Belge Sahte, İmza Gerçek, Dünya Sahte, Biber Gerçek...

Beğendiğiniz veya eleştirdiğiniz yazılar
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Siyabend
Belawela Muhtarı
Belawela Muhtarı
Mesajlar:19658
Kayıt:15 Eki 2006 12:05
Ruh Hali:Mutlu
Cinsiyet:Erkek
Burç:Kova
Takım:Galatasaray
Belge Sahte, İmza Gerçek, Dünya Sahte, Biber Gerçek...

Mesaj gönderen Siyabend » 25 Haz 2009 17:15

Nasıl oluyor da kafayı yemedik hâlâ anlamış değilim. Veya belki de yedik de farkında değiliz. Delilerin ben deli değilim demesi gibi bir durumda da oluyor olabiliriz. Veya tam tersi. Bakın öbür türlü de olabilir. İnanın hiçbir şeyden emin değilim.

Belge sahte, imza gerçek çıktı biliyorsunuz. Daha doğrusu belgenin aslına ulaşılmadığı ve yazım tarzı askeri geleneklere uymadığı için sahte olduğuna karar verildi. Amma ve lakin imza gerçek!

Farkında mısınız bilmiyorum ama olmayan bir belgeye atılmış gerçek imza gibi bir saçmalıkla karşı karşıyayız.

Karadeniz fıkrası gibi diyeceğim ama imzası gerçek çıkan Albay Dursun Beyin Karadenizli olma ihtimalinin yüzde 99’larda seyretmesi nedeniyle (Dursun ismi + o burun) tırsıyorum. Fakat bu arada tırsa tırsa dedim galiba. (Evet demişim.)

Buna benzeyen bir başka örnek daha var diye düşünüyorum iki saattir. Olmayan bir senedi gidip bankaya ödemek olabilir mi mesela? Ki bu da sevdiğimiz bir Karadeniz fıkramızdır bildiğiniz üzre.. Dedim ve yine tırsmaya başladım. Yemin ederim Karadenizlilere bir kastım yok! Aklıma bu geldi ilk...

(Noluyor yavu, nedir bu Karadeniz korkusu demeyin. Her basın çalışanının bir Karadenizli hışmı yemişliği vardır ki o hışım hiçbir bölgemizinkine benzemez. Biriciktir. Eşi menendi yoktur. Okulda birinci ders olarak öğretilir. Sakın! Sakın ha Karadenizliye laf yok! Yeminle bitirler adamı..)

Ne diyorduk? Ha. Belge sahte, imza gerçek.

Çocukken şöyle bir oyun oyardık:

“Çölde elinde kısa çöp olan bir iskelet. Ne olmuş olabilir?”

Ebe, böyle abuk bir cümle verirdi, bizler de ne olmuş olabileceğini evet hayırlarla çözmeye çalışırdık.

Durum özetle budur aslında. .

Ne yazık ki ortada “ evet” “ hayır” diye cevap verecek bir albay yok.

Sorular şöyle olabilirdi mesela:

Belge suya mı yazılmıştı?

Bilgisayara virüs mü girmişti?

TSK hacklenmiş miydi?

İmza atan Hasan Mutlucan mı dinliyordu?

İmza bir uzun boylu yakışıklı bir zenci tarafından mı atıldı?

Bu belge esasen bir şifre miydi? Cümlelerin ilk harfleri birleşince “ beni oy kaybından kurtarın, imza AKP” mi çıkıyordu?

Veya tersen okuyunca “Nah alırız sizi! İmza: AB” mı çıkıyor?

Kağıdından iyi uçak yapılıyor mu? Mesela F 16 yapmak mümkün müydü?

Mangal yakarken yellense iyi rüzgar çıkartır mı? “Yelle yelle diz” atasözüyle bir ilgisi var mıdır? Varsa bunu kime yönelteceğiz?

Peki yesek midemize oturur mu? Alman hardalı veya Amerikan keççabı da mı faydasızdır? Sindirim için kaç kaşık karbonat iyi gelir?

Uyuyunca geçer mi?



***


Güzel bir oyun olurmuş. Ve lakin dediğim gibi ebe yok.

Bu durumda kabak kimin başına patlasın?

Hah buldum: Taraf gazetesinin!

Geleneklerden şaşmamak lazımdır. Aktütün baskınında da öyle yapmıştık, şimdi de öyle yapmamak için bir neden göremiyorum.

Biri de yazar artık “Altan ailesi şöyledir böyledir” diye, tam olur.

Mutlu Tönbekici


Cevapla

“Köşe Yazıları” sayfasına dön