Gizemli Bir Kürt Dini:Yezidilik

Türkiye ve Dünya Tarihi
Cevapla
alizeee
Teğmen
Teğmen
Mesajlar:167
Kayıt:15 Eki 2006 21:08
Ruh Hali:Mutlu
Takım:Galatasaray
Gizemli Bir Kürt Dini:Yezidilik

Mesaj gönderen alizeee » 15 Eki 2006 22:54

Gizemli Bir Kürt Dini:Yezidilik


Her Yezidi kutsal sayılan Laleş Vadisi'ne girdiğinde ayakkabılarını çıkarıyor ve hac bölümleri yalınayak geziliyor.


Yezidiler Irak'taki hac bölgelerini dünyada ilk kez SABAH'a açtı. Erdal Şimşek'in izlenimlerini Bülent Tavlı fotoğrafladı..

Her Yezidi kutsal sayılan Laleş Vadisi'ne girdiğinde ayakkabılarını çıkarıyor ve hac bölümleri yalınayak geziliyor. Çünkü Yezidilere göre ayakkabı, dünyanın kirlerini taşır. Başka din mensuplarının girmesinin yasak olduğu bölgeye ilk kez SABAH girdi.

Kutsal Kara Kitap'a göre; Allah, dünyanın sadece yaratıcısıdır. O, dünya ile ilgilenmez. Allah iradesini onun ikinci şahsiyeti olan 'Melek Tavus' yürütür. Marul, bir Yezidi ulusunu çağrıştırdığı için haram yiyecektir.




Vaftiz ediliyorlar, namaz kılıyorlar, ateşi kutsal sayıyorlar. Marul, salatalık, börülce ve balık gibi yiyecekleri haram sayıyorlar. Yezidiler, en kutsal mekânlarının kapılarını ilk kez SABAH'a açtı....

Yezidilik, Musevilik gibi tek ulus din. Hatta tek ulusun bir boyunun dini demek doğru olur. Dünyada sadece Kürtler arasında var olan Yezidilik, Kürtlerin Behdinan (Kurmanç) kolunun bir bölümünün inancı. Üç büyük tek tanrılı dinin karması olan Yezidilik'te ibadet ve ritüellerin tümü pagan kültürüne ait. Karma bir dinin mensubu olan Yezidilerin Batılı kaynaklarda Arap, Kürt ve Asur kökenli oldukları ileri sürülmesine rağmen, gerek Osmanlı fermanlarında ve gerekse yaşayan Yezidi pir ve şeyhlerinin söylediklerine göre Kürtlerin Behdinan (Kurmanç) kolundandırlar.

Zaten konuştukları dil de Kürtçe'nin Kurmanç şivesidir. Yezidilik inancının kurucusu Şeyh Adiy'in Adaviler (Adaviyye) tarikatıdır. Yezidilerce, Yezidi inanç sisteminin kurucusu ve peygamber olarak kabul edilen Şeyh Adiy bin Musafir, aslında Kadiri Tarikatı'nın kurucusu Abdülkadir Geylani ile birlikte İslam alimi İmam Gazali'den ders almış; Müslüman inançlı bir sufi olarak kabul edilmektedir. Adiy bin Musafir 1162 yılında öldüğünde Laleş'teki dergahına gömülmüş ve türbesi çok geçmeden hac ziyareti için gelinen tapınağa dönüştürülmüştür.

Bugün, Yezidi inancında hacı olabilmek için 6 Ekim'de bu vadiye gelerek, Kaniya Sıpi (Beyaz Çeşme)'de vaftiz olmak, Şeyh Adiy'nin Sındıruk'unun (mezarı) etrafında etrafında üç kere dolaştıktan sonra, Zımzım tüneline girip oradaki kutsal mekânı tavaf etmek ve Araf'a çıkmak gerekiyor. Moğolların bölgeyi istilasından sonra 13 ve 14. yy'da bölgedeki otorite boşluğundan yararlanan Yezidilik faaliyeti, Musul, Hakkari, Botan çayı yöresi, Cizre, Nusaybin, Mardin, Van ve Urmiye'deki aşiretler arasında kök salmış. 1415 yılına kadar unutulan, ancak bu tarihten itibaren taraftar kazanmaya başlayan ve bilahare Yezidilik adını alan Şeyh Adiy'in öğretisinin öncülü olduğu bu yeni dinin sembolü, tavus kuşudur. Ama bu sembol, tavus kuşundan ziyade horoza benzemektedir.

Dinlerinin çok eski olduğunu, tarihi bilgilerin zaman içinde unutulduğunu, kaynaklarının kaybolduğunu söyleyen Yezidilerle ilgili sağlıklı bilgiler edinmek isteyen sosyolog ve din bilimciler, bugüne kadar bu inancın zirvesindeki 'Şeyhlerin Babası' ve kutsal hac mekânı olan Laleş Vadisi'ne giremediklerinden dolayı kesin ve gözleme dayalı bilgiler edinememişler.

Tarihte ilk kez SABAH muhabirleri bu vadiye girerek, hac mekânlarının tümünün fotoğraflarını çekti ve en büyük şeyhleriyle görüşerek bu inancın bütün yönlerini ortaya koymayı başardı.

İNANÇ SİSTEMİNİN TEMELLERİ

Yezidiliğin, tek tanrılı dinlerden aldığı itikatın bir bölümü ile semavi dinlerin bileşkesi olduğu kanaatine varılabilir. Besmele, oruç tutma, sünnet, kurban kesme, hac gibi ibadetleri ile İslam; vaftiz, nikahta şarap ve ekmek ayini gibi ritüelleri ile Hıristiyanlık; helal ve haram anlayışları ile Musevilik'ten beslenir. Ancak yedinci kutsal melek Azazel (Şeytan) ve paganist inanışları ile tam bir pagan dinini andırır. Yezidilik, ibadet ve önerdiği dinsel yaşam tarzı ile de paganist dindir.

Putperestliğin yanı sıra, Zerdüştlük (iyi ile kötünün mücadelesi), Manienizm (irfan), Şamanizm (gömme adeti, rüya tabiri ve dans) va paganizme (Ay ve Güneş'e tapma) ait bazı unsurları içeren ve kökeni bugünkü din uluları olan şeyhler, pirler, bapirler (dede) ve çavuşlar tarafından da kesin olarak bilinmeyen bir gizli inanç sistemidir. Bu gizlilik ve gizemden dolayı Yezidi inancının mensuplarının büyük çoğunluğu dinsel kural ve yasaklarının tümünü bilmiyorlar.

İnançları açısından, haram ve helalleri bölgesel olarak değişiyor. Örneğin, Türkiye'deki Yezidilerin bu kurallarında Sünni ekolün Şafii mezhebinin mistik anlayışı hakimken, Kuzey Irak'ta Sünni Türkmenlere yakın olan bölgelerde Sünni Hanefi ekolünün anlayışı göze çarpmaktadır. 1960'lardan sonra Avrupa'ya başlayan göç ile birlikte, bu ülkelere göç eden Yezidilerin yeni kuşağında ise Katolik Hıristiyanlığın ahlâk ve mistik anlayışı belirginleşmektedir.

Yezidilik inancında Allah, dünyanın koruyucusu değil, sadece yaratıcısıdır. O, faal değildir ve dünya ile ilgilenmemektedir. Allah iradesinin faal ve yürütücü uzvu, Allah'ın ikinci şahsiyeti olan 'Melek Tavus'tur. En kutsal kitapları olan Mıshefa Reş'te (Kara Kitap), Rabbimiz, Şeytan'ın adını ya da onu anımsatan sözcükleri zikretmek yanlıştır ayetinden dolayı, Tanrı-melek mertebesine koydukları 'Şeytan'ın adını anmaz, 'ismi güzel melek' derler. 'Kaytan, ser, melun, lanet' gibi kelimeleri de kullanmaları yasaktır. Yezidiler için ateş, nur yani ışık saçan bir kaynak olduğu için kutsanır ve ona asla tükürülmez. Ateşin su ile söndürülmesi büyük bir günahtır.

Yezidiler, bazı besin maddelerini yemez, bazı renkleri tercih ederler. Beyaz, kahverengi, kırmızı, yeşil ve siyah kutsal sayılmakta mavi renge ise itibar edilmemektedir. Beyaz, temizliği simgeler ve kadınlar beyaz iç çamaşırı giyerler. Erkekler öldüklerinde yüce makama temiz çıksınlar diye beyaz giysiyle gömülürler. Haram yiyecek, maruldur. 'Marul' ismi, bir Yezidi ulusunun adını çağrıştırdığı için bunu yemek kesinlikle yasaktır. Börülce, salatalık, lahana gibi sebzeler ile balık, geyik ve horoz eti de yasak yiyeceklerin başında gelir.

Yezidi haccı yalınayak yapılıyor

Irak'ın Duhok ile Musul kentleri arasında bulunan Laleş Vadisi'ndeki Şeyh Adiy'in mabedine yapılan hac, Yezidiler için yapılması şart olan dini ve milli bir görevdir. Her Yezidi, ömründe en az bir kere 10 gün süren bu hacca gitmek zorundadır. Her Yezidi kutsal vadiye girer girmez ayakkabılarını çıkarır.

Bütün vadi ve hac bölümleri yalınayak gezilir. Çünkü Yezidilere göre ayakkabı, dünyanın kirlerini taşır. Ve dünyevi kirlerlerin kutsal vadiye girmemesi için ayakkabıların mutlaka çıkarılması gerekir. Kutsal vadiye giren her Yezidinin ilk durağı Kaniya Sıpi'dir (Beyaz Çeşme).

Bu çeşmede dualar eşliğinde vaftiz edildikten sonra Şeyh Adiy'in Sındıruku'nun bulunduğu 'sırlar mekânı'na girilir. Bu mekân, labirentler gibi iç içe bağlı olan birçok dua, temenni ve ziyaretgahlarla doludur. Paganizmin akla gelen bütün ritüelleri bu 'sırlar mekânı'nda uygulanır. 'Sırlar mekânı'na girmeden önce, eşik ve kapı yanları üç kez öpülür, ardından kapının eşiğinde oturan ve dualar okuyan şeyhe, Laleş Vadisi için bağışta bulunulur. Eşiğe basmadan içeri girildikten sonra meydanda bulunan 'dilek sütunu'nda bağlı bulunan eşarp ve bezlere dualar eşliğinde bir düğüm atılır. Ve 20 adım sol tarafta bulunan Şeyh Adiy'in Sındıruk'una (mezarına) gidilir.



Sındıruk'un etrafında üç tur attıktan ve Sındıruk öpüldükten sonra, kutsal yağların ve köşelerin, pirlerin mezarlarının bulunduğu uzun tüneller zincirine girilerek toplu dualar yapılır. Pirlerin, şeyhlerin, kutsal işaretlerin ve cennet-cehennem deliklerinin bulunduğu yerler tavaf edildikten sonra artık haccın farzı tamamlanmış olur.

(Bu bölümlere başka dinlere mensup olanların girmesi yasak. Yezidilik tarihinde ilk kez başka bir dine mensup olan ben ve foto muhabirimiz Bülent Tavlı bu mekâna girdi. Yezidi pir ve şeyhlerin tam gün boyunca yaptıkları tartışma sonunda, 'bir defaya mahsus olmak üzere iki Müslüman'ın bu tünellere girmesi'ne izin verildi.)

'Devlet bizi Müslüman Kürtlerden kurtardı'

Osmanlı'dan 12 Eylül 1980 askeri darbesine kadar ülkemizde güven içerisinde yaşayan Yezidilere yönelik toplumsal baskı bu dönemde başladı. Müslüman Kürtlerin, Yezidi Kürtlere baskılarını artırmasıyla, Batı Avrupa'ya göçler başladı. Bunun sonucunda bir zamanlar Güneydoğu ve Hakkari'de 10 binlerle ifade edilen Yezidilerin sayısı binlere düştü. Bugün sadece Viranşehir ve Batman'da sayıları 2000'i bulan Türkiye Yezidileri, Müslüman Kürtlerden oldukça şikayetçi. Bunlardan biri de 76 yaşındaki Batmanlı Mustafa Gülen: Komşu köyden yardım için maraba istediler. Biz de bu taleplerini kabul ettik. Yatalak olan ağabeyimin de gelmesini istediler. Ağabeyimin yürüme takati dahi yoktu. Olay burada koptu. Bizi dövmeye başladılar. Biz de karşılık verdik. Ertesi gün sabaha karşı uyandığımızda köyümüzün etrafı sarılmıştı. Müslüman soydaşlarımız bize saldıracakken askerler imdadımıza yetişti. Bu olay üzerine elimizdekileri satıp gençlerimizi Avrupa'ya gönderdik. Böylece toprağımızdan kopuş başladı.

'Batı, bizi koz olarak kullanacak'

Batmanlı Şeyh Ali de Batı Avrupa'da yaşayan Türkiyeli Yezidilerden. 76 yılı kazasız belasız devirdim. Ama 25 yıldır, memleketimi özlemle yaşıyorum. Batman'da çocuklar liseyi bitirir bitirmez Avrupa'ya gittiler. Evde kimse kalmayınca, hanımı alıp çocukların yanına gitmek zorunda kaldık. Ama oradaki yaşantımız da yaşam değil. Açıkça ev hapsi yaşıyoruz. Ne bir şeyler paylaşacağımız bir komşumuz, ne de tanıdığımız var. Maalesef bizim kardeşlerimiz olan Müslüman Kürtlerin sürgünü olduk. Almanya'nın 25 yıldır kapılarını sonuna kadar açtığı Yezidilerin vatandaşlık taleplerini geri çevirme ve onları ülkeden geri çıkarma kararını nasıl değerlendirdiklerini sorduğumuz Şeyh Ali'nin cevabı şöyle: Bu işin altında siyaset var. Çeyrek yüzyıldır bizi bağrına basan bizlere kucak açan Almanya ne oldu da şimdi bizi sınır dışı etmeye çalışıyor? Bunda mutlaka Türkiye'ye yönelik bir hesapları vardır. Ama biz cemaatimizi bu siyasi oyunlardan uzak tutacağız. Satanistlerle aralarında bir bağ olup olmadığı şeklindeki sorumuzu tepkiyle cevaplıyor: Biz şeytana tapmıyoruz. Biz Azazel'i en büyük melek olarak görüyoruz. Bizim inancımızda insan öldürmek yoktur. Satanistler ise savunmasız hayvanları öldürüyorlar. Onların bizimle hiçbir ilgisi yok.

Günümüzde Yezidiler

Osmanlıların son zamanlarında 1912'de yapılan nüfus sayımında 37 bin, 1923'teki sayımda 18 bin olarak tespit edilen Yezidilerin sayısı, ülkemizdeki bazı çevrelerin baskılarından kaynaklanan göçlerden dolayı azalmıştır. Günümüzde Türkiye'deki sayılarının 2-3 bin civarında olduğu tahmin ediliyor. Ülkemizde küçük topluluklar halinde yaşayan Yezidilerin büyük bölümü Güneydoğu Anadolu'da (Siirt, Batman, Şanlıurfa Viranşehir), bir kısmı da metropol kentlerindedir. Dünya genelinde nüfuslarının 1.5 milyon civarında olduğu tahmin ediliyor. Bugün yoğun olarak yaşadıkları Irak'ın kuzey illerindeki Yezidiler, buradaki yerel hükümette de yer alıyorlar. İktidarı kimse ile paylaşmayı sevmeyen KDP, bakanları arasına iki tane de Yezidi atamış durumda. Sayısal ağırlıklarından dolayı parlamenterler ve politikacıların bir oy deposu olarak gördükleri Yezidiler, bu yüzden biraz şanslı görünüyorlar. Barzani hükumeti bütün istek ve taleplerini yerine getirmeye çalışıyor.





beyazgül
Yönetici
Yönetici
Mesajlar:7631
Kayıt:16 Eki 2006 09:06
Ruh Hali:Yorgun
Cinsiyet:Kadın
Burç:Yay

Mesaj gönderen beyazgül » 16 Eki 2006 10:31

alizeee yazdı:Gizemli Bir Kürt Dini:Yezidilik

[/b]
Yezidilik; - Eski putperestliğe, - Zerdüştlüğe (iyilik ve kötülüğün mücadelesi), - Maniliğe (İrfan), - Yahudiliğe (Beslenme ile ilgili hükümler, haram yiyecekler), - Hıristiyanlığa (Vaftiz, nikahta ekmek ve şarap ayini, evlenmelerde kiliseleri ziyaret, şarap içmek), - İslamiyet'te (Sünnet, oruç, kurban, hac, mezar taslarında İslam 'i kitabeler) - Sufi-Rafiziliğe (İnancın gizliliği, vecd, şeyhe saygı), - Sabiiliğe (tenasuh ve ruh göçü), - Samaniliğe (gömme adeti, rüya tabiri ve dans), - Paganizme (Ay ve güneşe tapma) ait Bazı unsurları ihtiva eden ve kökeni yeterince açık olmayan bir inanç sistemidir.

gerçekten çok karma bir din...
Cevapla

“Tarih” sayfasına dön