"Tesadüf"ler Odası

Beğendiğiniz veya eleştirdiğiniz yazılar
Cevapla
.:LaHuTi:.
Yönetici
Yönetici
Mesajlar:1226
Kayıt:11 Haz 2008 15:08
Ruh Hali:Yorgun
Cinsiyet:Kadın
Burç:Başak
Takım:Fenerbahçe
"Tesadüf"ler Odası

Mesaj gönderen .:LaHuTi:. » 26 Nis 2011 18:24

Ayan beyan görüyorsunuz: ABD sözcüleri, Oda TV operasyonlarından ciddi rahatsızlık duyuyorlar.

Çünkü, her yeni dalga, aslında ABD'nin Türkiye'deki "derin" yenilgisine işaret ediyor.

"Dezenformasyon Misyoneri" Doğu Perinçek'in iki haftadır günlük gazete olarak çıkan Aydınlık'ı...

"Ergenekon operasyonlarını, hükümet ve ABD'nin birlikte yürüttüğü" savıyla zincirleme kirli propaganda çalışıyor.

Ne ki, bütün bu "kamuflajlı" tezviratın, hakikati örtebilmesi mümkün değil.

*

Ergenekon'un "arşivcisi" Tuncay Güney, Doğu Perinçek'i...

"Aslında Amerika ile savaşan birisi değil, tersine NATO'nun-ABD'nin Türkiye'deki önde gelen adamlarındandır!" diye tanımlıyordu.

Perinçek'in yaşadığı bunalımın, çaresizliğin temelinde de Washington'ın Ankara'daki "derin" yenilgisi var.

*

Darbeci Ergenekon örgütünün üzerine kararlılıkla gidiliyor. Kimilerinin iddia ettiği gibi, öyle tavsama, daralma, zayıflama falan yok.

Son operasyonlar, CHP'nin "karanlık" bir "oda" üzerinden nasıl kapsamlı bir "harekat"a uğradığını da göstermiş oldu.

Oda TV operasyonu, seçim sonrası için pişirildiği anlaşılan "çifte komplo"yu deşifre etti.

Böylelikle, on ay önce Baykal'ı deviren ilk skandalın hangi "derin dünya"nın ürünü olduğu da ortaya çıktı.

*

Kaset skandalı, beraberinde Deniz Baykal'ın istifasını getirmişti.

"Tesadüf" bu ya, Deniz Bey'in istifasını ilk kez gündeme getiren Oda TV olmuştu...

Baykal'ın istifasını açıkladığı dakikalarda "İlk bilen, Oda TV oldu" diyerek övünmüşlerdi.

Eh, istifadan emindiler.

Baykal'ın istifasına acayip sevinen, hemen ardından kurultayda (Mayıs 2010) zinhar aday olmaması gerektiğini söyleyenler de...

"Yine bir tesadüf eseri" Hürriyet yazarları idi....

Bu arada "Deniz Bey, olayı zorlamak yerine bir kıyı kasabasına yerleşmelidir" diye akıl veren Hürriyet yazarları bile vardı.

*

Hürriyet ve Oda TV...

Kemal Kılıçdaroğlu'nun mutlaka aday olması gerektiğine dair yayınlar yapmışlardı...

Genel başkanlığını da "öncü kuvvet" olarak desteklemişlerdi.

*

Ayrıca...

Soner Yalçın'ın...

Önder Sav'ın "iki başlılık" görüntüsünden dolayı oyundan alınıp yedek kulübesine çekilmesi aşamasında da devreye girmiş olduğunu görebilmek için...

Oda TV'deki "Sayın Sav, Önder Ağabey!" başlıklı yazısını okumak yeterlidir.

*

İkinci Oda TV operasyonuyla CHP'de yaşanan "İklim" değişikliği ise her bakımdan açıklayıcı ve de öğretici oldu.

Oda TV'nin, gazetecilik kisvesi altındaki "operasyonel" misyonu açığa çıktı...

CHP'yi nasıl yönlendirdikleri, CHP ile nasıl "oynadıkları" da görüldü; bu "oyun"da İklim Bayraktar'ın "rolü" de...

Oda TV genel yayın yönetmeninin, Silivri'den "gözlerimizi bağlayabilmek için" yaptığı açıklama, Hürriyet'te şu başlıkla yer aldı:

"İklim, Oda TV'nin adını kullanıp her kapıdan içeri süzülmüş"

*

Türkçesi?

Oda TV, her daim "Optik Çarpıtma" ikliminde yaşıyor!

Aynen, lokomotifi "Hürriyet" gibi...

*

Soner Yalçın'ın Hürriyet'te yazıyor olması da...

Onu Hürriyet'e yazar yapan "eski kaptan"ın...

Bir yılı aşkın bir süredir "nehir kenarında kaygılı bekleyişi" de, hepsi tesadüften ibaret!

Yeni Şafak › Tamer Korkmaz › 15 Mart 2011


Cevapla

“Köşe Yazıları” sayfasına dön