Salavatın Anlamı

Dinimiz hakkında hertürlü bilgi
Cevapla
yigido
Salavatın Anlamı

Mesaj gönderen yigido » 16 Nis 2007 11:15

Salavat ta’zim ifade eder, demişler. Onun şanını yüceltme manasına gelir. ‘Allahım! Efendimiz’in dünyada namını yüceltip dinini hakim ve şeriatını daim kıl. Ahirette de ümmetine şefaatçi yapıp, ecir ve sevabını kat kat ver. Onun faziletini artırıp Makamı Mahmud’a erdir, şanını yücelt’ anlamına gelmektedir.

Şu halde bizim salavat getirmemiz, Efendimizin Allah katındaki değerinin artması için bir dua niteliği taşımaktadır. Bununla biz de Allah’a yakın olmaya çalışırız. Fakat hangi şeyin onun makamını yücelteceğini de bilemeyiz. Bunu Rabbimiz bilir. İşte bu acziyetimiz nedeniyledir ki, biz yüce Rabbimizden Efendimize salat etmesini ve indinde onun değer ve faziletini ve kurbetini artırımasını dualarımızla taleb ediyoruz.

El-Hamîmî gibi bazı ilim adamları, Allah Resûlüne salavat getirmenin ‘imanın şubelerinden biri’ olduğunu belirtmişlerdir. El-Hamîmî devamla şunları söylemiştir: ‘Allah Resûlünü sevmek ve ona bir kölenin efendisine, bir çocuğun babasına gösterdiği saygı ve hürmetin kat kat üstünde saygı ve hürmet göstermek boynumuzun borcudur.’ Sahabenin ona olan saygı ve hürmetine bakınca insan, bizim daha fazla ta’zim ve saygıda bulunmamız gerektiğini anlar.

Melekler bizim gibi kullukla, tevhidle ve bizim şeriatımızla mükellef olmamalarına rağmen, efendimize sas salatı selam getirerek Allah’a yakınlaşmaya çalışmaları, bu konuda sorumlu olan bizleri, daha fazla gayrete teşvik etmeli.


yigido

Mesaj gönderen yigido » 16 Nis 2007 11:15

Salavat Getirmenin Sevabı

Allah Resûlü’ne bir sahabi; ‘bütün salavatımı senin için kılıyorum’ deyince, “Bu senin hem dünya, hem de ahiret ile ilgili işlerin için kâfidir” buyurmuştur.

Allah Resulüne salavat getirmek, en bereketli, en faziletli, saadeti dareyn için en faydalı ibadetlerden biridir. Hakkıyla yapılırsa sevabı da çok büyüktür. Amelleri tathir eder, hataları örter, manevi dereceleri yükseltir.

İmam-ı Sehâvî, “el-Kavlu’l-bedî’ fi’s-salât ale’l-Habîbi’ş-Şefî” adlı eserinde salavat getirmenin fayda ve sevaplarını şu şekilde sıralamıştır:
1- Hataları örter, günahların bağışlanmasına vesile olur.

2- Amelleri arındırır.

3- Makam ve dereceleri yükseltir.

4- Söyleyen kimse için istiğfar eder.

5- Uhud dağı kadar veya ölçülerin en büyüğüyle sevap verilir.

6- Endişe ve korkulardan kurtarır.

7- Efendimizin şefaatini ve şahitliğini ve Allah’ın rıza ve rahmetini celbeder, gazabından emin kılar.

8- Arşın gölgesine girmeyi sağlar.

9- Havz, Sırat vb. yardımcı olur.

10- Eli dar olanlar için sadaka yerine geçer.

11- Meclisleri süsler.

12- İtibarı artırır.

13- Allah ve Allah Resulüne yakınlaşmayı sağlar.

14- O bir nurdur.

15- Kalpleri nifak ve kirden arındır.

16- Muhabbeti artırır.

17- Sahibi hakkında gıybet edilmesini önler.

18- Allah Resulünün rüyada görülmesine vesile olur.

Daha uzunca sayılmış.

1-Salat konusunda Allaha, Meleklere muvafakat edilmiş olur.

2-Duaların kabülüne vesile olur.

3-Şefaata vesile olur.

4-Allahın salatına vesile olur.

5-İnsanın unuttuğunu hatırlamasına vesile olur.

6-Cimriliği önler.

7-Meclisleri süsler.

8-Konuşmalarda hitamı misk olur.

9-İnsanın nurunu artırır, ahirette aydınlığa vesile olur.

10-Sıkıntıların kalkmasına, devamlı bereketin yağmasına vesile olur.

11-Hidayete vesile olur.

12-Peygamberimize olan haklarımızın ödenmesine yardımcı olur.

13-Bir duadır. Allahın Halili ve Habibine bir medihtir.
yigido

Mesaj gönderen yigido » 16 Nis 2007 11:16

Salavatlar Ona Gider mi ?


“Nerede olursanız olun bana salavat getirin. Zira sizin salatınız bana ulaşır.”

Bir başka sahih hadiste şöyle buyuruyor:

“Bir müslüman, gece veya gündüz, bana selam verirse, Allah ruhumu iade eder ve ben onun selamını alırım”

İmam Buharî, bu hadislerin topluca değerlendirilmesinden, Allah Resulünün daima hayatta oldğu sonucunun çıkarılacağını belirtmektedir. Neden? Zira gece veya gündüz kendisine salatı selam getiren hiç kimsenin bulunmaması normal şartlarda mümkün değildir. Evet O’nun diri olduğunu ve kabri şerifinde rızıklandırıldığını söyleyen alimler de vardır. Zaten mübarek vücud-u şeriflerini toprağın yiyememesi konusunda icma’ vardır, deniyor. Hatta bazıları da, alimler, şehitler ve müezzinlerin de aynı durumda olduklarını söylemişlerdir.

Hakikaten de, tarihe baktığımızda, bir çok alim ve şehidin kabirleri çeşitli nedenlerle açılmış ve bedenlerinde en ufak bir değişikliğin meydana gelmediği görülmüştür. Hatta bazılarında üzerlerindeki kınaların bile aynen kaldığı müşahede edilmiştir. Peygamberlerin şehitlerden üstün olduğu bir gerçek olduğuna göre, onların bedenlerinin olduğu gibi kalması haydi haydi kabul edilebilir.

“Peygamberler kabirlerinde diridirler ve namaz kılarlar” Beyhaki bu konuda bir cüz meydana getirmiş ve Enes’den rivayet edilen hadisi nakletmiştir. Bu hadis Yahya bin ebi Bükeyr yoluyla rivayet edilmiştir ki bu Buharinin ravilerinden biridir.

وَلَا تَحْسَبَنَّ الَّذِينَ قُتِلُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ أَمْوَاتًا بَلْ أَحْيَاءٌ عِنْدَ رَبِّهِمْ يُرْزَقُونَ()

فَرِحِينَ بِمَا آتَاهُمْ اللَّهُ مِنْ فَضْلِهِ وَيَسْتَبْشِرُونَ بِالَّذِينَ لَمْ يَلْحَقُوا بِهِمْ مِنْ خَلْفِهِمْ أَلَّا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ()

Âli İmrân sûresi, 169 ve 170. Ayetler.

Hiç şüphesiz, şehitlik en mükemmel şekliyle Allah Resûlünde mevcuttur. O şehitlerin şehidi ve efendisidir. Nitekim, ibn Abbas, İbn Mes’ud ve başkaları Onun şehid olarak vefat ettiğini açıkça belirtmişlerdir.
yigido

Mesaj gönderen yigido » 16 Nis 2007 11:17

Nerelerde Ve Ne Zaman Salavat Getirmeli?


Efendimiz’e salavat getirmek, her zaman ve zeminde, herkes için gereklidir. Zira salavatın bol bol getirilmesinin birçok faydaları vardır. Ama bununla birlikte İmam Sehâvî müstakil bir başlık altında Allah Resûlüne salavat getirmenin belirli ve özel vakitlerini açıklamıştır. Tabii ki bunları da muteber ve sahih hadislere dayanmıştır. Benzer şeyi ibn Kayyım da yapmıştır. Haşimi de bunları derleyip toparlamıştır:

1-Son teşehhütten sonra. Meşrudur ve üzerinde icma’ vardır.

2-İlk teşehhütten sonra. Bu imam Şafinin görüşüdür.

3-Kunut duasının sonunda. ‘Sallallahu ale’n-Nebî’ şeklinde.

4-Cenaze namazında.

5-Hutbelerde Allah’a hamdden sonra.

6-Ezan ve kametten sonra: Abdullah b. Ömer (r.a) Efendimiz’den şöyle rivayet etmiştir: “Müezzinin sesini duyunca, söylediklerini aynen söyleyin. Sonra da bana salavât getirin.” Müslim rivayet etmiştir.

7-Dua esnasında: Ömer (r.a)’dan rivayete göre; dua, peygamberine salavat getirinceye kadar askıdadır. Tirmizinin rivayeti.

8-Mescide girerken ve girildiğinde, yolumuz mescide düştünğünde.

9-Safâ ile Merve’de.

10-Toplantılarda: Aişe validemiz şöyle buyurmuştur: “Meclislerinizi salavat getirerek süsleyin.” Ve yine, bir meclisten/toplantıdan kalkıldığı zaman.

11-Peygamberimizin (s.a)’in adı anılınca: “Yanında benim adım anılıp da bana salavat getirmeyenin burnu yerde sürtülsün” bu hadisi ebu Hüreyre nakletmiştir. (Hakim ve Tirmizi)

12-Telbiyeden sonra.

13-el-Haceru’l-Esvedi selamladıktan sonra.

14-Çarşıya çıkıldığı zaman. İbn Mes’ud çarşıya çıkarken bazı dualar okur ve salavat getirirdi.

15-Ziyafet sırasında.

16-Gece uykusundan kalkınca.

17-Kur’an hatminden sonra.

18-Cuma günü.

19-Sıkıntı ve endişe anlarında.

20-Resulullah’ın mübarek ismi yazılırken. Bu konuda sağlam rivayetler vardır.

20-İlim, zikir ve dersle meşgul olurken.

21-Sabah ve akşam.

22-Bir hata ve günah işlendiğinde af ve mağfiret umudu için.

23-Fakirlik, ihtiyaç ve sıkıntı anında.

24-Nikah hutbesinde.

25-Abdest aldıktan sonra.

26-Eve girildiğinde.

27-Zikrullah için toplanıldığında.

28-Bir şey unutulduğunda: Enes (r.a)’den rivayete göre, Efendimiz (sas) şöyle buyurmuştur: “Bir şey unuttuğunuzda…”

29-İhtiyaç arzedilirken.

30-Kulak çınladığı zaman.

31-Namazlardan sonra.

32-Namaz kılarken: Hz. Hasan (ra), Nafile namaz kılarken, içinde Resûlullah’dan söz edilen bir ayet geldiğinde durur ve salavat getirirdi.

33-Bütün önemli konuşmalarda.

34-Uykudan önce.
DELAL
Binbaşı
Binbaşı
Mesajlar:1215
Kayıt:24 Tem 2008 21:39
Ruh Hali:Huzurlu
Cinsiyet:Kadın
Burç:Oğlak
Takım:Fenerbahçe

Re: Salavatın Anlamı

Mesaj gönderen DELAL » 01 Nis 2009 23:29

"Allahümme salli alâ Muhammed'in ve alâ âli Muhammedin, kemâ salleyte alâ İbrahime, inneke hamîdun mecîd. Allahümme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed, kemâ bârekte alâ âli İbrahime, inneke hamîdun mecîd."

(Allahım! Muhammed'e ve ailesine rahmet kıl, tıpkı İbrahim'e rahmet kıldığın gibi. Sen övülmeye lâyıksın, şerefi yücesin. Muhammed'i ve ailesini mübarek kıl, tıpkı İbrahim'i mübarek kıldığın gibi. Sen övülmeye lâyıksın, şerefi yücesin) (Buhârî, da'avât 33: Müslim, salât 66)

“Allahümme salli ala Muhammedin ve ala ali Muhammed” (Allahım! Muhammed'e ve ailesine rahmet kıl)
yada
“Sallallahü aleyhi ve sellem” diyerek de salavat getirilir.
Cevapla

“İslam ve İnsan” sayfasına dön