Kürt edebiyatçı Mehmed Uzun, Sur Belediyesi tarafından hazırlanan 'çokdilli belediyecilik' projesi nedeniyle açılan soruşturma ve davaları eleştirerek, söz konusu uygulamaları 'insanlık suçu' olarak yorumladı. Bu tür anti-demokratik kararlara en iyi yanıtın Kürtçe'nin daha yaygın hale getirilmesi olduğunu belirten Uzun, tüm Kürtleri, dillerine, kimliklerine ve kültürlerine sahip çıkmaya çağırdı.
Uzun süredir Diyarbakır'da kanser tedavisi gören Mehmed Uzun, 'çokdilli belediyecilik' uygulaması nedeniyle Danıştay tarafından görevden alınan Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş ile Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir hakkında yine aynı gerekçeyle 3.5 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmasına tepki gösterdi. Söz konusu kararın ve uygulamanın demokratikleşmek isteyen, Avrupa Birliği'ne (AB) girmek isteyen, şeffaflaşmak ve uygarlaşmak isteyen bir ülkeye yakışmadığını dile getiren Uzun, 'Bu karar ve uygulamaların hukukla, vicdanla hiçbir ilgisi yok. Tamamiyle ideolojik kararlardır. Öteden beri Kürtlere karşı sürdürülen geleneksel asimilasyon politikasının bir parçasıdır' diye konuştu. Kararın aynı zamanda Kürt sorununun demokratik bir biçimde çözülmesinin istenmediğini de ortaya koyduğunu söyleyen Uzun, 'Çünkü Kürt sorununun tek çözümü demokrasi, hak ve hukuktur. Bu tür karar ve uygulamalar ne dün, ne bugün hiçbir zaman başarılı olamadı, olamaz. 80 yıldır rejim Kürtlere ilişkin yanlış bir politika uyguluyor. Sonuç ortada. Bunda zerre kadar bir başarı söz konusu mu? Bence hayır' diye konuştu. Bu tür kararları verenlerin ve uygulamaları yapanların bunu görmesi gerektiğine vurgu yapan Uzun, 'İdeolojik yasaklamalarla, cezalandırmalarla, engellemelerle bu sorunu asla çözemeyeceklerini anlamak zorundadırlar' dedi. Anadilin önemine de dikkat çeken Uzun, 'Dil bireyin ve milletlerin ruhudur, haysiyetidir, onurudur. Türkiye'deki seçkin zümre bunu çok iyi bildiği için özellikle Kürtçe'ye bu kadar yoğun saldırıyorlar' dedi. Tüm Kürtlere dillerine ve kültürlerine sahip çıkmaları çağrısı yapan Uzun, 'Kürtler de tüm toplumsal yapılarıyla, kurum ve kuruluşlarıyla, bireysel çabalarıyla kendi dillerine, kimliklerine, kültür miraslarına sahip çıkmalı. Bu konudaki azmi daha da güçlendirmek, dili korumak, yaygınlaştırmak ve geliştirmek zorundadır. Haysiyetli her Kürdün görevidir bu. Bu tür anti-demokratik kararlara verilecek en iyi cevap Kürtçe'nin daha yaygın hale getirilmesidir. Bunu Kürtlerden rica ediyorum' şeklinde konuştu. Uzun, bu anti-demoratik kararın tüm dünya nezdinde de mahkum edilmesi için girişimlerde bulunulması gerektiğini vurguladı. DİYARBAKIR - DİHA
ve buda internethaberden bir yazı
Diyarbakır'ın çok dilli inadı
Diyarbakır çok dilli hizmette inada bindirdi. Bakın bu inat nasıl devam ediyor?
‘Çok dilli belediyecilik’ kararı alıp Türkçe’nin yanı sıra Kürtçe, İngilizce, Süryanice hizmet veren Diyarbakır Sur Belediyesi’nin meclisi Danıştay tarafından feshedilip, DTP'li Abdullah Demirbaş’ın başkanlığı düşürüldü. Ardından başkanlık görevine getirilen Diyarbakır Vali Yardımcısı Ahmet Aydın, belediyede çok dilli hizmeti kaldırdı.
Aylık Kürtçe, Süryanice Arapça basılan ‘Şemamok’ adlı derginin basımı da durduruldu. Belediyede Kürtçe kullanılan yazılım programı ‘Ubuntu’ ise kaldırıldı.
Ancak Vali Yardımcısı Ahmet Aydın’ın başkanlığa atanmasına karşın, telefon santrali Kürtçe hizmet vermeyi sürdürüyor.
Uzun: Çokdilliliğe karşı çıkmak insanlık suçudur
Re: Uzun: Çokdilliliğe karşı çıkmak insanlık suçudur
çok ama çok saçma bizim dilimiz türkçe ozaman herkes kendi filinde konuşmaya kalksa ne olacak..tabiki konuşma özgürlüğü olmalı..kendi içlerinde dışarda ne bilim kendi aralarında konuşabilirler ama farklı bir dilde hizmet vermek çok yanlış