Halepçe Katliamı
- Siyabend
- Belawela Muhtarı
- Mesajlar:19658
- Kayıt:15 Eki 2006 12:05
- Ruh Hali:Mutlu
- Cinsiyet:Erkek
- Burç:Kova
- Takım:Galatasaray
Halepçe'ye zehirli gaz saldırısı (veya Halepçe katliamı), İran-Irak Savaşı esnasında, Saddam Hüseyin'in, 1986-1988'de Irak'ın kuzeyinde yaşayan Kürtlere karşı düzenlettiği El-Enfal Harekâtı adlı imha operasyonunun bir parçasıdır.
Saddam Hüseyin'in 23 Şubat - 6 Eylül 1988 tarihleri arasında El-Enfal Harekâtını şiddetlendirdiği dönemde Mart ayının ortasında İran ordusu Zafer-7 Harekâtı adlı genel taarruzu başlattı. Celal Talabani liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği'ne bağlı Peşmergeler de İran Ordusu ile işbirliği yaparak Halepçe kasabasına girdi. gfbfdö hasksdhfaskld fhasfsai
Saddam Hüseyin İran ordusunun ilerleyişini durdurmak için Irak ordusunun Kuzey Cephesi Komutanı olan Korgeneral Alî Hasan al-Majîd al-Tikritî'ye (batı medyası tarafından 'Kimyasal Ali' lakabı ile bilinir)'e zehirli gaz bombaları kullanmayı emretti.
'Kimyasal Ali'16 Mart 1988'de zehirli gaz bombalarını taşıyan sekiz MiG-23 uçağı tarafından Halepçe kasabasına bombardıman düzenlendi. Halepçe sakinleri (çoğunluğu çocuk ve kadın), İran askerleri ve Peşmergelerle birlikte 5.000'den fazla insanın öldüğü, 7.000'den fazla insanın da yaralandığı tahmin ediliyor. Ancak Irak Savaşı'ndan sonra bölgeye giren yabancılar tarafından bu rakamın daha da büyük olduğu tespit edildi.
19 Ağustos 1988'de Irak ve İran, ateşkes anlaşmasını imzaladılar. Irak ordusu ateşkesten 5 gün sonra Halepçe'yi geri aldı ve bu işgal esnasında 200 sakinin öldürüldüğü söylenmektedir.
Süleymaniye Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Fuat Baban, 7 Aralık 2002 tarihli 'The Sydney Morning Herald' gazetesinde yayımlanan 'Experiment in Evil' başlıklı makalesinde, Halepçe'de özürlü doğum oranının Hiroşima ve Nagasaki'nin 4-5 katı olduğunu iddia etti. Amerika ise bu iddiayı suistimal ederek Zayıflatılmış Uranyum mermilerini kullanmasını meşrulaştırmaya çalıştı.
Mart 2007'de Halepçe'yi ziyaret eden bir Japon heyeti Hiroşima'ya yapılan atom bombası saldırısı'ndan hasar gören Aogiri (İmparatoriçe Pavlonyası)nin fidesini hediye etti.
Video: http://www.juzztv.com/watch_video.php?v=KUGK2ASNA4GB
Saddam Hüseyin'in 23 Şubat - 6 Eylül 1988 tarihleri arasında El-Enfal Harekâtını şiddetlendirdiği dönemde Mart ayının ortasında İran ordusu Zafer-7 Harekâtı adlı genel taarruzu başlattı. Celal Talabani liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği'ne bağlı Peşmergeler de İran Ordusu ile işbirliği yaparak Halepçe kasabasına girdi. gfbfdö hasksdhfaskld fhasfsai
Saddam Hüseyin İran ordusunun ilerleyişini durdurmak için Irak ordusunun Kuzey Cephesi Komutanı olan Korgeneral Alî Hasan al-Majîd al-Tikritî'ye (batı medyası tarafından 'Kimyasal Ali' lakabı ile bilinir)'e zehirli gaz bombaları kullanmayı emretti.
'Kimyasal Ali'16 Mart 1988'de zehirli gaz bombalarını taşıyan sekiz MiG-23 uçağı tarafından Halepçe kasabasına bombardıman düzenlendi. Halepçe sakinleri (çoğunluğu çocuk ve kadın), İran askerleri ve Peşmergelerle birlikte 5.000'den fazla insanın öldüğü, 7.000'den fazla insanın da yaralandığı tahmin ediliyor. Ancak Irak Savaşı'ndan sonra bölgeye giren yabancılar tarafından bu rakamın daha da büyük olduğu tespit edildi.
19 Ağustos 1988'de Irak ve İran, ateşkes anlaşmasını imzaladılar. Irak ordusu ateşkesten 5 gün sonra Halepçe'yi geri aldı ve bu işgal esnasında 200 sakinin öldürüldüğü söylenmektedir.
Süleymaniye Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Fuat Baban, 7 Aralık 2002 tarihli 'The Sydney Morning Herald' gazetesinde yayımlanan 'Experiment in Evil' başlıklı makalesinde, Halepçe'de özürlü doğum oranının Hiroşima ve Nagasaki'nin 4-5 katı olduğunu iddia etti. Amerika ise bu iddiayı suistimal ederek Zayıflatılmış Uranyum mermilerini kullanmasını meşrulaştırmaya çalıştı.
Mart 2007'de Halepçe'yi ziyaret eden bir Japon heyeti Hiroşima'ya yapılan atom bombası saldırısı'ndan hasar gören Aogiri (İmparatoriçe Pavlonyası)nin fidesini hediye etti.
Video: http://www.juzztv.com/watch_video.php?v=KUGK2ASNA4GB
- Siyabend
- Belawela Muhtarı
- Mesajlar:19658
- Kayıt:15 Eki 2006 12:05
- Ruh Hali:Mutlu
- Cinsiyet:Erkek
- Burç:Kova
- Takım:Galatasaray
Re: Halepçe Katliamı
Bugün 16 mart… Halepçe katliamının yıldönümü…
1988’deki Katliâmdan sonra olay yerine gidip bütün vâhşeti gözleriyle müşâhâde eden Sabah gazetesinden Ramazan Öztürk şöyle anlatıyordu:
"Halepçe, İnab, Dûceyde kasabalarıyla çevre köylerde yaşayan insanların tamamı ölüyor. Biz 21 Mart günü oraya vardık. Dört gün geçmişti aradan ve aynı vâhşet gözleniyordu. Bütün sokaklar, caddeler insan hayvan ve ölüleriyle doluydu. Gördüğümüz bütün insan cesetleri kadın, genç kız, çocuk ve bebeler ile çok yaşlılardı. En katı insan bile dayanamaz. Ben tarif edemiyorum.
Katliâm demek, faciâ demek hafif geliyor. Vâhşet. Vâhşet de hafif geliyor. Dûceyde ve İnab’da gördüklerimizin de Halepçe’den hiçbir farkı yok. Her yer darmadağın, taş üzerinde taş kalmamış. İnab köyü de öyle. Bir tepenin eteğinde kurulu İnab’da yaşayan yüzlerce insan, Iraq uçaklarının bombalarından kaçmak için çocukların alıp yollara düşmüşken gafil avlanmışlar. Dere kenarlarında, köyün çıkışındaki yolda, ağaç diplerinde, yerde yatan yüzlerce ceset. Hayvanlar da kaçamamış, çoğu olduğu yerde ölmüş. Köyün hemen yanındaki tepenin ardında ise, insan cesetlerinden oluşmuş bir başka tepecik. Tüylerimiz ürperiyor. Fotoğrafları çekerken ağlıyordum. Allâh bir daha bana böyle bir sahne göstermesin."
Güneş gazetesinden Faruk Ölçücü ise vâhşeti şöyle dile getiriyordu:
"Etrafta hardal gazının yakarak öldürdüğü kadın ve çocuk cesetlerinin resimlerini çekerken, kusmamak için kendimi güç tutuyordum. Halepçe’nin bütün sokakları, Iraq uçaklarının attığı kimyasal bombaların etkisiyle katledilmiş Kürt kadın ve çocukların cesetleriyle doluydu. Atılan sinir ve siyanit gazlarının etkisiyle iç solunum sistemleri tahrib olan bu zavallı insanlar boğularak ölmüşlerdi. Dış görünümlerinde hiçbir şey olmayan bu insanlar, sokaklarda uyur gibi yatıyorlardı. Koca kasabada, hayvan dahil hiç kimse kalmamıştı. Atılan kimyasal bombalar, düştüğü yerlerden uzak noktalara, rüzgârın etkisiyle gaz bulutu şeklinde evlerin içindeki odalarda saklanmış insanların da boğularak ölmesine neden olmuştu. Keşke ben de ölseydim."
Halepçe’nin ikinci kez bombalanışını Ramazan Öztürk şöyle anlatıyor:
"Halepçe ve Dûceyde kasabaları yeniden bombalanıyor. Bizler de saklanacak bir yer bulabilmek için çil yavrusu gibi dağılıyoruz."
Saddam’ın, 1987 yılındaki katliâmını yine Ramazan Öztürk şöyle anlatıyordu:
"Geçen yıl da ben oradaydım. Iraq uçakları Sergalu, Bergalu, Sordaj ve Yêksamar yerleşim birimlerine napalm ve kimyasal bombalar attılar. Ben de ölebilirdim. Yine yüzlerce kadın ve çocuk yanarak öldüler. Bunu kendi gözlerimle gördüm ve yaşadım. Video çekimleri de yaptım, bende duruyor. Iraq, yazmamam için çok ısrar etmişti ama ben bir gazeteciyim. Üstelik olayı da yaşamıştım. Kurtardığım Türk teknisyeni Ali Selvi de bu kimyasal bombardımanda yaralanmıştı."
1988’deki Katliâmdan sonra olay yerine gidip bütün vâhşeti gözleriyle müşâhâde eden Sabah gazetesinden Ramazan Öztürk şöyle anlatıyordu:
"Halepçe, İnab, Dûceyde kasabalarıyla çevre köylerde yaşayan insanların tamamı ölüyor. Biz 21 Mart günü oraya vardık. Dört gün geçmişti aradan ve aynı vâhşet gözleniyordu. Bütün sokaklar, caddeler insan hayvan ve ölüleriyle doluydu. Gördüğümüz bütün insan cesetleri kadın, genç kız, çocuk ve bebeler ile çok yaşlılardı. En katı insan bile dayanamaz. Ben tarif edemiyorum.
Katliâm demek, faciâ demek hafif geliyor. Vâhşet. Vâhşet de hafif geliyor. Dûceyde ve İnab’da gördüklerimizin de Halepçe’den hiçbir farkı yok. Her yer darmadağın, taş üzerinde taş kalmamış. İnab köyü de öyle. Bir tepenin eteğinde kurulu İnab’da yaşayan yüzlerce insan, Iraq uçaklarının bombalarından kaçmak için çocukların alıp yollara düşmüşken gafil avlanmışlar. Dere kenarlarında, köyün çıkışındaki yolda, ağaç diplerinde, yerde yatan yüzlerce ceset. Hayvanlar da kaçamamış, çoğu olduğu yerde ölmüş. Köyün hemen yanındaki tepenin ardında ise, insan cesetlerinden oluşmuş bir başka tepecik. Tüylerimiz ürperiyor. Fotoğrafları çekerken ağlıyordum. Allâh bir daha bana böyle bir sahne göstermesin."
Güneş gazetesinden Faruk Ölçücü ise vâhşeti şöyle dile getiriyordu:
"Etrafta hardal gazının yakarak öldürdüğü kadın ve çocuk cesetlerinin resimlerini çekerken, kusmamak için kendimi güç tutuyordum. Halepçe’nin bütün sokakları, Iraq uçaklarının attığı kimyasal bombaların etkisiyle katledilmiş Kürt kadın ve çocukların cesetleriyle doluydu. Atılan sinir ve siyanit gazlarının etkisiyle iç solunum sistemleri tahrib olan bu zavallı insanlar boğularak ölmüşlerdi. Dış görünümlerinde hiçbir şey olmayan bu insanlar, sokaklarda uyur gibi yatıyorlardı. Koca kasabada, hayvan dahil hiç kimse kalmamıştı. Atılan kimyasal bombalar, düştüğü yerlerden uzak noktalara, rüzgârın etkisiyle gaz bulutu şeklinde evlerin içindeki odalarda saklanmış insanların da boğularak ölmesine neden olmuştu. Keşke ben de ölseydim."
Halepçe’nin ikinci kez bombalanışını Ramazan Öztürk şöyle anlatıyor:
"Halepçe ve Dûceyde kasabaları yeniden bombalanıyor. Bizler de saklanacak bir yer bulabilmek için çil yavrusu gibi dağılıyoruz."
Saddam’ın, 1987 yılındaki katliâmını yine Ramazan Öztürk şöyle anlatıyordu:
"Geçen yıl da ben oradaydım. Iraq uçakları Sergalu, Bergalu, Sordaj ve Yêksamar yerleşim birimlerine napalm ve kimyasal bombalar attılar. Ben de ölebilirdim. Yine yüzlerce kadın ve çocuk yanarak öldüler. Bunu kendi gözlerimle gördüm ve yaşadım. Video çekimleri de yaptım, bende duruyor. Iraq, yazmamam için çok ısrar etmişti ama ben bir gazeteciyim. Üstelik olayı da yaşamıştım. Kurtardığım Türk teknisyeni Ali Selvi de bu kimyasal bombardımanda yaralanmıştı."
- Siyabend
- Belawela Muhtarı
- Mesajlar:19658
- Kayıt:15 Eki 2006 12:05
- Ruh Hali:Mutlu
- Cinsiyet:Erkek
- Burç:Kova
- Takım:Galatasaray
Re: Halepçe Katliamı
Bu vahşeti yapanları ve onları destekleyenleri lanetliyoruz.
Halepçeyi unutmadık!.. Unutturmayacağız!...
Halepçeyi unutmadık!.. Unutturmayacağız!...
-
- Albay
- Mesajlar:7106
- Kayıt:16 Eki 2006 11:37
- Ruh Hali:Yorgun
- Cinsiyet:Erkek
- Burç:Balık
- Takım:Fenerbahçe
Re: Halepçe Katliamı
Öldürmeye gelince öldürmeyi iyi bilirsiniz.
Bu sözleri dediyi zaman yanı başlarında olduğunda yapanların elini sıkan
iş birliği yapan bir devlette yaşadığımdan utanıyorum...
Bu sözleri dediyi zaman yanı başlarında olduğunda yapanların elini sıkan
iş birliği yapan bir devlette yaşadığımdan utanıyorum...
-
- Yarbay
- Mesajlar:2950
- Kayıt:18 Ara 2008 18:04
- Ruh Hali:Yorgun
- Cinsiyet:Erkek
- Burç:Koç
- Takım:Galatasaray
Re: Halepçe Katliamı
bende bu halepçe katliamı sırasında yeser arafat'ın saddam'a gönderdiği övgülü mesajdan olsa gerekki israil filistine olan saldırısında çok üzülmüyordum üzülemiyordum
-
- Albay
- Mesajlar:7106
- Kayıt:16 Eki 2006 11:37
- Ruh Hali:Yorgun
- Cinsiyet:Erkek
- Burç:Balık
- Takım:Fenerbahçe
Re: Halepçe Katliamı
Aksine yardım toplayanada naletliyorumisrail filistine olan saldırısında çok üzülmüyordum üzülemiyordum
- Siyabend
- Belawela Muhtarı
- Mesajlar:19658
- Kayıt:15 Eki 2006 12:05
- Ruh Hali:Mutlu
- Cinsiyet:Erkek
- Burç:Kova
- Takım:Galatasaray
Re: Halepçe Katliamı
yeser arafat'ın saddam'a gönderdiği övgülü mesajdan
Bu konuda kaynak gösterebileceğin bir haber var mı..
Ki bu gerçek olsa da bütün Filistinlileri bağlamaz..
Ve iki video...
-
- Yarbay
- Mesajlar:2950
- Kayıt:18 Ara 2008 18:04
- Ruh Hali:Yorgun
- Cinsiyet:Erkek
- Burç:Koç
- Takım:Galatasaray
Re: Halepçe Katliamı
düşüncelerine hayranım daygen :artiii
-
- Albay
- Mesajlar:7106
- Kayıt:16 Eki 2006 11:37
- Ruh Hali:Yorgun
- Cinsiyet:Erkek
- Burç:Balık
- Takım:Fenerbahçe
Re: Halepçe Katliamı
Teşekür edeirim hewidar, doğruları sevdiyin için oyle söylüyorsundur kesin