Peygamber Ziyaretinize Gelse

Dinimiz hakkında hertürlü bilgi
Cevapla
yigido
Peygamber Ziyaretinize Gelse

Mesaj gönderen yigido » 19 Oca 2007 19:51

Bir gün Peygamber ziyaretinize gelse, Yalnızca birkaç günlüğüne çalsa kapınızı, Merak ediyorum neler yapacağınızı..."
Bunu okuduğunuz anda, inancı sıkı veya gevşek nasıl biri olursanız olun hafiften sarsılıyorsunuz.


Gerçekten de ne yaparız Peygamber kapımızı çalıverse! Hele O'nu dilinden düşürmeyen ama bir yandan da hayatın harala gürelesi içine "düşen"ler nasıl bir telaşa kapılırlar acaba?



Ancak bu şiirimsi metni yazan aslında neler yapacağımızdan emin. Diyor ki...
"Biliyorum. Böylesine şerefli bir konuğa en güzel odanızı açacağınızı, Ona sunacağınız yemeklerin en iyisi olacağını, Ve inandırmaya çalışacağınızı, Onu evinizde görüyor olmaktan mutluluk duyacağınızı; Fakat söyleyin bana, Evinize doğru gelirken gördüğünüzde, O'nu hemen kapıda mı karşılayacaksınız? Yoksa içeri almadan önce, aceleyle, Bazı dergileri, gazeteleri çarçabuk saklayıp Yerine Kur'an'ı mı koyacaksınız? "


Diyor ki...


"Peki ya dünyalık müziğinizi, kasetlerinizi de saklayacak mısınız?
Ve bunun yerine ortalığa, Kitaplığınızın raflarında tozlanmış, Hadis kitapları mı çıkaracaksınız? Hemence içeriye girmesine izin verecek misiniz? Yoksa telaşla ne yapayım diyerek, Sağa sola mı koşturacaksınız?"


Diyor ki...


"Tanıştırmaktan onur duyacak mısınız en yakın arkadaşınızı onunla? Yoksa hiç karşılaşmamalarını mı umardınız, Peygamberin ziyareti bitene dek birbirleriyle? Şimdi söyleyin açık yüreklilikle, Onun kalmasını ister misiniz sizinle?
Sonsuza dek, hep birlikte... Yoksa rahat bir nefes mi alacaksınız, Ziyareti bitip gittiğinde?"



Kabul edelim ki çok etkileyici bir sorgulama bu! İnananların kendilerini hep eksik, hep kusurlu görme (ama alttan alta da kendilerini değil de çağı suçlu çıkarma) eğilimini destekleyici mahiyette bir etkisi var.
Ve adım gibi eminim ki, bu metin şimdi Mevlit Kandili ve Kutlu Doğum Haftası nedeniyle yine internette sık sık karşımıza çıkacak, e-mektup yoluyla ondan ona dolaşacaktır.


Yalnız namazında niyazında olanlara değil, belki daha çok da benim çevremden insanlara; yani az çok bu manevi iklimi soluyan ama kafası hep bulanık kalanlara ulaşacaktır.


O yüzden, belki "senin üzerine vazife değil ki" diyeceksiniz bana ama konuyla ilgili bir iki satır not düşmek istiyorum şu köşeye...


Çünkü bu gönül çalan, inananları hemen etkileyen metnin ciddi sorunları var.



Asrı Saadet, bazılarının uzaktan uzağa sandığının aksine aynı bugün gibi insani ve toplumsal eksikler, kusurlar, hınçlar, nefretler, düşmanlıklar, ayrılıklar, açgözlülükler ve yalan imanların iktidarıyla doluydu. Merak eden açar kitapları okur, okuyunca da şaşkınlıktan küçük dilini yutar. O çağı "saadetli" kılan O'nun varlığıydı. O'nun yaşadığı bir dönemde yaşamak, aynı vakti ve atmosferi solumaktı saadet...


"Peygamber ziyaretimize gelse ne yapardık?" diye dövünmeye kalkışmadan önce bunu bilmek gerekir. O, içerisinde hangi rüzgarlar esiyor olursa olsun, ziyaretinin değerini bilen her evin değerini vermişti!
O'nu yakından tanıyanların deyişiyle "umanı umutsuzluğa düşürmeyen, güleryüzlü, yumuşak huylu, asla bağırıp çağırmayan" Peygamber'in ziyaret ettiği bir eve "bakalım içeride ne kusurlar ne sapkınlıklar göreceğim" fikri ve duygusuyla gireceğini hayal etmek ve ettirmek yanlıştır.


Ziyaret edilenler açısından da asıl olan O'na gönüllerini açmalarıdır. Yoksa yalancıktan çeki düzen verilmiş evlerini değil...
Korkuya, telaşa ne gerek var? Huysuzluğa, karamsarlığa ne gerek var? Gelen Peygamber...



"Bir an önce gitmesini isteme" konusuna gelince... Kimsenin bu konuda başkası yerine konuşma, bu soruyu siyasal-toplumsal bir sorgulama haline getirme hakkı yok.


Çünkü...


Gelen "sevgili"yse eğer, kim gitmesini ister?


Newroz
Yönetici
Yönetici
Mesajlar:1097
Kayıt:06 Ara 2006 16:10
Ruh Hali:Huzurlu
Cinsiyet:Kadın

Mesaj gönderen Newroz » 19 Oca 2007 20:32

Konuyu yeni okumaya başlayınca bir heyecan var ama sonra ortaya çıkan gerçekler insanı gevşetsede herkes böyle bir şerefe ermek ister diye düşünüyorum.Çünkü onu rüyasında bile görmek isteyenlerin ne kadar çok olduğunu tahmin edebiliyorum.
dr_emre21
Yüzbaşı
Yüzbaşı
Mesajlar:536
Kayıt:29 Eki 2006 19:20
Ruh Hali:Mutlu
Takım:Galatasaray

Mesaj gönderen dr_emre21 » 24 Oca 2007 19:30

sonucu ne olursa olsun,bedeli ne olursa olsun böyle bişeyi istememek için deli olmak gerek
Kullanıcı avatarı
Siyabend
Belawela Muhtarı
Belawela Muhtarı
Mesajlar:19658
Kayıt:15 Eki 2006 12:05
Ruh Hali:Mutlu
Cinsiyet:Erkek
Burç:Kova
Takım:Galatasaray

Mesaj gönderen Siyabend » 24 Oca 2007 19:51

dr_emre21 yazdı:sonucu ne olursa olsun,bedeli ne olursa olsun böyle bişeyi istememek için deli olmak gerek
Kesinlikle katılıyorum sana.Onu rüyada görmek bile insana bu kadar değişik duygular yaşatırken gerçek haliyle onu görmeyi tarif etmek imkansızdır sanırım...
Cevapla

“İslam ve İnsan” sayfasına dön