İnsanları ALLAH İle Kandıranlar

Paylaşmak istediğiniz her şey
Cevapla
Cafer
Onbaşı
Onbaşı
Mesajlar:29
Kayıt:17 Eki 2007 02:28
Ruh Hali:Mutlu
Takım:Galatasaray
İnsanları ALLAH İle Kandıranlar

Mesaj gönderen Cafer » 08 Ağu 2008 01:22

Özellikle AKP'nin tv.si Kanal.7,AKP Yanlısı tv.ler STV,Kanal a,Net.Tv.tarafından lanse ediliyor bu yalancı islam. Nasıl yapıyorlar? Drama filmler çekiyorlar. İşte EYÜP SUltan Yolcusu,Fendimizi Medine'de ziyaret etmek için yanıp tutuşan MEDİNE isimli hastalıklı küçük bir kızın eski Türkücülerden Ali Ercanla oynadığı darama. STV.deki 5 nci boyut ve diğer drama filmleri. Biliyorsunuz medya özellikle tv.lerin REYTİNG için yapmayacaları şey,katlanmayacakları kepazelik yoktur. Buna yanlış islam dramaları da dahil. Çünkü başlıca kazanç kapıları olan reklamlar aldıkları reytinglere göre veriliyor ve reklamların fiyatlarını da bu reytingler belirliyor.
Şimdi gelelim bu dramaların islami yönüne. Bu dramalardaki davranış biçimlerinin islamla uzaktan yakından alakası yok. Önce bunu bilmemiz lazım. Bu müslümanları uyutma,pasifize etme islamı. Şu ayeti,şu duayı şu kadar adet okursan,fakirsen çok zengin olursun,hastaysan şifa bulursun,hapisteysen kurtulursun,sorgusuz sualsiz direkt olarak cennete gidersin türü,çalışmaya,mücadeleye dayanmayan yahudilerin senarize ettiği miskinlik islamı. Yani Kur'an'da olmayan İslam.
İslamda ne peygamberin kabrini ne de Eyyüp Sultan hazretlerinin kabrini ziyaret etmek müslümanlar için öncelikli hedef değildir.Kur'an'da bu yönde en küçük bir emir yoktur. Nitekim Efendimiz veda haccında Size bir emanet bırakıyorum,ona sımsıkı sarılın,bütün dertlerinizin devası ondadır buyurmuştur. Yoksa başınız sıkışınca beni ziyarete gelin ben hallederim sizin dertlerinizi,çözerim sorunlarınızı falan dememiştir.
Peki bize sorunlarımızın çözümü için emanet ettiği Kur'an ne diyor. Komşunuz açken tok yatmayın,kardeşinizin derdiyle dertlenin,zalime karşı mazlumun yanında yer alın,Gaspçılara,hortumculara ve islam ve hak düşmanlarına karşı birlik olun,onların zulümlerini önlemek ve ülkenizin kalkınması için durmadan dinlenmeden çalışın,bugün dünden daha fazla çalışın,bir sorununuz olursa çözümü mezarlarda aramayın,Kur'an'da arayın. Kur'an nasıl çözün diyorsa öyle çözün. Gaspçılarla,hortumcularla ve bunları himaye eden siyasilerle dişe diş mücadele edin,onların bu hortum ve gasplarına engel olmak için.

STV'nin dramalarında güya haksızlık edenin cezasını Allah veriyor dünyada. Büyük bir kandırmaca islam adına. Allahın böyle bir emri mi var? Siz zalimlere bir şey yapmayın,ben nasıl olsa cezalarını veririm dünyada diye. Aksine onlarla dişe diş mücadele verin diyor dünyada cezalarını bulmaları için. Yani cezalarını verecek olan müslümanlar.
Gerçi mezarlardan medet umanlar sadece müslümanlar değil. Aynı şeyi Atatürtkçüler de yapıyor. Atatürk ölmeden İlkelerime sıkı sıkı yapışın demiş ama onlar başları sıkışınca hemen Anıtkabire koşuyorlar. Mezarlardan medet umanlardan onlar da. Yani Laiklerin de yaptığı aynı,laik olmayanlarında onu anlatmak istiyorum.

Şimdi bu grupların bir taktiği var. Örneğin yaşadışı işleri soruşturan polisin en son bakacağı yer neresidir? Elbette cami. Niye? Çünkü orda namaz kılınıyor,Kuran okunuyor. İşte bu islam adı altında köşe dönenler de bu taktiği kullanıyor. Tv.lerini,gazetelerini,radyolarını,sitelerini açsan,Kur'an okunuyor,islam anlatılıyor. Hemen kendi kendine diyorsun ki bunlar Kur'an okuyorlar,islam anlatıyorlar,bunların üzerine gitsem tepki çekerim,hem bunlar yapmaz,baksana devamlı Allah kelamını okuyorlar. İşte bunlar yedikleri herzeler nedeniyle yapılacak müdahelelere karşı islamın kur'an okumanması olayını kalkan olarak kullanıyorlar kendilerine
Hani Zübük filmindeki bir sahnede kendilerini dolandıran Zübük'ü alacaklıları mezarlıkta öldürmek isteyince, hemen namaza duruyordu da Namazda öldürürsek ŞEHİT olur diye öldürmekten vazgeçiyordu alacaklıları. İşte böyle kalkan yapıyorlar islamı,Kuran oku***** yedikleri herzelere.

Peki Yedikleri herzeler ne? Milletin ekmek kapısı kamu mallarını üç kuruşa zenginlere peşkeş çeken,2.5 milyon İmarzede,Holdingzede ve İhlaszedeyi buralara gömen AKP'yi kayıtsız detekliyorlar. Bir de hayırsever ayağına yatıp Deniz Feneri,Kimse Yok mu,İHH gibi yardım dernekleri kurup muhtaçlara yardım ediyor görüntüsü veriyorlar. Sanki onların bu hale düşmelerinde AKP'yi kayıtsız şartsız destekleyerek bu zulüme AKP kadar ortak değillermiş gibi. Dahası bu yardım ayağıyla kendilerini de zengin ediyorlar toplanan yardımların bir kısmını ceplerine atarak. Tabi bu durumları ortaya çıkınca başlıyorlar Zübük gibi Kur'an okumaya. Niye? Halk bunlar Kuran okuyor,Kuran okuyana hırsız veya zalim dersek günaha gireriz desinler de yediğimiz HERZELERİN hesabını sormasınlar diye.

Müslüman halkımızın şunu da bilmesi lazım. Şehitlik İslamda en büyük mertebedir. Şehit nasıl olunur,her çatışmada ölen şehit midir. ? Şehit Allah yolunda öldürülenre denir. Allahın yolu nedir? Kur'andır,İslamdır. Yani islamı tüm kurum ve kurallarıyla yerleştirmek için verilen mücadelede ölenler şehittir. Ama ne yazıkki islam tüm kurum ve kurallarıyla devletimizde mevcut değildir. Üstelik İslam kurlallarını devletimizde uygulanması yasaktır. Laiklik islam kurallarının devlette uygulamasını kaldırmıştır. Yani Türkiye devleti islam kurallarıyla yönetilen bir deVlet olmadığına göre islam devleti de değildir. Halbuki şehit, islam ve onun devletini KURMAK İÇİN VEYA KURULU DEVLETİ savunurken ölenlere denir. Haliyle islam devleti olmayan bir ülkeyi ve rejimini savunurken ölenler,demokrasi şehidi,cumhuriyet şehidi olabilirler ama islam şehidi olmaları biraz şüpheli. Türkiye Cumhuriyetinin eğer ahirette bir cenneti varsa onu bilmem ama ahirette islamın bir cenneti olduğuna göre sadece islam ve onun devletini kurarken veya savunurken ölenlerin gideceği kesin. Çünkü her millet vatanını müdafa eder ve bu yolda ölebilir ama şehit olmaz.Müslüman olanların islami olmayan bir devleti savunurken ölenlerin şehit olmaları biraz şüpheli. Nitekim efendimizin savaşlarına katılan yahudi ve münafıklardan ölenler şehit olmamışlardı. Onların savaşa katılma gayeleri,kendi kabilelerini,kendi mallarını,kendi nüfuzlarını korumak olduğu için savaşırken öldükleri için şehit olmamışlardı. Nitekim bunların içinde ben de müslümanım diyen münafıklar da vardı ve bunların münafık olduklarını efendimiz ve bir sahabi dışında kimse bilmiyordu. Diğer sahabe onları müslüman zannediyordu.. Şehit olanlar islamı ve onun devletini bütün kurum ve kurallarıyla kurmak için savaşırken ölenlerdi. Özellikle laik devlet dedirtiyor kendisini korumak için ölenlere şehit diye. Halbuki devlet laik olduğuna göre demesi gereken, beni savunurken ölenler KAHRAMANDIR,YİĞİTTİR,VATANSEVERDİR dese laikliğe daha uygun olur bence.Çünkü islam kurallarıyla yönetilmeyen bir devlet kendisini korumak için ölenlere islami vasıf vermesi laikliğe aykırı bence. Ahirette kötü bir sürprizle karşılaşmaları için yazdım bu ayrıntıyı da ölenlerin.
İşte bir kurtuluş sistemi, nasıl insanları uyuşturucu malzemesine dönüştürşebiliyor. Misal insanların faydasına yaratılanhaşhaş bitkisine değişik deformasyon uygularsan insanları uyuşturan esrar olur ve bu da zararlıdır insanlara.
İslami tv ve sitelerin de yaptığı bu. İslama değişik deformasyon uygula***** insanları uyuşturan malzeme haline getiriyorlar. İslamın aksiyon yönü sonuç alınan en önemli yönüdür. En muteber müslüman kral karşısında bile gerçeği söyleyebilendir. Ama onlar bu aksiyon yönünü kaldırarak,zulme razı olmayı,hatta zalime destek olmayı islam diye anlatarak,fiile değil,zikre yönelterek uyuşturmuşlar ve böyle kandırmışlar insanları Allahla. İşte bu gibi kandırmalara karşı Allah SAKIN İNSANLAR SİZİ ALLAHLA KANDIRMASINLAR ikazında bulunmuştur müslümanlara.
Dikkat edin muhacirler Medineye hicret ettiklerinde ensarın ilk yaptıkları şey,bütün mallarını Mekkede bıraktıklarından onlarla mallarını oldu. Niye? Çünkü insanın yaşayabilemsi için en önemli öğelerden. Efendimiz de veda haccında,canların,MALLARIN ve namusların kutsal olduğunu ve koruma altına alınmasını istiyor. Bakara suresinin ilk ayetlerinde muttakilerin vasıflarını sayarken,NAMAZLARINI KILARLAR VE VERDİĞİMİZ RIZIKLARDAN İHTİYAÇ SAHİPLERİNE İNFAK EDERLER. Kuranın binlerce ayetinde iman ve namazdan sonra,zekatını verirler,infak ederler diye buyurur Allah. Nihai hedefi de göstermiştir. DÜNYA MALINI SADECE ZENGİNLERİ ELİNDE DOLAŞAN DEVLET YAPMAYIN, ihtiyaç sahipleriyle paylaşarak tabana sayın zenginliği.
Ama zamanımızda müslümanların desteklediği parti ülke servetini yandaşı üç beş zenginin eline vererek tekelleştirdi,50 milyon insanı açlık,yoksulluğa iterek bir çuval una,bir torba kömüre muhtaç etti. İslamın hedefi neydi ,müslümanların desteklediği partinin hedefi ne gördünüz mü? Yani islamla uzaktan yakından aakası var mı?. İslam adına uygulaması islam dışı. Ve bu partiyi de müslümanların islam adına desteklemeleri ne acı değil mi? Ağlanacak bu halimize gülüyoruz nedense ve gurur duyuyoruz yaptığımız bu şenaatle
.
Allah bize emeğimizle kazandığımız maldan sürekli sadaka,zekat vermemizi istiyor,müslümanların iktidarı sahte enflasyon rakamlarıyla insanların çalışarak kazandıkları emeklerini çalmakla meşgul. Finans krumlarında insanların alın teriyle kazandıklarını horttumlanmalarına çanak tutmakla meşgul. İnsan,insanın değil islamın merhametine verilmelidir.
Neymiş,milletin ekmek kapılarını zenginlere satınca, zenginler çok kar edecekler,ettikleri karlarla yeni iş yerleri açacaklar ve buralarda istihdam yaparak işsizliği çözecekler. Zengin nereye istihdam yapar. Talep olan mala yapar. Talep olabilmesi için insanlarda alım gücü olması,yani para kazanıyor olmaları lazımdır. Parayı nerde kazanacaklar. Zenginlerin en az ücret verdiği yerlerde. Yani zengin üç kuruşa asgari kişi çalıştıracak,bu asgari kişiler çalışdıkları üç kuruşla talep oluşturacaklar piyasada ve zengin de bu talebi karşılamak için o alana yatırım yapacak,orada bir kaç üç kuruşa çalışacak adama iş vererek işsizlik yoksullu sorunu çözülecek. Bu mümkün mü Allah aşkına.
Halbuki bu kuruluşlar satılmadan önce burada çalışan 5 milyon kişi hatırı sayılır ücret alıyordu ve piyasada iş oluyordu. Zenginler alınca ücretleri asgariye düşürerek ve çalışan sayısını azaltarak bu aradaki farlı kar olarak ceplerine attılar. Yani daha önce bu fark 5 milyonun cebine giriyordu,şimdi beş zenginin cebine giriyor. Devlete de büyük zararlar kaldı bu satışlardan. Daha önce ücretleri yüksek olduğundan en üst dilimden alıyordu gelir vergisini. Şimdi daha az kişiden asgari ücret üzerinden ödüyor zenginler. Üstelik kaç kişininkini ödedikleri,kaç kişinin ödemedikleri de belli değil. Çoğunun sigortalarını bile yatırmıyorlar ve bunun için Sosyal güvenlik kurumları sübvanse ediliyor bütçeden. Ve bunun sonucu beş milyon yeşilkartlı kaldı devletin sırtına.
Söyleyin AKPnin yaptıklarınının sisamla uzaktan yakından alakası varmı ve siz hangi gerekçeyle destekliyorsunuz AKPyi islam adına. Lütfen hatim,mevlit törenleri düzenleyerek insanları Allahla kandırmaktan vaz geçin. Aklınızı başınıza alın.
İslam sorun nasıl çözülecekse öyle çözer,ülkedeki piyasayı kimsenin tekeline vermez. Bütün halkın azam ve eşit istifade edeceği şekilde çalıştırır piyasayı.
Hz. Ömerden bir uygumayla bitiriyorum. Kuranda müslüman erkeğin müşrik kadınla evlenmesine ruhsat verilmiş. Müslümanların bu rahsatı kullanarak müşrik kızlarla evlenmeye rağbet göstermesi sonucu müslüman kızlar bekar kalınca,bu sorunu çözmek için müslümanlara, müşrik kadınlarla evlenmeyi yasaklamış.
Niye verdim bu misali? Ülke nimetlerinin dağıtılmasında sorun var. Bunun sonucu hayatlar telef oluyor. Peygamberin uygulaması da var sarı saadette. Zengin müslümanların muhtaç müslümanlarla mallarını paylaşmaları. Ve Allahın bunu teşvik etmesi. Serbest kazanca her ne kadar ruhsat verildiyse de,eğer bu durum ülke nimetlerinin paylaşımında sorun yaratıyorsa bu ruhsat askıya alınır,taki durum düzelene kadar. Nitekim müslüman olan kabilelerin bir kısmından vermek istememelerine rağmen zekat zorla alınıyordu. Neden ? Çünkü zekatın büyük bölümü ihtiyaç sahiplerine dağıtılıyordu.Ve bu sistem yoksulluğa karşı tek garantördü.
Selamlar


Cafer
Onbaşı
Onbaşı
Mesajlar:29
Kayıt:17 Eki 2007 02:28
Ruh Hali:Mutlu
Takım:Galatasaray

Re: İnsanları ALLAH İle Kandıranlar

Mesaj gönderen Cafer » 08 Ağu 2008 12:22

Allah, "Sizden önce geçmiş cin ve insan ümmetleriyle beraber ateşe girin."der. Her ümmet girdikçe kendi yoldaşına lânet eder. Hepsi birbiri ardından cehennemde toplanınca, sonrakiler, öncekiler için "Rabbimiz! Bizi sapıtanlar işte bunlardır, onlara ateş azabını kat kat ver." derler, Allah, "Hepsinin kat kattır, ama bilmezsiniz." der."(7 A'raf, 38)


Evet Rabbimiz buyuracak ki onlara: Haydi bakalım girin cehenneme. Sizden önce insanlardan ve cinlerden sizin gibi düşünen, sizin gibi inanan, sizin gibi yaşayan, sizinle beraber aynı günahları işleyen, aynı zulümleri irtikap edenlerle beraber girin cehenneme denilecek onlara.

İnsanlığın yeryüzünde boy gösterdiği Hz. Âdem (a.s.) döneminden sizin geberdiğiniz güne kadar cinlerden ve insanlardan ateşi boylayanlarla beraber siz de ateşe yuvarlanın denecek ve Hz. Âdem'den bu yana cinlerden ve insanlardan tüm müşrikler, tüm zâlimler, kendilerini Allah'a kulluk makamından koparıp Allah'tan başkalarına kulluk ortamında tutmaya çalışan tüm müşrik ve zâlimler, Allah'ın yasalarını beğenmeyerek, Allah'ın âyetlerini reddederek keyiflerince bir hayat yaşayan tüm müşrikler, Allah'a iftira eden, Allah'ı ve Allah'ın âyetlerini yok farz ederek hevâ ve hevesleri istikâmetinde bir hayat yaşamaya çalışan tüm zâlimler cehennemde bir arada toplanacaklar.


Onlardan her bir ümmet, her bir grup oraya girdikçe, cehennemi boylayıp ateşle kucaklaştıkça kendi kardeşini lanetleyecek, kendi arkadaşına lanet yağdıracak.

Yâni dünyada aynı kategoride olanlar, dünyada aynı safta bulunan, aynı günahları işleyen, aynı günah ve zulüm çukurlarına birlikte batan, aynı naneleri birlikte yiyen, aynı zulümleri birlikte gerçekleştiren günah arkadaşına lanetler yağdıracak.
Evet lanetleşecekler. r0;Sen yaptın! Allah belânı versin, sen teşvik ettin! Sen yönlendirdin! Keşke seni dinlemeseydim!r1;diye birbirlerini suçlayacaklar.


Evet ayrı ayrı her nesil için her kuşak için işledikleri günahlardan dolayı iki kat ceza vardır. Çünkü birinci ceza kendilerinin işlediklerinden ötürü, ikinci ceza da kendilerinden sonraki nesillerin kendilerini örnek alarak günah işlemiş olmalarından dolayıdır. Bundan dolayı selef olanlar yâni öncekiler kendi yaptıkları günahlardan dolayı sorumlu olacakları gibi sonrakilere kötü örnek olmalarından dolayı da sorumlu olacaklardır.


Meselâ birisi zinanın, zina evinin ilk baniliğini yapar, zina adına ilk çığırı açmışsa, veya futbol sahalarının yollarını, sinemanın, faizin, içkinin, kumarın yollarını gösterirse, bu konuda ilk çığırı açarsa kıyamete kadar o yoldan gidecek tüm zinacıların, tüm faizcilerin, içkicilerin günahları onlarınkiler eksilmeksizin bu ilk çığır açan kişiye yüklenecektir. Faizin, içkinin tanıtımını yapanlar da aynen bunun gibidir. Ya da barı, pavyonu evin içine taşıma adına video ve televizyon teminine yardımcı olanlar da onu seyredenlerin günahlarının bir mislini yükleneceklerdir. Hattâ yeryüzünde ilk adam öldürme çığırını açtığı için Hz. Âdem'in oğlu Kâbil kıyamete kadar adam öldürenlerin günahlarının bir mislini sırtına yüklenecektir.


Ama kim de iyi bir çığır açmışsa kıyamete kadar o yoldan giden insanların sevaplarının bir misli onun defterine yazılacaktır. İnsanların müslümanlaşması, insanların İslâm'a, Kur'an ve sünnete yö-nelmeleri adına kim bir çığır açarsa, kim bir adım atarsa bilelim ki, onlarda meydana gelen değişimlerin sevaplarının bir misli o kişinin defterine yazı-lacaktır.


Evet insanlar hangi yolda çığır açmışlarsa, o çığırdan gidenlerin sevap ya da günahları onları ilgilendirmektedir.


Demek ki insanın yaptıkları sadece kendisiyle sınırlı kalmamaktadır. Kafasında ve vücudunda taşıdığı virüsü kendisinden başka çocuklarına ve daha sonraki nesillere de aktarmaktadır. Dolayısıyla bu eyleme adalet gereği ceza ya da mükafatın takdiri de ancak gelecek nesillere intikali ve yaptığı tesirlerle ancak hükme bağlanabilecektir
Sonrakiler, öncekilere diyecekler ki, yâni cehenneme önce girip yerleşenlere sonradan gelenler di-yecekler ki, ya da mus'tazaflar müstekbirlere, tâbi olanlar tâbi olunanlara, ya da arkadan gidenler önderlerine diyecekler ki:

Ya Rabbi! İşte bizi saptıranlar bunlardır! Bizi dosdoğru yoldan bunlar saptırdı. Bizi senin yolundan, senin kitabının yolundan, senin elçilerinin yolundan ve cennet yolundan saptırarak buraya kadar getirenler, işte bunlardır! Bizim yazımızı değiştirenler bunlardır. Biz bunlar yüzünden kitabımızı tanıyamadık! Bizim kılık kıyafetimizi bunlar değiştirdiler. Biz senin istediğin gibi giyinemedik! Bizim hukukumuzla bunlar oynadılar! Senin hukukunla amel edemedik! Bizim eğitimimizi bunlar bozdular, biz senin dinini öğrenemedik! Senin dinini, senin hayat programını bunlar ilga edip kendi yasalarını onun yerine ikâme ettiler, biz senin hayat tarzını yaşayamadık! Bizi saptıranlar bunlardır! Eğer bu adamlar olmasaydı biz senin istediğin gibi yaşayacak ve şimdi bu cehenneme gelmeyecektik! Binaenaleyh ya Rabbi bunlara azabın iki katını ver! diyecekler.

Evet kendilerine Allah'ın âyetlerini anlatmayan, kendilerini Allah'ın kitabıyla tanıştırmayan babalarını, kocalarını, hocalarını, üstadlarını, komşularını, liderlerini arayacak insanlar onları ayaklarının altına almak için. Kendilerine kötü çığırlar açan, kendilerine kötü miraslar bırakan ve böylece kendilerinin şirke düşüp cehenneme yuvarlanmalarına sebep olan öncülerini önderlerini arayacak insanlar. Cehenneme yuvarlanmak üzere gittikleri kötü çığırı açıp onlara miras bırakanları arayacaklar.
Yâni eğer bizim sapıklığımız bizden öncekilerin bize bıraktıkları bozuk miras yüzündense, hep bundan şikâyet ediyorsak, peki o zaman söyleyin biz, bizden sonrakilere ne bırakıyoruz? Nasıl bir miras bırakıyoruz çocuklarımıza. Bizler şu anda bizden sonra yaşayacak çocuklarımıza nasıl bir yol bırakıyoruz?

Arkamıza bıraktığımız yol, çoluk çocuğumuza bıraktığımız usul, onlara gösterdiğimiz din, onlara örneklediğimiz kulluk, çevremize ulaştırdığımız teklifler acaba yarın karşımıza nasıl bir sonuç çıkaracak?

Acaba bizim arkamızdan gelenler de ya Rabbi bizi bunlar saptırdı. Bize öyle bir yol, öyle bir din bıraktılar ki biz de onu gerçek yol zannettik. Onu gerçek din zannettik. Bize öyle bir hayat anlayışı, öyle bir mal anlayışı, öyle bir kazanma - harcama anlayışı, öyle bir gece hayatı, öyle bir gündüz hayatı örneklediler ki biz de onu gerçek bir hayat zannettik. Bizi başkası değil bunlar saptırdı ya Rabbi demeyecekler mi acaba? Çocuklarımızdan torunlarımızdan bu şikâyetlerle bu lanetlerle karşılaşmayacak mıyız acaba? Bu âyetler ışığında Allah için kendimizi sorgulamak zorundayız.
Cevapla

“Serbest Kürsü” sayfasına dön