Avlunun yarısı deniz: odanızla yemek masanız arasında sandal var. Tarih de, başka hiçbir yerde olamayacak kadar yakın: hangi duvar parçası 2500 yıllık, hangisi geçen yıl yapıldı, kestiremiyorsunuz. Çevre güneş, tuz ve kayayla yoğrulmuş. Köyün tümü insana bir tür genişletilmiş oturma odası hissi veriyor: neresi bahçe, neresi sokak önemsiz. Çünkü trafik laneti yok.
Üst kattaki kuytu, şömineli, taş duvarlı, yamuk tabanlı odalar güzel: bütün gün taraçadaki sedire uzanıp gelip geçen sandalları seyrederek vakit geçirecek yer. Evsahipleri Kekovanın yerlisi bir aile. Artık eskisi kadar amatör değiller. İskele üzerindeki lokanta yazın çok popüler olmanın avantaj ve dezavantajlarını yaşıyor. Yine de akşam olup kalabalık çekilince, taze balık, salata, bira eşliğinde deniz kokusuyla sarhoş olunabiliyor.

http://www.kucukvebutikoteller.com/detail.aspx?id=63