Bu Nefret Dolu Eğitimciler Nerede Yetişiyor?
- Siyabend
- Belawela Muhtarı
- Mesajlar:19658
- Kayıt:15 Eki 2006 12:05
- Ruh Hali:Mutlu
- Cinsiyet:Erkek
- Burç:Kova
- Takım:Galatasaray
Sen onu pamuklar içinde büyüt, gözün gibi bak, ıslanmasın diye sen ıslan, üşümesin diye sen üşü, aç kalmasın diye sen aç kal, hastalanmasın diye sen hastalan, yorulmasın diye sen yorul, sırtında taşı, koynunda taşı, başında taşı... Böbreğini, ciğerini, gözünü neyini isterse vermeye hazır ol..
Sonra okula gönder..
Müdürün teki sırf valiye yalakalık yapacağım diye senin 5 yaşındaki yavrunu Kars soğuğunda 2 saat bekletip DONDURSUN!
Müdürün başka teki çok sinirlendiği için senin 10 yaşındaki başka yavrunu Isparta yağmuru altında 2 saat bekletsin.
Müdürün öteki teki 13 yaşındaki başka yavrunun kulağını patlatsın.
Beriki tekme tokat girişip kör etsin..
Nedir bu böyle?
Çocuklardan bu kadar çok nefret eden bir eğitmen ordusu nerede yetişiyor?
Eğitim fakültelerimizde böyle “özel” bir eğitim mi veriliyor?
“ÇOCUK: İğrenilesi mahluk.
ÖĞRENCİ: Nefret dışında bir hissin duyulmaması gereken şey.
GENÇ: Her görüldüğü yerde girişilmesi gereken şeytan işi canlı.
EĞİTİM: İşkence.
ÖĞRETİM: Duble işkence..”
Bu mudur?
Bu çocuklar okulda ne öğreniyor, adam gibi bir şey veriliyor mu, cahiller ordusu mu yetişiyoru geçtik çocuğumuz eve sağ dönecek mi diye endişeyle bekler olduk.
Kimler? Fakir fukara halk tabii ki. Biraz bir taraflarını doğrultan özel okula veriyor. Çok matah bir eğitim alacağından değil eve sağ salim gelsin diye. En azından dağılmamış bir psikolojiyle.
Kars’ın Esenyazı ilçesindeki anaokulu açılışında çocuklar bildiğiniz gibi valiyi saatlerce bekledikleri için donacakları az daha. Aynı günlere oralarda olduğum için Kars soğuğunun ne menem bir şey olduğuna bizzat tanıklık ettim.
Bir şeyin fotoğrafını çekeceğim diye paltosuz çıkıverdim otelden ve yemin ederim beş dakika bile geçmemişti uyuşmaya başladım.
Ona daha yeni oha derken bugün de Isparta’ta gürültü yaptıkları için yağmur altında bekletilen çocuklar haberi geldi.
Bu çocuklar zatürree olunca ne olacak? Müdür bey mi bekleyecek başlarında? Vali bey mi götürecek hastaneye? AKP milletvekili mi alacak ilaçlarını? Öğretmen bey mi yapacak iğnelerini?
***
Oldum olası merak etmişimdir. Bu ülkede öğretmenler öğrencilerden neden bu kadar nefret eder? İlkokul ve lise hayatımda biz öğrencilerden tiksinmeyen, baş belası yaratıklar gözüyle bakmayan BİR tek öğretmenim vardı. Psikoloji ve sosyoloji hocası Mustafa bey. Bahçeye çıkıp çocuklarla sohbet eden, ciddiye alan, bizleri ismimizle tanıyan BİR tek oydu. Sınıfına girdiğim aşağı yukarı toplam 60 hoca içinde bir tek o. Utanç verici! Gerisi çocuklara pislik muamelesi yapan yanına yaklaşınca irkilen, çöpe atılası, sevimsiz ve de zır cahil tiplerdi. Görünen o ki değişen bir şey yok.
Bu kadar tiksiniyorsan çocuklardan ve gençlerden niye o işi yapıyorsun? Hayat boyu ne rezillik yaparsan yap atılmayacağını bildiğin için mi? Üç kuruş maaşın garanti olsun, günde dört saat çalışasın, kendini hiç geliştirmek ihtiyacı duymayasın, her tür kaprisini yapabileceğin bir kitlen olsun bir de öğretmensin diye sana saygı gösterilsin diye mi?
Bu kadar yeni mezun öğretmen adayı boş boş tayin sırası beklerken şu eskilerden esaslı bir ayıklama yapılsa (iyi bir testte yarısına yakını ruh hastası çıkabilir zira) belki de 80 yıldır ulaşmaya çalıştığımız muasır medeniyet seviyesine biraz daha yakınlaşabiliriz.
Protestolar umurumda olmayacaktır.
Tuğçe Baran
Sonra okula gönder..
Müdürün teki sırf valiye yalakalık yapacağım diye senin 5 yaşındaki yavrunu Kars soğuğunda 2 saat bekletip DONDURSUN!
Müdürün başka teki çok sinirlendiği için senin 10 yaşındaki başka yavrunu Isparta yağmuru altında 2 saat bekletsin.
Müdürün öteki teki 13 yaşındaki başka yavrunun kulağını patlatsın.
Beriki tekme tokat girişip kör etsin..
Nedir bu böyle?
Çocuklardan bu kadar çok nefret eden bir eğitmen ordusu nerede yetişiyor?
Eğitim fakültelerimizde böyle “özel” bir eğitim mi veriliyor?
“ÇOCUK: İğrenilesi mahluk.
ÖĞRENCİ: Nefret dışında bir hissin duyulmaması gereken şey.
GENÇ: Her görüldüğü yerde girişilmesi gereken şeytan işi canlı.
EĞİTİM: İşkence.
ÖĞRETİM: Duble işkence..”
Bu mudur?
Bu çocuklar okulda ne öğreniyor, adam gibi bir şey veriliyor mu, cahiller ordusu mu yetişiyoru geçtik çocuğumuz eve sağ dönecek mi diye endişeyle bekler olduk.
Kimler? Fakir fukara halk tabii ki. Biraz bir taraflarını doğrultan özel okula veriyor. Çok matah bir eğitim alacağından değil eve sağ salim gelsin diye. En azından dağılmamış bir psikolojiyle.
Kars’ın Esenyazı ilçesindeki anaokulu açılışında çocuklar bildiğiniz gibi valiyi saatlerce bekledikleri için donacakları az daha. Aynı günlere oralarda olduğum için Kars soğuğunun ne menem bir şey olduğuna bizzat tanıklık ettim.
Bir şeyin fotoğrafını çekeceğim diye paltosuz çıkıverdim otelden ve yemin ederim beş dakika bile geçmemişti uyuşmaya başladım.
Ona daha yeni oha derken bugün de Isparta’ta gürültü yaptıkları için yağmur altında bekletilen çocuklar haberi geldi.
Bu çocuklar zatürree olunca ne olacak? Müdür bey mi bekleyecek başlarında? Vali bey mi götürecek hastaneye? AKP milletvekili mi alacak ilaçlarını? Öğretmen bey mi yapacak iğnelerini?
***
Oldum olası merak etmişimdir. Bu ülkede öğretmenler öğrencilerden neden bu kadar nefret eder? İlkokul ve lise hayatımda biz öğrencilerden tiksinmeyen, baş belası yaratıklar gözüyle bakmayan BİR tek öğretmenim vardı. Psikoloji ve sosyoloji hocası Mustafa bey. Bahçeye çıkıp çocuklarla sohbet eden, ciddiye alan, bizleri ismimizle tanıyan BİR tek oydu. Sınıfına girdiğim aşağı yukarı toplam 60 hoca içinde bir tek o. Utanç verici! Gerisi çocuklara pislik muamelesi yapan yanına yaklaşınca irkilen, çöpe atılası, sevimsiz ve de zır cahil tiplerdi. Görünen o ki değişen bir şey yok.
Bu kadar tiksiniyorsan çocuklardan ve gençlerden niye o işi yapıyorsun? Hayat boyu ne rezillik yaparsan yap atılmayacağını bildiğin için mi? Üç kuruş maaşın garanti olsun, günde dört saat çalışasın, kendini hiç geliştirmek ihtiyacı duymayasın, her tür kaprisini yapabileceğin bir kitlen olsun bir de öğretmensin diye sana saygı gösterilsin diye mi?
Bu kadar yeni mezun öğretmen adayı boş boş tayin sırası beklerken şu eskilerden esaslı bir ayıklama yapılsa (iyi bir testte yarısına yakını ruh hastası çıkabilir zira) belki de 80 yıldır ulaşmaya çalıştığımız muasır medeniyet seviyesine biraz daha yakınlaşabiliriz.
Protestolar umurumda olmayacaktır.
Tuğçe Baran
- Siyabend
- Belawela Muhtarı
- Mesajlar:19658
- Kayıt:15 Eki 2006 12:05
- Ruh Hali:Mutlu
- Cinsiyet:Erkek
- Burç:Kova
- Takım:Galatasaray
Bütün öğretmenler dava açıyormuş bana!
Vız gelir tırıs gider. Protestolar umurumda olmayacak dedim, hakikaten umurumda değil. Görüşümde fena halde ısrarlıyım.
Öğretmenleri eleştirmek bu ülkede tabudur. “Ay ama çok az para alıyorlar, hayat şartları çok zor, ama çocuklar da çok haşarı, ay ama bak ne büyük “sittres” altındalar, kafayı yemek üzereler, sen hiç bin tane çocukla başa çıkmak zorunda kaldın mı...” Bir kere bu çocuklar son beş yıl içinde bu kadar çoğalmadı. Öğretmenlere iyi para verilmediği de yeni bir haber değil. Son 50 yıldır bu böyle. Sistem ortada.
Yani eğitim fakültesine başlarken durum başka değildi. İşlerinin ÇOCUK ile ilgili olacağını biliyorlardı. Hiçbir şey sürpriz değil. Sen başka bir yeri tutturamayıp ancak oraya kapağı atmışsan ve de “işsiz kalma tehlikesi yok” diye memurluğa talim ediyorsan bu niye benim suçum oluyor? Niye ben senin sıkıntına ve “çocuk nefretine” anlayış göstermek ve çocuğuma eğitim, sevgi ve bilgi veremeyişini sineye çekmek durumunda oluyorum?
Artık yeter! Genelleme yapamazsın diyorlar pekala da yaparım. Ben bu ülkede okudum. Bu ülkenin devlet lisesine gittim. Bu ülkenin devlet öğretmenleri tarafından yetiştirile(me)dim. Bu ülkenin müdürleri tarafından idare edil(eme)dim. Bu ülkenin öğretmenlerinden dayak ve azar işittim. Bu ülkenin öğretmenleri tarafından baş belası sümüklü muamelesi gördüm ve bu ülkenin öğretmenlerinden hiçbir şey öğrenemedim.. Fena halde tecrübeliyim. Bütün cahil ve ruh hastaları da benim lisemde toplaşmadı ya!
“Yazık ki sizi de yetiştiren bir öğretmen” diye sitemde bulunmuş çoğunluk. HAYIR efendim. Beni lise öğretmenlerim yetiştirmedi. Lise öğretmenlerimden bir tanesi de “senin halin nicedir” demedi. Ben ne öğrendiysem dünya, memleket ve kendim hakkında üniversitedeki hocalarımdan öğrendim. Hepsi dünya harikası insanlardı. Sezar’ın hakkını Sezar’a da vermesini biliriz.
Robert, Galatasaray, Amerikan veya Alman liseleri dışında okullarda okumuş kimseden de “aaa bizim hocalarımız süperdi. Bütün haylazlıklarımıza rağmen gülümserlerdi, her derste ilgimizi çekmeyi başarırlardı, hep anlayış gösterirlerdi, çok şey öğrendim, mesleğimi seçmemde büyük katkısı vardır” diyene rastlamadım.
Beni “pirotesto” eden (evet böyle yazmış) öğretmenler de zaten hakiki öğretmenliğin ne olduğunu bilmeyenler. Zorluk çekmenin öğretmenlik olduğunu sanıyorlar.
“Ben oturduğum yerden yeşil dolarlar kazanırken.. onlar neler çekiyormuş haberim yokmuş... Önce benim tedavi olmam gerekiyormuş..”
Mektuplarındaki binlerce imla hataları bile öğretmen olamadıklarının kanıtı. Okura boşuna kızıyormuşuz dahi anlamındaki de’leri da’ları, soru eki mısın’ları, musun’ları ayırmadıkları, noktalama işareti kullanmadıkları için.
Kılavuzlar ortada!
Sorumu tekrar ediyorum ey ahali: Bütün ilkokul ve lise hayatınız boyunca severek hatırladığınız kaç öğretmeniniz var? Kaçı için “çocuk ve genç sever” diyebilirsiniz? Dayağını ve azarını işitmediğiniz kaçı var? Kaçı için “dersi öyle bir coşkuyla ve sevgiyle anlatırdı ki sınıfta çıt çıkmazdı” diyebilirsiniz? Hadi bunu da geçtim kaçı için okuttuğu dersi BİLİRDİ diyebilirsiniz?
BİLMİYORLAR!!!! Okuttukları dersi bilmiyorlar. Milli Eğitim’in dağıttığı ders kitabını ezberlemiş “papağanlar” ezici çoğunluk. Beni vıdıvıdıvıdı “pirotesto” eden öğretmenler! En son hangi kitabı okudunuz! En son hangi konferansa katıldınız? Kursa gittiniz?
Hayatında başka memleket, başka şehir görmemiş coğrafya öğretmenleri, hayatında en son fakültedeyken roman okumuş edebiyat öğretmenleri, Matematik Dünyası dergisini hiç duymamış matematik öğretmenleri, tek bir yeni kelime öğrenmemiş İngilizce öğretmenleri..
Ya bırakın Allah aşkına. Bana Çalıkuşu taklidi yapmayın.
Tuğçe Baran
Öğretmenleri eleştirmek bu ülkede tabudur. “Ay ama çok az para alıyorlar, hayat şartları çok zor, ama çocuklar da çok haşarı, ay ama bak ne büyük “sittres” altındalar, kafayı yemek üzereler, sen hiç bin tane çocukla başa çıkmak zorunda kaldın mı...” Bir kere bu çocuklar son beş yıl içinde bu kadar çoğalmadı. Öğretmenlere iyi para verilmediği de yeni bir haber değil. Son 50 yıldır bu böyle. Sistem ortada.
Yani eğitim fakültesine başlarken durum başka değildi. İşlerinin ÇOCUK ile ilgili olacağını biliyorlardı. Hiçbir şey sürpriz değil. Sen başka bir yeri tutturamayıp ancak oraya kapağı atmışsan ve de “işsiz kalma tehlikesi yok” diye memurluğa talim ediyorsan bu niye benim suçum oluyor? Niye ben senin sıkıntına ve “çocuk nefretine” anlayış göstermek ve çocuğuma eğitim, sevgi ve bilgi veremeyişini sineye çekmek durumunda oluyorum?
Artık yeter! Genelleme yapamazsın diyorlar pekala da yaparım. Ben bu ülkede okudum. Bu ülkenin devlet lisesine gittim. Bu ülkenin devlet öğretmenleri tarafından yetiştirile(me)dim. Bu ülkenin müdürleri tarafından idare edil(eme)dim. Bu ülkenin öğretmenlerinden dayak ve azar işittim. Bu ülkenin öğretmenleri tarafından baş belası sümüklü muamelesi gördüm ve bu ülkenin öğretmenlerinden hiçbir şey öğrenemedim.. Fena halde tecrübeliyim. Bütün cahil ve ruh hastaları da benim lisemde toplaşmadı ya!
“Yazık ki sizi de yetiştiren bir öğretmen” diye sitemde bulunmuş çoğunluk. HAYIR efendim. Beni lise öğretmenlerim yetiştirmedi. Lise öğretmenlerimden bir tanesi de “senin halin nicedir” demedi. Ben ne öğrendiysem dünya, memleket ve kendim hakkında üniversitedeki hocalarımdan öğrendim. Hepsi dünya harikası insanlardı. Sezar’ın hakkını Sezar’a da vermesini biliriz.
Robert, Galatasaray, Amerikan veya Alman liseleri dışında okullarda okumuş kimseden de “aaa bizim hocalarımız süperdi. Bütün haylazlıklarımıza rağmen gülümserlerdi, her derste ilgimizi çekmeyi başarırlardı, hep anlayış gösterirlerdi, çok şey öğrendim, mesleğimi seçmemde büyük katkısı vardır” diyene rastlamadım.
Beni “pirotesto” eden (evet böyle yazmış) öğretmenler de zaten hakiki öğretmenliğin ne olduğunu bilmeyenler. Zorluk çekmenin öğretmenlik olduğunu sanıyorlar.
“Ben oturduğum yerden yeşil dolarlar kazanırken.. onlar neler çekiyormuş haberim yokmuş... Önce benim tedavi olmam gerekiyormuş..”
Mektuplarındaki binlerce imla hataları bile öğretmen olamadıklarının kanıtı. Okura boşuna kızıyormuşuz dahi anlamındaki de’leri da’ları, soru eki mısın’ları, musun’ları ayırmadıkları, noktalama işareti kullanmadıkları için.
Kılavuzlar ortada!
Sorumu tekrar ediyorum ey ahali: Bütün ilkokul ve lise hayatınız boyunca severek hatırladığınız kaç öğretmeniniz var? Kaçı için “çocuk ve genç sever” diyebilirsiniz? Dayağını ve azarını işitmediğiniz kaçı var? Kaçı için “dersi öyle bir coşkuyla ve sevgiyle anlatırdı ki sınıfta çıt çıkmazdı” diyebilirsiniz? Hadi bunu da geçtim kaçı için okuttuğu dersi BİLİRDİ diyebilirsiniz?
BİLMİYORLAR!!!! Okuttukları dersi bilmiyorlar. Milli Eğitim’in dağıttığı ders kitabını ezberlemiş “papağanlar” ezici çoğunluk. Beni vıdıvıdıvıdı “pirotesto” eden öğretmenler! En son hangi kitabı okudunuz! En son hangi konferansa katıldınız? Kursa gittiniz?
Hayatında başka memleket, başka şehir görmemiş coğrafya öğretmenleri, hayatında en son fakültedeyken roman okumuş edebiyat öğretmenleri, Matematik Dünyası dergisini hiç duymamış matematik öğretmenleri, tek bir yeni kelime öğrenmemiş İngilizce öğretmenleri..
Ya bırakın Allah aşkına. Bana Çalıkuşu taklidi yapmayın.
Tuğçe Baran
-
- Moderator
- Mesajlar:9466
- Kayıt:28 Şub 2007 22:02
- Ruh Hali:Huzurlu
- Cinsiyet:Erkek
- Burç:Koç
- Takım:Fenerbahçe
Re: Bu Nefret Dolu Eğitimciler Nerede Yetişiyor?
hep gerçekleri dile getiriyor Tuğçe baran
ben onun herdediğne katılıyorum
böyle piskopat eğitimciler türkiyedeki zihniyetin meyvesidir
Allah onları ıslah etsin ve belalarını versin
paylaşım için teşekürler
ben onun herdediğne katılıyorum
böyle piskopat eğitimciler türkiyedeki zihniyetin meyvesidir
Allah onları ıslah etsin ve belalarını versin
paylaşım için teşekürler
Re: Bu Nefret Dolu Eğitimciler Nerede Yetişiyor?
bence çok haklı yazısını okuyunca sanki kendi içimi dökmüş gibi düşündüm sonuna kadar destekliyorum.. buğünkü geri kalmışlığımız zaten eğitim sistemimimizden kaynaklanmıyo mu.. dünyada eğitimine en az yatırım yapan ülkelerden biriyiz ayrıca yatırım derken okul yapıp öğretmen atamak sadece bu değil en büyük yatırım yapmamız gereken konu eğitimin içeriği.. ama bi konuda yol ayrımındayım o iyi bir üniversitede eğitim görmüş olabilir ama orda da çok dala vereler dönüyo, adam kayırmalar hocaya yalakalık yapanlar baya baya geçiyo.. ne demiş Einstein bir ülkenin geleceği o ülke insanlarının alacağı eğitime bağlıdır...
-
- Acemi Er
- Mesajlar:6
- Kayıt:04 Ara 2007 19:54
- Ruh Hali:Mutlu
- Cinsiyet:Erkek
- Burç:Terazi
- Takım:Fenerbahçe
Re: Bu Nefret Dolu Eğitimciler Nerede Yetişiyor?
en içten duygularımla katılıyorum.. eski öğretmenler müdürler baya öğrencilerden bıkmış ve tiksinmişler ama maaşlarından dolayı görevi bırakıp emekli olmuyorlar yeni öğretmenlerin yolunu açmıyorlar.. ve bu tür örnekler çoğalıyor.. ewet haklı diyorum
Re: Bu Nefret Dolu Eğitimciler Nerede Yetişiyor?
benim okul hayatımda çok sevdiğim öğretmenlerim oldu..hatta nasıl bize katlanabiliyorlar dediklerimde oldu..ama sevmediklerimde oldu hatta sayısı fazlaydı fakat sopaya tanıklığım ilkokul ve ortaokul dönemlerimde oldu...lise dönemimdede okulumuzun müdürü tüm okul istiklal marşını söylerken bir kızı kürsüye çağardı ve nasıl konuşursun hazzır oldayken sen diye hepimizin önünde bir tokat attı..buda tam yetişmekte olan bir kız için çok ağır bir cezadır..tabi ozamanlar bizim kafalar basmıyordu çenemizi tutuyorduk..ama şimdiki çocuklarda yavaş yavaş konuşmaya ve şiddet karşısında yapmaları gereken şeylerin neler olduğunun farkına vardırlar..bizim zamanımızdaki pısırık çocukluklar kalmadı..
Re: Bu Nefret Dolu Eğitimciler Nerede Yetişiyor?
Öğretmenlik sadece karnını doyurmak için yapılan bir meslek olmuş.Kimse eğitim derdinde değil.Varsa yoksa nasıl daha çok kazanırım derdindeler.Tuğçe Baran haklı bence.
Re: Bu Nefret Dolu Eğitimciler Nerede Yetişiyor?
kardeşim haklı demek yetmez, bir haksızlık varsa toplumda hepimiz suçluyuz. öğretmen de olsa bir çoçuğun eğitimini onun ellerine bırakamzsınız. öğretmen kadar bizde sorumluyuz....
hepimizin çocuğu kardeşi vardır okula giden: en son biz ne zaman okula çocuklarımızın durumunu sormaya gittikkk.... vs vs vs....
hepimizin çocuğu kardeşi vardır okula giden: en son biz ne zaman okula çocuklarımızın durumunu sormaya gittikkk.... vs vs vs....
- Siyabend
- Belawela Muhtarı
- Mesajlar:19658
- Kayıt:15 Eki 2006 12:05
- Ruh Hali:Mutlu
- Cinsiyet:Erkek
- Burç:Kova
- Takım:Galatasaray
Re: Bu Nefret Dolu Eğitimciler Nerede Yetişiyor?
Valla yazarın yazısına yorum yapan öğretmenlerin mesajlarını okudukça bu ülkedeki insanlara acıdım.Kör cahil diyebileceğimiz türden saçmalamışlar sevgili öğretmenlerimiz.Allah akıl fikir versin hepimize.