Fatma Aliye Hanım

Ünlü şahsiyetlerin hayat hikayeleri
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Siyabend
Belawela Muhtarı
Belawela Muhtarı
Mesajlar:19658
Kayıt:15 Eki 2006 12:05
Ruh Hali:Mutlu
Cinsiyet:Erkek
Burç:Kova
Takım:Galatasaray
Fatma Aliye Hanım

Mesaj gönderen Siyabend » 29 Eki 2008 12:33

Fatma Aliye Hanım (Fatma Aliye Topuz).(9 Ekim 1862 - 13 Temmuz 1936). Türk edebiyatının ve İslam coğrafyasının ikinci kadın romancısı olarak tanınır. İlk Osmanlı kadın romancısı Züleyha Zafer Hanım olup, 1877 yılında yayımladığı "Aşk-ı Vatan" adlı romanı, ulusçu ve vatansever bir eserdir.

9 Ekim 1862'de İstanbul'da doğdu. Tarihçi Ahmed Cevdet Paşa ile Adviye Hanım'ın kızıdır. Yaşadığı devirde bir kadının eğitilebileceğine inanılmadığından kendisine özel bir eğitim verilmese de ağabeyi Ali Sedat Bey'in evde özel hocalardan aldığı dersleri dinlemesi sayesinde kendini geliştirmiştir. Fransızca merakının ortaya çıkması üzerine Fransızca dersleri almış ve bu dili çok iyi düzeyde öğrenmiştir.

Fatma Aliye Hanım, 17 yaşında iken (1879) Kırım Harbi'ndeki savunması ile ünlü Gazi Osman Paşa'nın yeğeni Kolağası Faik Bey ile evlendi ve dört kızı oldu. (Hatice, Ayşe, İsmet, Nimet)

Evliliğinin ilk 10 yılında ancak eşinden gizli (?!) olarak kitap okuyabilen Fatma Aliye Hanım, eşinin bu konudaki tutumunun değişmesinden sonra onun izni ile tercümeler yapmaya başladı. Edebi yaşantısı 1889 yılında George Ohnet'in Volonte adlı romanını Meram adıyla çevirmesi ile başladı. Bu romanı "Bir Hanım" imzasıyla yayımlamıştır. Bu başarısıyla babasının dikkatini çeken Fatma Aliye Hanım, kendisinden ders almaya, fikir tartışmaları yapma olanağına kavuşmuştu. "Bir Hanım"'ın gösterdiği çabalar, ünlü yazar Ahmed Mithat Efendi tarafından Tercüman-ı Hakikat gazetesinde övüldü ve yazar kendisini manevi kızı kabul etti. Fatma Aliye Hanım, bu ilk çevirisinden sonraki çevirilerinde "Mütercime-i Meram" takma adını kullandı.

1891 yılında Ahmet Mithat Efendi ile birlikte Hayal ve Hakikat adlı romanı yazdı. Romanın kadın ağzından olan kısmı Fatma Aliye Hanım'ın, erkek ağzından olan kısmı Ahmet Mithat Efendi'nin kaleminden çıkmıştı. Eser, Bir kadın ve Ahmet Mithat imzasıyla yayımlandı. Bu romandan sonra ikili uzun süre mektuplaşmış ve bu mektupları Tercüman-ı Hakikat Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

Fatma Aliye Hanım, 1892 yılında Muhadarat adlı ilk romanını kendi adıyla yayımladı. Bu romanında bir kadının ilk aşkını unutamayacağı inancını çürütmeye çalıştı. 1899 yılında yayımlanan Udi adlı romanında görevi üzerine gittiği Halep’te yaşamına tanık olduğu bir kadın udiyi anlattı. Bu kitapta mutsuz bir evlilik yapan Bedia'nın hikayesi dönemine göre çok yalın bir dille anlatmıştır. Reşat Nuri Güntekin, edebiyata ilgisini güçlendiren yapıtlar arasında lalasından dinlediği romanlardan sonra Fatma Aliye Hanım'ın Udi romanını sayar. Eserlerinde kadın gözüyle evlilik, eşler arasındaki uyum, aşk ve sevgi kavramı, birbirini tanıyarak evlenmenin önemi gibi mühim konuları işleyen Fatma Aliye Hanım'ın diğer romanları Ref'et, Enin, Levayih-i Hayat adlarını taşır. Yazar romanlarında bireyleşme çabasında olan, çalışan, para kazanan, erkeğe ihtiyaç duymayan kadın kahramanlar yaratır.

Fatma Aliye Hanım, edebi eserlerinin yanısıra kadın sorunları ile ilgili de eser vermişti. Kadınlara Mahsus Gazete'de kadın sorunlarına ilişkin makaleler yazmış ve Geleneksel görüşlerden kopmadan kadın haklarını savunmuştur. 1892'de yayımlanan Nisvan'ı İslam adlı kitabında Avrupalı kadınlara İslam'da kadının durumunu anlatmış ve romanlarında daha modern kadın kahramanlar yaratan yazar, bu kitapta, makalelerinde olduğu gibi, eski gelenekleri savunmuştur.

1893 yılında Ahmet Mithat Efendi tarafından yazılan Bir Osmanlı Kadın Yazarın Doğuşu (Bir Muharrire-i Osmaniye'nin Neşeti) adlı kitap bilinirliğini arttırdı. Bu kitap Ahmet Mithat'ın Fatma Aliye'yi anlattığı yazıları ve Fatma Aliye'nin doğrudan kendisini anlattığı mektuplarından oluşmaktadır. Fatma Aliye mektuplarında bitmek tükenmez bilmeyen öğrenme coşkusunu anlatır.

Fatma Aliye Hanım'ın edebiyat dışındaki uğraşı alanlarından bir başkası ise yardım cemiyetleri idi; 1897 yılında asker ailelerine yardım amacıyla Nisvan-ı Osmaniye İmdat Cemiyeti adlı bir dernek kurdu. Bu dernek, ülkedeki ilk resmi kadın derneklerinden biridir. Fatma Aliye Hanım, Hilal-i Ahmer Cemiyeti'nin de ilk kadın üyesidir.

1914 yılında yazdığı Ahmed Cevdet Paşa ve Zamanı son yapıtıdır. Bu romanında Meşrutiyet sonrası siyasal yaşamı ortaya koymayı amaçlamıştır. Resmi tarih tezlerine muhalefet ediyor olması, edebiyat dünyasından dışlanmasına yol açmıştır.

İlk Türk kadın romancı olma özelliği ile Avrupa ve Amerika basınında kendisinden söz edilen Fatma Aliye Hanım'ın “Nisvan-ı İslâm” adlı eseri Fransızca ve Arapça'ya, “Udî” adlı romanı Fransızca'ya çevrilmiştir. Emile Julyar adlı bir Fransız yazarının "Doğu ve Batı Kadınları" adlı kitabını Fransız gazetelerine yazdığı bir mektupla eleştirmesi Paris'te büyük yankı uyandırmıştı. Eserleri 1893 yılında Şikago'da Dünya Kadın Kütüphanesi Kataloğu'nda sergilenmiştir. Fatma Aliye Hanım'ın II. Meşrutiyet yıllarına kadar yaygın bir ünü olmasına rağmen zamanla unutulmuştur.

Fatma Aliye Hanım, soyadı kanunundan sonra Topuz soyadını aldı.

Fatma Aliye 13 Temmuz 1936 tarihinde İstanbul'da vefat etti. Cenazesi Feriköy Mezarlığı'na defnedilmiştir.

Fatma Aliye Hanım'ın adı, İstanbul Beyoğlu'nda ve Çankaya Ankara'da birer sokağa verilmiştir. İlk Osmanlı kadın feministlerden Emine Semiyye'nin ablası, tiyatro ve sinema oyuncusu Suna Selen'in anneannesidir.

2009 yılından itibaren 50 Türk Liralık banknotların arka yüzünde resmi bulunacak.


Cevapla

“Biyografi” sayfasına dön