I. Petro

Ünlü şahsiyetlerin hayat hikayeleri
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Siyabend
Belawela Muhtarı
Belawela Muhtarı
Mesajlar:19658
Kayıt:15 Eki 2006 12:05
Ruh Hali:Mutlu
Cinsiyet:Erkek
Burç:Kova
Takım:Galatasaray
I. Petro

Mesaj gönderen Siyabend » 11 Eki 2008 14:01

I. Petro (Rusça: Пётр I Великий) (Pyotr I Velikiy) (10 Haziran 1672 - 8 Şubat 1725) Rusya'yı 7 Mayıs 1682'den ölümüne kadar yöneten Rus Çarı. Rusya'yı Avrupa'nın ve dünyanın kaderinde söz sahibi devletleri arasına sokmayı başarmış, bu nedenle tarihte 'Büyük' sıfatıyla anılan ender hükümdarlardan biri.

Çar I. Aleksey'in ikinci eşi Natalya Narışkina'dan olan oğludur. 1682'de, zayif ve hastalikli üvey agabeyi V. İvan'la birlikte tahta çıktı. Bu dönemde, Rusya'yı fiili olarak, üvey ablası Sofia yönetiyordu. Petro 17 yaşında bir saray darbesiyle yönetimi ablasının elinden alıp tek başına çarlığını ilan etti.

Rusya'yı Avrupa'nın güçlü devletleri arasına sokabilmek için güçlü bir ordu ve denizlerde hakimiyet olduğuna inanan Petro, orduyu baştan aşağı yenileme ve bir donanma kurma hamlesine girişti. Oncelikle kendisinin merak sardığı denizciliği Ruslara sevdirmeye çalışan Petro, Rusya'nın güneyinde büyük tersaneler inşa ettirdi. Buralarda çalıştırmak üzere, başta Hollanda ve Venedik'ten olmak üzere Avrupa'nın birçok ülkesinden gemi yapım ustaları getirtti. Bu arada kendisi de, kimliğini gizleyerek çıktığı uzun bir Avrupa gezisinde, ilgi alanına giren bilim ve zanaat dallarıyla ilgili bilgi edindi. Hollanda'da gemi yapım tezgahlarında marangozluk yaptı. İngiltere, Fransa, Hollanda, Almanya'yı dolaştığı bu seyahat Petro icin bir okul niteliği taşıdı. Avrupa'nın gelişmiş ve güçlü ülkelerindeki uygulamaları Rusya'ya taşımak ve ülkesinde köklü reformlar yapmak isteyen Petro için bu seyahat bir dönüm noktası oldu.

Baltık denizi kıyılarına ulaşmak isteyen Petro, İsveç kralı XII. Şarl'ı Poltava Savaşı'nda yendi. İsveç kralı Osmanlı topraklarına sığındı. Bunu bahane eden Petro, ordularını Osmanlı topraklarına soktu.

Gerek bu tecavüze karşılık vermek, gerekse İsveç Kralı Demirbaş Şarl'ın Bender Kalesinden İstanbul’a gönderdiği yardım dileyen mektupları ve Rusya’nın emellerine set çekmek için, Sultan Ahmed III, Rusya’ya sefer açtı. Vezîriâzam Baltacı Mehmed Paşa, sefere Serdâr-ı ekrem (Başkumandan) tayin edildi. Yüz bin kişilik Osmanlı ordusu, 9 Nisan 1711’de sefere çıktı. Osmanlı ordusu, Prut adındaki Kıpçak boyunun adını taşıyan Prut Nehri kıyısında Rus ordusuyla karşılaştı. Çar Büyük Petro kumandasındaki Rus ordusunu tamamen kuşatan Osmanlı ordusu Baltacı Mehmed Paşanın yeniçerilere güvenmemesi dolayısıyla Rusları imhadan vazgeçti ve Çar Büyük Petro nun anlaşma teklifini kabul etti ve böylece Rusya ağır bir darbe almaktan son anda kurtulmuş oldu. Prut anlaşmasıyla sonuçlanan bu savaş sonucunda Çar Büyük Petro nun sıcak Karadeniz'e açılma emelleri bir süre ertelenmiş oldu (bknz Prut Savaşı).

I.Çar Büyük Petro Rusya'yı büyük bir devlet haline getirmek istemiştir. Amacı Kırım'a ve Karadeniz'e hakim olmak ve Bütün Ortodoksları himayesi altına almak istemesidir.


Çar Petro, 0 dan başlayarak yeni bir Şehir inşa etmek istiyordu, Bu şehir Avrupa ülkelerine benzeyecekti, bu sebeple, Rusyanın Ağaç mimarisinden farklı olarak, Avrupadan getirttiği Mimarlara Şehrin planlarını,Kanalizasyonu ve Binaların dağılımını çizdirdi ve klasik, gotik vb tarzda bir çok sanat şaheseri bina yapıldı. Bu gün Hermitage olarak bilinen müze Çar ın kışlık sarayıdır, ve Fransadaki Versailes Sarayı ile boy ölçüşecek derecede ihtişamlıdır, Yazlık sarayı ise Petronun kendisi tarafından çizilmiş bir yapıdır, St.Petersburgda ilk görülmesi gereken yerlerdir. St petersburg, Venedik, Amsterdam, Birazda İstanbul u andırmakta, fakat en yüksek yeri 30 m. dir.


'Büyük Petro' olarak bilinen Rus hükümdar, Rönesans ve Reform döneminde yaptığı incelemeler ve deneyler sayesinde Rusya'nın Avrupa'nın gerisinde kalmasını önlemiştir. Daha çok sıcak sulara inme planlarından dolayı denizcilik ve gemicilikle ilgili incelemeler yapan Petro, şanından öte bir gemide en alt rütbede çalışarak ilginç kişiliğini ön plana çıkarmıştır. Osmanlılar bu yüzden Petroya 'Deli Petro' lakabını takmıştır fakat söz konusu Prut SavaşındaOsmanlı'nın karşısına büyük ve dayanıklı gemilerle gelince Deli Petro'nun adı Büyük Petro olarak anılmaya başlanmıştır.


Cevapla

“Biyografi” sayfasına dön