Taş Kafalar

Beğendiğiniz veya eleştirdiğiniz yazılar
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Siyabend
Belawela Muhtarı
Belawela Muhtarı
Mesajlar:19658
Kayıt:15 Eki 2006 12:05
Ruh Hali:Mutlu
Cinsiyet:Erkek
Burç:Kova
Takım:Galatasaray
Taş Kafalar

Mesaj gönderen Siyabend » 24 Haz 2010 22:42

İki üç gün önce İsmet Berkan yazdı: “Kürt sorunu’nu çözmek için önce bir ‘Kürt sorunumuz’ olduğunu kabullenmek gerekiyor.

Şunu biliyoruz ki, Türkiye’de azımsanmayacak miktarda insan ve siyasi akım ortada bir ‘Kürt sorunu’ olduğunu düşünmüyor; Türkiye’de Kürtlerin salt Kürt oldukları için çeşitli düzeylerde ayrımcılıklara uğradığını kabul etmiyor.

Bu önemli bir mesele. Ve sanıyorum, ortada bir ‘Kürt sorunu’ olmadığını, sorunun salt bir terör ve bölücülük meselesi olduğuna inananların kalabalıklığı, hükümetleri bu konuda zorluyor. Yani, kanlı terörün devam ettiği 26 yıl boyunca, bazı hükümetler Türkiye’de Kürtlerin ayrımcılığa uğradığı konusunda ikna olsalar dahi sorunu salt terör penceresinden görmekten ya kendilerini kurtaramadılar ya da zaten ortada terör dışında bir sorun olduğuna zaten ikna olmamışlardı.”

İsmet Berkan yine az yazmış. Bu ülkede bir kürt sorunu olduğundan ‘habersiz’ insanlar var..

İki gündür Dersim (Tunceli) ile ilgili yazıyorum. Ve evet ısrarla “Dersim” ismini kullanıyorum. Neresidir orası (belki) bilmeyenler varsa parantez içinde de Tunceli yazıyorum.

Çünkü prensip olarak isim değişikliklerini sevmeyen, onaylamayan bir vatandaşıyım. İsimler yüzyıllar içinde kendi kendilerine değişmişse ne ala.. Ama birileri, bir takım “rahatsızlıkları” nedeniyle bir yerlerin isimlerini bir gecede değiştiriyorsa işte benim ona itirazım var.

Yazık ki 80 yıldır memleketin ismi değişmeyen neredeyse tek bir yeri kalmadı. Koskoca Zigana geçidine ismini veren Zigana Köyü’nün ismini bile değiştirmeye kalktılar! Bilinçli köylüsü isyan etti, dava açtı, üç dört yıl sonra gene Zigana ismini aldılar.

Cunda, Cunda’dır benim için. (İstiklal Mahkemesi’nin astığı astık kestiği kestik başkanı Kel) Ali Bey değildir.. Cunda’da oturan kimse için de Ali Bey adası değildir orası.

Dersim de Dersim’dir. Tunceli lafı, mecbur kalınmadıkça kullanılmıyor.

Bir okur “Hanımefendi! Hanımefendi! Türkiye Cumhuriyeti’nin ilinin adı Tunceli’dir. Kendinize gelin.” demiş. Bir diğeri de “Kimse bu Kürt isimleri duymak istemiyor. Çoğunluğun sesine kulak verin demiş”.. Bir diğeri de Tunceli’de tutacağım dairenin bir yıllık kirasını verecekmiş, bir yıl orada oturunca bakalım ne diyecekmişim.

Nasıl da “müdür” bey tavırlarıyla, beni güya “sarhoşluğumdan” uyandırmaya çalışıyorlar! Hanımefendi kendinize gelin!..ler. Ah tabii ya! Edepsiz Kürtler iki gün boyunca beynimi yıkadı, ben “Tunceli Tunceli hey hey” derken birden “Dersim” demeye başladım... Çok şükür ki tam bu noktada Müdür Beyler e-postasıyla yetiştiler de beni amansız “bölücülük” hastalığından kurtarıverdiler!

İşte tam da bu kafadan söz ediyorum! Bizi bu günlere getiren tam da bu kafa. Sen onun Dersim’ini Tunceli yaptığın için o senin Buse’ni öldürüyor! Binbir nedenden biri de bu!

Bu kafalardan da yazık ki ne kadar çok var. Sağım solum bu kafalarla dolu.

Daha önceki bir yazımda da Türkiyeli internet kullanıcıları demiştim. Maksadım Türkiye’den çıkış yapan internet kullanıcılarını ifade etmekti. İdeolojik bir maksadım yoktu.

Ona da aynı “kafa” itiraz etmiş. Türk kullanıcıları diyecekmişim.

NİYE? Niye ben herkesi Türk yapıyorum? Niye herkes Türk olmak zorunda? Ben kendim için bile böyle bir iddiada bulunmazken... Karman çorman göç yollarında atalarım kim bilir kimlerle karışmıştır diye düşünürken..

Dün akşam Cüneyt Özdemir’in 5N1K programında Osman Pamukoğlu vardı. Türk askeri bugüne kadar tek bir sivilin kılına zarar vermemiştir diyor.

Daha iki gün önce Dersim, peki maden o kadar istiyorsunuz TUNCELİ Hozat’ta, yüz kadın ve çocuğun içeri tıkılıp kurşun yağmuruna tutulduğu evdeydik. 1938’de. Sağ kalan tek adamın çocuğuyla. Kapılardaki kurşun izleri hâlâ duruyor.

Bu kafa bizi bitiriyor görmüyor musunuz hâlâ? Görmüyor musunuz? Hakikaten körler ülkesi mi burası?

Allah sonumuzu hayretsin.

Resim

Mutlu Tönbekici VATAN


Cevapla

“Köşe Yazıları” sayfasına dön