocak 1924 tarihinde Moskova’da Lenin’in Mozolesi’nde daimî istirahatgâhına kondu


Lenin'in korunan cesedi Moskova’da Kızıl Meydan’daki Lenin Mozolesi’nde sürekli olarak ziyarete açık tutulmaktadır.

Ölümünden hemen önce belirttiği, kendisi için anıt yapılmaması isteğine rağmen Lenin adı, ilk komünist devletin yaratılmasındaki eşsiz rolü nedeniyle zaman içinde dinsel tapınmaya yakın sayılacak mertebeye ulaşmıştır. 1980’lere gelindiğinde Sovyetler Birliği’nde her önemli şehrin merkezinde bir Lenin heykeli, merkeze yakın bir Lenin caddesi ya da Lenin meydanı, tüm şehre dağılmış yirmiye yakın irili ufaklı büst ve heykel bulunuyordu. Kolektif çiftliklere, nişanlara, buğday hibridlerine ve hatta bir asteroide Lenin’in adı verilmişti. Çocuklara anaokulu çağından itibaren "Lenin Dede" hakkında öyküler anlatılıyordu. 1930 yılında adına verilmeye başlanan Lenin Nişanı yaklaşık 460.000 kere verilmiştir.

Sovyetler Birliği’nin yıkılışından beri eski Sovyet cumhuriyetlerinde Lenin’e duyulan saygı oldukça azalmıştır, ancak Sovyet döneminde yetişmişlerin gözünde hâlâ önemli bir kişidir.[19] Doğu Avrupa’da bulunan heykellerin çoğu yıkılmış olsa da Rusya’da büyük bir kısmı hâlâ durmaktadır. Leningrad şehri orijinal adı olan Petrograd’a dönse de, çevresindeki Leningrad Oblast’ın adı değişmemiştir. Lenin’in doğum yeri olan Ulyanovsk’ta oturanlar şehrin adının yeniden Simbirsk olarak değişmesine karşı çıkarak şu ana kadar başarılı olmuşlardır. Lenin’in cesedinin toprağa verilmesi, son yıllarda Rusya’da sürekli gündemde bir konu hâline gelmiştir.


Lenin'in beyninin incelenmesi [değiştir]Lenin'in beyni, vücudu mumyalanmadan önce çıkarılmıştı. Sovyet hükümeti, tanınmış Alman bilimadamı Oskar Vogt’u Lenin’in beynini incelemek ve "dehaya" yol açan beyin hücrelerinin yerini tespit etmekle görevlendirdi. İnceleme Vladimir Behterev’in Beyin Enstitüsü’nde yapıldı. Vogt 1929 yılında yayımladığı yazıda beynin renksiz olduğunu, küçüldüğünü, birçok bölgesinin yumuşadığını [20] ve serebral korteksin üçüncü katmanında bazı piramidal nöronlar bulunduğunu yazmıştır. Ancak bu bulgunun deha ile olan ilgisi tartışma konusudur. Vogt’un çalışması Sovyetler tarafından yetersiz kabul edildikten sonra bir Sovyet ekibi tarafından yeniden incelemeler başlatıldı ancak bu konuda daha fazla bilgi verilmedi. Günümüz anatomi uzmanları, morfolojinin beynin çalışmasını tek başına açıklayamayacağını düşünmektedir.

Kitapları

Nereden Başlamalı - 1901
Ne Yapmalı? - 1902
Devrimci Maceracılık - 1902
Bir Yoldaşa Mektup - 1902
Bir Adım İleri, İki Adım Geri - 1904
İki Taktik (Demokratik Devrimde Sosyal-Demokrasinin İki Taktiği) - 1905
Parti Örgütü ve Parti Edebiyatı - 1905
Sosyalizm ve Din - 1905
Moskova Ayaklanmasından Alınacak Dersler - 1906
Gerilla Savaşı - 1906
Materyalizm ve Ampiryokritisizm - 1908
Proletarya Partisinin Din Konusundaki Tutumu - 1909
Rusya'da Parti-İçi Savaşımın Tarihsel Anlamı - 1910
Avrupa İşçi Hareketi İçindeki Ayrılıklar - 1910
Marksizmin Tarihsel Gelişmesinin Bazı Özellikleri - 1910
Bir Yasalcı ile Bir Tasfiyecilik-Karşıtı Arasında Konuşma - 1911
Rus Sosyal-Demokrat Hareketi İçindeki Reformculuk - 1911
İşçi Sınıfı ve Yeni-Maltusçuluk - 1913
Ulusal Sorun Üzerine Tezler - 1913
"Kültürde" Ulusal Özerklik - 1913
İncelmiş Bir Ulusalcılıkla İşçilerin Yozlaştırılması - 1914
Ölü Şovenizm, Yaşayan Sosyalizm - 1914
Karl Marks - 1915
Friedrich Engels - 1895
Diyalektik Sorun Üzerine - 1915
Sosyalizm ve Savaş - 1915
Sosyal-Şovenistlerin Safsataları - 1915
Platonik Enternasyonalizmin Çöküşü - 1915
Avrupa Birleşik Devletleri Sloganı Üzerine - 1915
Devrimci Proletarya ve Ulusların Kendi Kaderlerini Tayin Hakkı - 1915
Ulusların Kaderlerini Tayin Hakkı - 1914
RSDİP'nin Ulusal Programı - 1913
Ulusal Sorun Üzerine Eleştirici Notlar - 1913
Ulusların Kendi Kaderlerini Tayin Etme Hakkı - 1914
Büyük-Rus Ulusal Gururu Üzerine - 1914
Ulusal Politika Üzerine - 1914
Sosyalist Devrim ve Ulusların Kaderlerini Tayin Hakkı (Tezler) - 1916
Ulusların Kaderlerini Tayin Hakkı Üzerine Bir Tartışmanın Özeti - 1916
Ulusal Sorun Üzerine Söylev - 1917
Ulusal Sorun ve Sömürgeler Sorunu Üzerine Tezlerin İlk Tasarısı - 1920
Uluslar ve Sömürgeler Komisyonunun Raporu - 1920
"Özerkleştirme" Üzerine Notlar - 1922
Alman Şovenizmi ile Alman-Olmayan Şovenizm - 1916
Emperyalizm, Kapitalizmin En Yüksek Aşaması - 1916
Proletarya Devriminin Askeri Programı - 1916
Emperyalizm ve Sosyalizmdeki Bölünme - 1916
Marksizmin Bir Karikatürü ve Emperyalist Ekonomizm - 1916
Nisan Tezleri - 1917
Marksizm ve Ayaklanma - 1917
Devlet ve Devrim - 1917
Kâhince Sözler - 1918
Proletarya Devrimi ve Dönek Kautsky - 1918
Oportünizm ve İkinci Enternasyonalin Çöküşü - 1915
II. Enternasyonalin İflası (Batkısı) - 1915
Kurucu Meclis Üzerine Tezler - 1917
Vandervelde'in Devlet Üzerine Yeni Bir Kitabı - 1918
Proleter Devrim ve Dönek Kautsky - 1918
Devlet - 1919
Üçüncü Enternasyonal ve Tarihteki Yeri - 1919
Proletarya Diktatörlüğü Döneminde Ekonomi-Politika - 1919
Ulusal ve Sömürgeler Sorunu Üzerine Tezler - 1920
"Sol" Komünizm: Bir Çocukluk Hastalığı - 1920
Az Olsun, Temiz Olsun
Marx-Engels-Marksizm
Ulusal Sorun ve Ulusal Kurtuluş Savaşları
Burjuva Demokrasisi ve Proletarya Diktatörlüğü
Rusya'da Kapitalizmin Gelişmesi - 1899


Kullanıcı avatarı
Siyabend
Belawela Muhtarı
Belawela Muhtarı
Mesajlar:19658
Kayıt:15 Eki 2006 12:05
Ruh Hali:Mutlu
Cinsiyet:Erkek
Burç:Kova
Takım:Galatasaray

Re: Vladimir İlyiç Lenin

Mesaj gönderen Siyabend » 18 Şub 2008 11:53

Vladimir İlyiç Lenin'in mumyalanma görüntüleri;

http://video.serfinaz.com/index.php?task=view&id=2054


Lenin'in Mumyalanmış Cesedinin fotoğrafları:
Burdan
Cevapla

“Biyografi” sayfasına dön