Pamuk'un Bulduğu semboller

Beğendiğiniz veya eleştirdiğiniz yazılar
Cevapla
alizeee
Teğmen
Teğmen
Mesajlar:167
Kayıt:15 Eki 2006 21:08
Ruh Hali:Mutlu
Takım:Galatasaray
Pamuk'un Bulduğu semboller

Mesaj gönderen alizeee » 15 Eki 2006 23:15

Dünkü gazeteleri saklayın:
Bir eliyle ödüllendirip diğeriyle cezalandıran Avrupa karşısında bir toplumun gurur ile öfke arasında gidip gelen salınımlarını belgelemiş olacaksınız.
Nefrete, reddiyeye ve giderek lince meyyal, işkilli, vesveseli bir ruh hali bu...
Bizi, tarihimizin ilk Nobel ödülüne sevinmekten bile alıkoyan bir marazi şüphecilik...
Buluttan nem kapan bir akıl tutulması...
* * *
Garip bir ara duraktayız.
Hevesle gittiğimiz tren yarı yolda raydan çıktı. Öyle yaralıyız ki, ilk trenle bu kez tam ters yöne gitmeye can atıyoruz.
"Durun, tamir edelim" diyenleri bayraklar ve marşlar eşliğinde camdan atmaya hazırız.
150 yıl Avrupa'ya övgüler yağdırdık. "Bir düş ülkesi"ydi Batı... Özendik onlara, dillerini öğrendik, müziklerini dinledik. Elbiselerini getirttik. Onlar gibi olabilmek için alfabelerini, şapkalarını, anayasalarını aldık. Güzellik yarışmalarına, müzik müsabakalarına katıldık, kazanamayınca yıkıldık. Avrupa'ya Avrupalıdan daha çok inandık.
Şimdi bu hayranlık yerini reddedilmiş âşıklara özgü bir hayal kırıklığına bırakıyor. Reddedilmiş âşıkların başına gelenlerden biliyoruz ki, bu yıkılışın ardından "Zaten o, namussuzun tekiydi" türünden küçümsemeler ve giderek "Ona mı kaldım? Yakışıklıyım, güzelim, üstelik şanlı bir geçmişim var" türü böbürlenmeler gelir.
Geldi bile...
Oysa Batı'ya karşı 150 yıllık hayranlık ne kadar abartılı idiyse bugünkü nobranlık da o kadar abartılı...
O günkü iyimserlik kadar, bugünkü karamsarlık da kof...
Ölesiye dostluk dayanaksızdı; kör düşmanlık da dayanaksız...
* * *
Orhan Pamuk bence özelde Türkiye'de, genelde Doğu dünyasında, Batı konusunda imrenme ile iğrenme arasında gidip gelen bu ikircikli ruh halini yakaladığı için aldı ödülü...
Jürinin "buldu" dediği "kültürel çatışmalara dair yeni semboller" bunlardır.
Her eşyanın "Avrupa'sı"nı arayan, biri yere tükürse "Avrupa'ya rezil oluyoruz" diye sızlanan, Avrupa istedi diye yasalarından barbarlığı ayıklayan bir hayranlığın, ilk bocalamada yerini "Onlar kendilerine baksın" refleksine bırakması ve Avrupa menşeli eşyaları hedef alması bir romancı için eşsiz malzemedir.
Pamuk, Avrupa hayalinin kuşaktan kuşağa yüz değiştirişini, müzakere sürecinin vize kuyruklarıyla birlikte uzayıp gidişini ve Avrupa'nın sınır boylarında, Doğu ile Batı arasındaki tampon bölgede yaşayan bir toplumun bir uçtan diğerine savruluşunu keskin bir gözlemcilik, yarı hiciv, yarı keder taşıyan bir ustalıkla romanına nakşetti.
Kitaplarını okuyanlar iyi bilirler ki Pamuk, ne o eski düş ülkesinin hayalcisi ne de bugünkü Batı garezinin destekçisi olmuştur.
O, bu medcezir içinde, vaatkâr bir rüyanın ümitsiz bir kâbusa dönüşmesini betimleyerek tam da dünkü gazetelerin ruh halini anlatabilmeyi başardığı için ödüllendirilmiştir.
* * *
"Bu ödülü Türkiye'ye küfrederek aldı" tesellisi sizi rahatlatacaksa ve sinsi Avrupa'nın Türkiye'ye yönelik yeni bir tuzağına düşmediğiniz hissini yaratacaksa, varın buna inanın.
Ama geçen yıl aynı ödülü, İngiltere'nin Irak politikasını yerden yere vuran Harold Pinter'ın aldığını unutmayın.
Fransa'nın ayıbı bir hafta sonra unutulacaktır.
Pamuk'un gururu ise bir asır sonra bile anımsanacaktır.



Cevapla

“Köşe Yazıları” sayfasına dön