Erdoğan'ın duruşu ve hukukun üstünlüğü

Beğendiğiniz veya eleştirdiğiniz yazılar
Cevapla
.:LaHuTi:.
Yönetici
Yönetici
Mesajlar:1226
Kayıt:11 Haz 2008 15:08
Ruh Hali:Yorgun
Cinsiyet:Kadın
Burç:Başak
Takım:Fenerbahçe
Erdoğan'ın duruşu ve hukukun üstünlüğü

Mesaj gönderen .:LaHuTi:. » 26 Nis 2011 18:57

Ahmet Şık ve Nedim Şener'in Ergenekon Terör Örgütü soruşturması kapsamında gözaltına alınması ve tutuklanması sonrası, "basın özgürlüğü" üzerine yoğun tartışmalar başlatıldı.

Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nin önceki günkü oturumunda Başbakan Erdoğan'a yöneltilen sorular, iç kamuoyunda olduğu gibi dış dünyada da bu yaklaşımın etkisinde kalanlar olduğunu gösterdi.

Başbakan'ın bu konudaki sorulara verdiği cevaplar ise önyargılı Avrupalılar'a olduğu kadar Türkiye'de de "endişeli modernler" ve "kaygılı siyasiler" için ders niteliğinde.

Hukukun bağımsızlığı ve üstünlüğü konusunda da örnek bir tavır... İşte o çarpıcı sözler;

"Basın üzerinde, ifade özgürlüğü üzerinde baskı, kısıtlama olduğuna dair iddialar gerçeği yansıtmıyor. Avrupa'da, darbelere çanak tutan, darbeleri teşvik eden gazete ve gazetecilerin olmadığını hatırlatmak isterim...

Bu kitapları toplatan ben değilim. Bombayı kullanmak suçtur ama bombanın hazırlanmasındaki malzemeleri kullanmak da suçtur. Bir yerde bombanın kullanılmasında ne varsa, fitilinden ta diğer maddelerine varıncaya kadar ne varsa bunun ihbarı gelmişse, güvenlik güçleri gidip bunları almaz mı? Çünkü bu da suç teşkil etmektedir.

Eğer belgeler ve bilgiler içerisinde bu tür hazırlıkların olduğu varsa, yargı bununla ilgili kararını vermiştir ve güvenlik güçlerimizden 'şu adreste böyle bir hazırlık vardır, gidin bu hazırlığı alın gelin' demiştir. Bu gerçekleri görmek isabetli olacaktır...

Hep işimize geldiğinde bağımsız yargıdan bahsediyoruz, bağımsız yargıyı her yerde savunuyoruz ama Türkiye'ye gelince, bağımsız yargı istemiyorsunuz. Yürütmeye bağımlı bir yargı istiyorsunuz. Kusura bakmayın yürütmeye bağımlı bir yargı yok."

Başbakan, Şık ve Şener üzerinden yürütülen "ifade özgürlüğü ihlal ediliyor ve kitaplar toplatılmamalı" kampanyasının yanlışlığını açık şekilde ortaya koydu.

Yargı Hizbullah ve PKK konusunda nasıl bağımsız soruşturma yürütüyorsa, Ergenekon Terör Örgütü konusunda da yürütülmekte.

Dünyada ve Avrupa'da da terör örgütlerine yaklaşım farklı değil.

Batılı hangi ülkede Usame bin Ladin ya da Ayman Zewahiri'nin kitaplar yazarak veya gazetecilere yazdırarak El Kaide için propaganda yapmasına izin verilebilir?

İsteyen Madrid bombacılarıyla irtibatlı olduğu gerekçesiyle İspanya'da tutuklanan El Cezire muhabiri Tayseer Allouni olayını incelesin.

Allouni, 11 Eylül saldırılarından sonra Ladin ile röportaj yapan ilk gazeteci.

ABD, Afganistan'ı bombaladığında Taliban'ın Kabil'de görev yapmasına izin verdiği tek gazeteci...

2005'te El Kaide'ye para kuryeliği yapmak suçlamasıyla 7 yıl hapse çarptırıldı.

Sağlık sorunları nedeniyle daha sonra ev hapsine alındı.

Allouni, gazetecilik dışında bir faaliyet yapmadığını hep savundu...

İlginç gelebilir.

Onun hakkında gözaltı ve tutuklama kararı çıkartan da dünyaca ünlü İspanyol savcı Baltasar Garzon oldu.

Garzon, İspanya'daki yasa dışı GAL yapılanmasını ortaya çıkaran, birçok siyasi ve generalin de ceza almasını sağlayan isimdi.

Franco ve Pinochet'in dikta dönemlerindeki "insanlığa karşı suçlar" hakkında da soruşturma açan oydu.

Sonuç olarak, Başbakan Erdoğan'ın yargı bağımsızlığına karışmama, ifade özgürlüğü ihlali ile terör örgütü soruşturmasını birbirinden ayıran yaklaşımı takdir edilmeyi hak ediyor.

Sapla samanı birbirinden ayırıyor.

Yersiz ve yönlendirilmiş endişeleri gidermek için de ışık tutuyor.

Erhan BAŞYURT 15-04-11


Cevapla

“Köşe Yazıları” sayfasına dön