Genelkurmay Başkanına...
- Siyabend
- Belawela Muhtarı
- Mesajlar:19658
- Kayıt:15 Eki 2006 12:05
- Ruh Hali:Mutlu
- Cinsiyet:Erkek
- Burç:Kova
- Takım:Galatasaray
Siz, böyle saygısız, nezaketsiz, tehditkâr bir konuşma üslubunu benimseme cüretini nereden buluyorsunuz?
Ağzınızdan çıkanı kulağınız duyuyor mu sizin?
Siz kimi korkutmaya çalışıyorsunuz?
Korkutabileceğinize inanıyor musunuz gerçekten?
Bakın ben size dostça bir şey söyleyeyim general, vazgeçin bu kaba tehditlerden, öfkeli jestlerden, asabi mimiklerden.
Bunlar bizi korkutmaya yetmez.
Ha, sanmayın ki bu ülkede “derin devlet” dendiğinde kimin kastedildiğini bilmiyoruz, sanmayın ki patlayan arabalardan, ensesinden vurulan adamlardan haberimiz yok.
Sadece umurumuzda değil.
Bunu anlayabiliyor musunuz?
Bazı insanların, ülkeleri özgür ve mutlu olsun diye her şeyi göze alabileceğini kavrayabiliyor musunuz?
Bunu kavramaya çalışın.
Bırakın bu korkutma çabalarını.
Bunlar yakışıksız işler.
Üstelik gerçeği ortaya çıkarma çabasından bizi vazgeçirmeye de yetmez.
Siz bir şeyler söylediniz dün.
“Herkesi dikkatli olmaya ve doğru yerde bulunmaya” davet ettiniz galiba.
Siz, “doğru yerin” neresi olduğunu biliyor musunuz?
“Doğru yer” neresidir biliyor musunuz?
Doğru yer, insanın mesleğini dürüstçe ve gereklerini yerine getirerek yaptığı yerdir.
Biz, “doğru yerde” duruyoruz.
Mesleğimizin gereğini dürüstçe yerine getiriyor ve gerçekleri, yıllardır yalanlarla kandırılan bu halka açıklıyoruz.
Siz doğru yerde durmuyorsunuz.
Kendi mesleğinizin gereklerini yerine getirmiyorsunuz.
Sizin mesleğinizin gereği, size emanet edilen o genç askerleri korumaktır.
Karakol baskınını an be an gösteren kamera kayıtlarına rağmen gerekli tedbirleri almamak, istihbarat raporlarına aldırmamak, çatışma başladıktan sonra yeterince yardım göndermemek ve o çocukları ölüme terk etmek sizin suçunuzdur.
Görevinizi yerine getirmediniz.
Neden?
Niye o çocukları korumadınız?
Bunun için yargılanmanız gerektiğini biliyorsunuz değil mi?
Tabii savcıların sizi mahkemeye çağıramayacağına, sizi yargılayacak bir merci olmadığına güveniyorsunuz.
Ama bu, yargılanmanız gerektiği gerçeğini değiştirmiyor.
Tabii, bir de istifa müessesesi denilen bir şey var.
Sanırım sizin o müesseseden pek haberiniz bulunmuyor.
Başbakanın, hükümetin, parlamentonun sizden hesap sormaması da sizi cesaretlendiriyor.
Ama bir de halk var bu ülkede.
Gerçekleri duymak isteyen bir halk.
Ve, o sizin peşinizi bırakmaz.
Biz de bırakmayız.
Arkanıza kuvvet komutanlarını alıp kameraların önüne geçerek asabi bir şekilde medyaya verdiğiniz “muhtıra” bu gerçeği değiştirmez.
Siz bize Aktütün’ü anlatın.
O çocuklar niye öldü?
Niye baskını önlemediniz?
Bir de pek anlayamadığımız bir sözünüz var.
“Bu tip saldırılar karşısında her ordunun vereceği cevap ve tepki bellidir.”
Ne demek bu?
Birincisi bir saldırı yok, saldırmıyoruz, gerçekleri açıklıyoruz.
İkincisi, “her ordu” böyle eleştiriler karşısında nasıl tepki veriyor?
Siz nasıl tepki verdiklerini bilmiyorsunuz.
Gelişmiş ülkelerde böyle bir facianın sorumlusu olanlar derhal görevlerinden alınıp yargılanırlar.
Ama sizin aklınızdaki bu değil, açıkça anlaşılıyor.
O zaman, nedir o “ordunun vereceği tepki”?
Ordular, kendilerine saldıran “düşmanı” yok etmek için eğitilirler.
Bizim gerçekleri açıklamamızı bir “saldırı” olarak nitelediğinize göre bizi de “düşman” olarak görüyorsunuz.
Eee, ne yapacaksınız?
Saldıracak mısınız, gazeteyi mi bombalayacaksınız, F-16’ları mı göndereceksiniz?
Siz ne dediğinizin farkında mısınız?
Baskını daha önceden bildiğiniz halde o çocukları korumayacaksınız, bunu açıklayan gazeteleri de, “ordu tepkisiyle” korkutmaya çalışacaksınız.
General, “doğru yerde” durun.
Haddinizi aşmayın.
Bizim ülkemizde, yetmiş milyon insanın boğazından kesip verdiği paralarla ayakta duran bizim ordumuzla, bizi tehdit edemezsiniz.
Ordu, sizin hatalarınızı kapatmak için kullanacağınız bir tehdit aracı değildir.
Haa, bir de “bölücü terör örgütünün eylemlerini başarılı gibi gösterenler, akan ve akacak olan her damla kanın sorumlusu olurlar” sözünüz var.
Bakın bunu doğru söylüyorsunuz.
Ama “başarılı gösteren” kim?
Baskının önlenmediğini açılayan gazeteler mi yoksa baskını bile bile önlemeyenler mi?
O kandan kimin sorumlu olduğunu şimdi anladınız mı?
Sorumluluğu hissediyor musunuz?
Hissetmelisiniz.
Ve tehditleri bırakıp gerçekleri açıklamalısınız.
Tehditlerinizden ve üslubunuzdan hoşlanmadık.
Gerçekleri söyleyin bize.
Gerçekleri.
Biraz cesaret yeter buna.
Cesaretiniz de öfkeniz kadar büyük olduğunda bize gerçekleri söyleyeceğinize eminiz.
O günü bekliyoruz.
Ahmet ALTAN / TARAF
Ağzınızdan çıkanı kulağınız duyuyor mu sizin?
Siz kimi korkutmaya çalışıyorsunuz?
Korkutabileceğinize inanıyor musunuz gerçekten?
Bakın ben size dostça bir şey söyleyeyim general, vazgeçin bu kaba tehditlerden, öfkeli jestlerden, asabi mimiklerden.
Bunlar bizi korkutmaya yetmez.
Ha, sanmayın ki bu ülkede “derin devlet” dendiğinde kimin kastedildiğini bilmiyoruz, sanmayın ki patlayan arabalardan, ensesinden vurulan adamlardan haberimiz yok.
Sadece umurumuzda değil.
Bunu anlayabiliyor musunuz?
Bazı insanların, ülkeleri özgür ve mutlu olsun diye her şeyi göze alabileceğini kavrayabiliyor musunuz?
Bunu kavramaya çalışın.
Bırakın bu korkutma çabalarını.
Bunlar yakışıksız işler.
Üstelik gerçeği ortaya çıkarma çabasından bizi vazgeçirmeye de yetmez.
Siz bir şeyler söylediniz dün.
“Herkesi dikkatli olmaya ve doğru yerde bulunmaya” davet ettiniz galiba.
Siz, “doğru yerin” neresi olduğunu biliyor musunuz?
“Doğru yer” neresidir biliyor musunuz?
Doğru yer, insanın mesleğini dürüstçe ve gereklerini yerine getirerek yaptığı yerdir.
Biz, “doğru yerde” duruyoruz.
Mesleğimizin gereğini dürüstçe yerine getiriyor ve gerçekleri, yıllardır yalanlarla kandırılan bu halka açıklıyoruz.
Siz doğru yerde durmuyorsunuz.
Kendi mesleğinizin gereklerini yerine getirmiyorsunuz.
Sizin mesleğinizin gereği, size emanet edilen o genç askerleri korumaktır.
Karakol baskınını an be an gösteren kamera kayıtlarına rağmen gerekli tedbirleri almamak, istihbarat raporlarına aldırmamak, çatışma başladıktan sonra yeterince yardım göndermemek ve o çocukları ölüme terk etmek sizin suçunuzdur.
Görevinizi yerine getirmediniz.
Neden?
Niye o çocukları korumadınız?
Bunun için yargılanmanız gerektiğini biliyorsunuz değil mi?
Tabii savcıların sizi mahkemeye çağıramayacağına, sizi yargılayacak bir merci olmadığına güveniyorsunuz.
Ama bu, yargılanmanız gerektiği gerçeğini değiştirmiyor.
Tabii, bir de istifa müessesesi denilen bir şey var.
Sanırım sizin o müesseseden pek haberiniz bulunmuyor.
Başbakanın, hükümetin, parlamentonun sizden hesap sormaması da sizi cesaretlendiriyor.
Ama bir de halk var bu ülkede.
Gerçekleri duymak isteyen bir halk.
Ve, o sizin peşinizi bırakmaz.
Biz de bırakmayız.
Arkanıza kuvvet komutanlarını alıp kameraların önüne geçerek asabi bir şekilde medyaya verdiğiniz “muhtıra” bu gerçeği değiştirmez.
Siz bize Aktütün’ü anlatın.
O çocuklar niye öldü?
Niye baskını önlemediniz?
Bir de pek anlayamadığımız bir sözünüz var.
“Bu tip saldırılar karşısında her ordunun vereceği cevap ve tepki bellidir.”
Ne demek bu?
Birincisi bir saldırı yok, saldırmıyoruz, gerçekleri açıklıyoruz.
İkincisi, “her ordu” böyle eleştiriler karşısında nasıl tepki veriyor?
Siz nasıl tepki verdiklerini bilmiyorsunuz.
Gelişmiş ülkelerde böyle bir facianın sorumlusu olanlar derhal görevlerinden alınıp yargılanırlar.
Ama sizin aklınızdaki bu değil, açıkça anlaşılıyor.
O zaman, nedir o “ordunun vereceği tepki”?
Ordular, kendilerine saldıran “düşmanı” yok etmek için eğitilirler.
Bizim gerçekleri açıklamamızı bir “saldırı” olarak nitelediğinize göre bizi de “düşman” olarak görüyorsunuz.
Eee, ne yapacaksınız?
Saldıracak mısınız, gazeteyi mi bombalayacaksınız, F-16’ları mı göndereceksiniz?
Siz ne dediğinizin farkında mısınız?
Baskını daha önceden bildiğiniz halde o çocukları korumayacaksınız, bunu açıklayan gazeteleri de, “ordu tepkisiyle” korkutmaya çalışacaksınız.
General, “doğru yerde” durun.
Haddinizi aşmayın.
Bizim ülkemizde, yetmiş milyon insanın boğazından kesip verdiği paralarla ayakta duran bizim ordumuzla, bizi tehdit edemezsiniz.
Ordu, sizin hatalarınızı kapatmak için kullanacağınız bir tehdit aracı değildir.
Haa, bir de “bölücü terör örgütünün eylemlerini başarılı gibi gösterenler, akan ve akacak olan her damla kanın sorumlusu olurlar” sözünüz var.
Bakın bunu doğru söylüyorsunuz.
Ama “başarılı gösteren” kim?
Baskının önlenmediğini açılayan gazeteler mi yoksa baskını bile bile önlemeyenler mi?
O kandan kimin sorumlu olduğunu şimdi anladınız mı?
Sorumluluğu hissediyor musunuz?
Hissetmelisiniz.
Ve tehditleri bırakıp gerçekleri açıklamalısınız.
Tehditlerinizden ve üslubunuzdan hoşlanmadık.
Gerçekleri söyleyin bize.
Gerçekleri.
Biraz cesaret yeter buna.
Cesaretiniz de öfkeniz kadar büyük olduğunda bize gerçekleri söyleyeceğinize eminiz.
O günü bekliyoruz.
Ahmet ALTAN / TARAF
-
- Üstteğmen
- Mesajlar:418
- Kayıt:02 Oca 2008 23:00
- Ruh Hali:Mutlu
- Burç:Aslan
- Takım:Galatasaray
Re: Genelkurmay Başkanına...
OFFF bu müthiş bi tespit. anlayan çok şey anladıı bu laftan....Siyabend yazdı:
Ha, sanmayın ki bu ülkede “derin devlet” dendiğinde kimin kastedildiğini bilmiyoruz, sanmayın ki patlayan arabalardan, ensesinden vurulan adamlardan haberimiz yok.
Ahmet ALTAN / TARAF
bunu söyleyecek cesareti nerden buldu acaba. ama şu bi gerçekki. ağzınıza sağlık. alında size kapak olsun.....
-
- Acemi Er
- Mesajlar:2
- Kayıt:03 Oca 2008 22:27
- Ruh Hali:Mutlu
- Cinsiyet:Erkek
- Burç:Oğlak
- Takım:Galatasaray
Re: Genelkurmay Başkanına...
KİM BU DERİN DEVLETİ, PATLAYAN ARABALARI BİLİYORSA ÇIKSIN KONUŞSUN. KİMSE MİDESİNDE BU BİLGİLERİ SAKLAMASIN, LAF KALABALIĞINA GEREK YOK.TERÖRLE UĞRAŞMAK GAZETEDE OTURUP ONU BUNU ELEŞTİRMEYE BENZEMEZ.HERŞEYİ BİLEN SİZ GİBİ UTANMAZLAR GİTSİN ORADA BU ADAMLARLA YÜZYÜZE GELSİN SİZ GİDİP BİTİRİN BU TERÖR LANETİNİ,BİZLERDE SİZLERİN NE KORKUSUZ OLDUĞUNUZU, NE KADAR CESARETLİ OLDUĞUNUZU GÖRLİM.
-
- Üstteğmen
- Mesajlar:418
- Kayıt:02 Oca 2008 23:00
- Ruh Hali:Mutlu
- Burç:Aslan
- Takım:Galatasaray
Re: Genelkurmay Başkanına...
bizde sizin casaretinizi görsek. buyryn hakkariye mardine şırnak a ....delibiri26 yazdı:KİM BU DERİN DEVLETİ, PATLAYAN ARABALARI BİLİYORSA ÇIKSIN KONUŞSUN. KİMSE MİDESİNDE BU BİLGİLERİ SAKLAMASIN, LAF KALABALIĞINA GEREK YOK.TERÖRLE UĞRAŞMAK GAZETEDE OTURUP ONU BUNU ELEŞTİRMEYE BENZEMEZ.HERŞEYİ BİLEN SİZ GİBİ UTANMAZLAR GİTSİN ORADA BU ADAMLARLA YÜZYÜZE GELSİN SİZ GİDİP BİTİRİN BU TERÖR LANETİNİ,BİZLERDE SİZLERİN NE KORKUSUZ OLDUĞUNUZU, NE KADAR CESARETLİ OLDUĞUNUZU GÖRLİM.
ape musa ları unutmaıdk.. uğur mumcuları unutmadık.... bilmem anlatabilior muyum????
-
- Yönetici
- Mesajlar:1226
- Kayıt:11 Haz 2008 15:08
- Ruh Hali:Yorgun
- Cinsiyet:Kadın
- Burç:Başak
- Takım:Fenerbahçe
Re: Genelkurmay Başkanına...
“Herkesi dikkatli olmaya ve doğru yerde bulunmaya” davet ettiniz galiba.
Siz, “doğru yerin” neresi olduğunu biliyor musunuz?
“Doğru yer” neresidir biliyor musunuz?
Doğru yer, insanın mesleğini dürüstçe ve gereklerini yerine getirerek yaptığı yerdir.
Biz, “doğru yerde” duruyoruz.
Mesleğimizin gereğini dürüstçe yerine getiriyor ve gerçekleri, yıllardır yalanlarla kandırılan bu halka açıklıyoruz.
Siz doğru yerde durmuyorsunuz.
Kendi mesleğinizin gereklerini yerine getirmiyorsunuz.
Sizin mesleğinizin gereği, size emanet edilen o genç askerleri korumaktır.
Karakol baskınını an be an gösteren kamera kayıtlarına rağmen gerekli tedbirleri almamak, istihbarat raporlarına aldırmamak, çatışma başladıktan sonra yeterince yardım göndermemek ve o çocukları ölüme terk etmek sizin suçunuzdur.
Bizim ülkemizde, yetmiş milyon insanın boğazından kesip verdiği paralarla ayakta duran bizim ordumuzla, bizi tehdit edemezsiniz.
Ordu, sizin hatalarınızı kapatmak için kullanacağınız bir tehdit aracı değildir.
Haa, bir de “bölücü terör örgütünün eylemlerini başarılı gibi gösterenler, akan ve akacak olan her damla kanın sorumlusu olurlar” sözünüz var.
Bakın bunu doğru söylüyorsunuz.
Ama “başarılı gösteren” kim?
Baskının önlenmediğini açılayan gazeteler mi yoksa baskını bile bile önlemeyenler mi?
O kandan kimin sorumlu olduğunu şimdi anladınız mı?
Sorumluluğu hissediyor musunuz?
Hissetmelisiniz.
Ve tehditleri bırakıp gerçekleri açıklamalısınız.
Tehditlerinizden ve üslubunuzdan hoşlanmadık.
Gerçekleri söyleyin bize.
Gerçekleri.
Biraz cesaret yeter buna.
Cesaretiniz de öfkeniz kadar büyük olduğunda bize gerçekleri söyleyeceğinize eminiz.
dün tvde de izledim ailemle birlikte...sadece helal olsun diyebildik...helal olsun..doğrular bu kadar güzel ve yerinde söylenebilirdi ancak...bravo..
işte gerçek gazetecilik ve vatanseverlik...
-
- Üstteğmen
- Mesajlar:418
- Kayıt:02 Oca 2008 23:00
- Ruh Hali:Mutlu
- Burç:Aslan
- Takım:Galatasaray
Re: Genelkurmay Başkanına...
.:LaHuTi:.,
önemli olan bizim helal olsun dememiz değil. birilerinin bunları doğru anlamaları...
önemli olan bizim helal olsun dememiz değil. birilerinin bunları doğru anlamaları...
- Siyabend
- Belawela Muhtarı
- Mesajlar:19658
- Kayıt:15 Eki 2006 12:05
- Ruh Hali:Mutlu
- Cinsiyet:Erkek
- Burç:Kova
- Takım:Galatasaray
Re: Genelkurmay Başkanına...
Adını hatırlayamadığım Yeni Şafak gazetesinin bir yazarı Ahmet Altan ve Yasemin Çongar için şu tespitte bulundu dün;
"Kel koltukta görev yapıyorlar"
Ve onların bu cesaretleri herkese örnek olmalı..
"Kel koltukta görev yapıyorlar"
Ve onların bu cesaretleri herkese örnek olmalı..
-
- Üstteğmen
- Mesajlar:468
- Kayıt:05 Eki 2008 15:13
- Ruh Hali:Mutlu
- Cinsiyet:Kadın
- Burç:Ikizler
- Takım:Galatasaray
Re: Genelkurmay Başkanına...
bilmem olsan ne olmasan ne
-
- Çavuş
- Mesajlar:88
- Kayıt:21 Tem 2008 22:13
- Ruh Hali:Mutlu
- Cinsiyet:Kadın
- Burç:Yay
- Takım:Galatasaray
Re: Genelkurmay Başkanına...
Böyle bir yazı yazmak herkesin harcı değil.
Altan ailesi örnek bir aile olarak hep hatırlanacaktır.
Altan ailesi örnek bir aile olarak hep hatırlanacaktır.
- Siyabend
- Belawela Muhtarı
- Mesajlar:19658
- Kayıt:15 Eki 2006 12:05
- Ruh Hali:Mutlu
- Cinsiyet:Erkek
- Burç:Kova
- Takım:Galatasaray
Re: Genelkurmay Başkanına...
Ahmet Altan'nın çizgisi bellidir. Atakürt yazısını yazmış bir kişinin şu an bulunduğu konumdan şüphe etmek gereksizdir.