Kuzey Halklarının Soyları Tükeniyor

Hayatta öğrenilecek çok şey var
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Siyabend
Belawela Muhtarı
Belawela Muhtarı
Mesajlar:19658
Kayıt:15 Eki 2006 12:05
Ruh Hali:Mutlu
Cinsiyet:Erkek
Burç:Kova
Takım:Galatasaray
Kuzey Halklarının Soyları Tükeniyor

Mesaj gönderen Siyabend » 07 Haz 2009 12:21

Sibirya ve Antarktika'da soğuk iklimlerde yaşayan en eski yerli halklardan olan Krekilerin soyları tükendi. Vod halkı 30 kişi kaldı, Orokiler, Nigidanlar, Tofalar, İtelmanları ise en fazla 5 yıla kadar soyları tükenecek.

Devlet kayıtları bu eski yerli halkların soylarının tükenmesini bazı hastalıklara ve soğuğa bağlarken, bağımsız kaynaklar başka sorunların olduğu görüşünde. Bilim adamları yaşadıkları topraklardaki varlıkları 5 bin yıl öncesine dayanan bu halkların soylarının tükenmesinin doğal sebeplerle bağlı olamayacağını söylüyor. Bilim adamları iklim değişimi, ormanların kesilmesi, kentleşmenin genişlemesi ve asimilasyonun etkilerinden dolayı halkların ve kültürlerinin yok olmakla yüz yüze kaldığını belirtiyor.

ANF’ye bilgi veren Kuzey Azınlık Halklarını Destekleme Merkezi Başkanı Radyon Sulyandziga, yerli halkların yaşadıkları bölgelerde ortaya çıkan değişimler sonucu büyük bir trajediyle yok olduklarını ifade ederek, bunun durdurulması için gerekli çabanın sarf edilmediğini belirtiyor.

BİNLERCE YILLIK YERLİLER

Vod, Kereki, Oroki, Ulçi, Udgey, Keti, Sami, Nganasan, Nigidal, İtelmen, Nanay, gibi isimlerle adlandırılan dünyanın tepesi sayılabilecek Artika ve Rusya’nın Kuzey doğusunda yaşayan bu halkların birçoğunun geçmişi 5000 yıl öncesine dayanıyor.

Kuzeyin ormanları yada buzulları üzerinde yaşayan bu topluluklar kabilelerden fazla özellikler taşıdıkları ve halk oldukları konusunda herkes hem fikir. Bu topluluklardan bazıları hala buzulların üzerinde yaşam biçimlerini sürdürseler de bazıları çoktan Rus kent ve diğer yerleşim yerleri tarafından içine alınarak eritilmiş.

Örneğin geçmişte nüfusları yüz binlerce olan Orokiler’in bu günkü sayısı sadece 180 kişi. Kendi dillerinde geyik anlamına gelen Orokiler, Polonnaysk kenti yakınlarında yaşıyor. Geçmişte Şamanizm’e inanmalarına rağmen geçtiğimiz yüzyılda Ortodoksluğu kabullenmişler.

İki katlı ahşap evlerini kendi avladıkları balık derisi ile kaplayan Oroki halkı avladıkları hayvanların derilerinden yapılma kürkleri giyiyor.

Orokiler ya kaldıkları alanlardaki buzları kırıp balık avlıyor yada ormanlardaki geyikleri evcilleştirerek yaşamlarını sürdürüyorlar.

Rusya’nın Kampçatkaya (Uzak Doğu) bölgesinde yaşayan Nifxiler, Saxarin ve Amur Irmaklarının en eski halklarından biri. Balık avlamanın yanında besledikleri köpeklerin etlerinden ve derinlerini kullanarak yaşayan bu halk hala geleneksel yaşam biçimlerini sürdürüyor.

Nifxiler kışın toprağın altında yaptıkları ahşap evlerde, yazın ise çadırlarda yaşıyor. Tutukları balıkların derileri üzerine kendi dilleri ve alfabeleriyle yazı yazabiliyorlar.

30 KİŞİ KALAN HALK VOD’LAR

St. Petersburg yakınındaki Karakoli ve Uşitsi köylerinde yaşayan bu halktan geriye 70 kişi kaldığı söylense de bugün kendi toprakları üzerinde yaşayan ve dillerini konuşanların sayısı 30 kişi.

Rusların bölgelerine girdiği 13. yüzyılda buzul çöllerdeki yarı yerleşim yerlerindeki yaşamlarının yanında Kinkisept olarak bilinen kendilerine ait bir doğal kentlerinin de olduğu biliniyor.

Değişim ve asimilasyon ile birlikte 19. Yüzyılda sayıları 5 bin 148 iken bu halkın 1940’daki sayısı 700 civarındaydı. Bu erime son 60 yıl içinde 30’a kadar düştü.

Vod’lar sadece köklü geçmişleri ile değil aynı zamanda zengin kültürleriyle de dikkat çeken bir halk. Kendilerine ait alfabelerle yazdıkları destan ve hikâyelerle biliniyordu. Şimdi tükenmekle yüz yüze kalan bu halkın yaşadığı köyde küçük bir Vod müzesi oluşturulmuş. Yine 30 kişilik bu halkın kendi dillerinde müzik yapan 4 kişilik bir müzik grupları var.

SON ‘İNSAN’ 2005’TE ÖLDÜ

Ama Kerekilere oranla Vod’lar bile şanslı sayılır. Kendi dillerinde ‘insanlar’ anlamına gelen Kereki halkının en son temsilcisi 2005 yılında ölmüş. 2002 yılında kendilerini Kereki yazanların oranı sadece 8 kişi kalmıştı. Rusya’nın Çukutki bölgesinde yaşamış olan bu halkın kültürünün M.Ö 1000 yılına dayanıyordu. Arkeologların bu bölgelerde yaptıkları kazılarda milattan binlerce yıl önceden kalma bu halka ait araç-gereçlere rastlandı. Hala yaşadıkları bölgelerde kültürlerinden kalma birkaç ailenin birlikte yaşadıkları bilinen evlerin kalıntıları bulunuyor

İKLİM DEĞİŞİMİ DOĞAL YAŞAMLARINI BOZUYOR

Kendilerine ait buzul alanlar veya topraklar üzerinde arkaik yaşam biçimlerini koruyarak yaşayan bu topluluklar binlerce yıl varlıklarını korumayı başardılar. Ancak son yüzyılda sistemin fiziksel ve kültürel yayılması, kentleşme ve iklim değişimiyle birlikte varlıkları tehdit altına girdi.

ANF’ye bilgi veren Azınlık Halklarını Destekleme Merkezi Başkanı Radyon Sulyandziga, Kuzey halklarının yaşadığı trajedinin sadece Rusya’nın Kuzeyinde değil aynı zamanda Kanada’nın kuzey bölgelerinde de yaşandığına dikkat çekerek, sorunun sadece fiziksel koşullar değil aynı zamanda asimilasyonla da ilgili olduğunu belirtiyor.

ZENGİNLER ‘YAŞAM HAKKINI’ DA SATIN ALDI

Sulyandziga özellikle bölgede yaşayan 5 halkın nüfusunda azalmanın sürdüğü ve yok olmakla karşı karşıya bulunduklarını vurguluyor ve şöyle diyor: “Burada yaşayan halklar geçmişteki gibi izole değiller. Diğer halklarla birlikte yaşıyorlar. Karşılaştıkları farklı yaşam biçimleri ile içinde oldular ve etkilendiler. Sibirya ve diğer kuzey bölgelerinde zengin enerji kaynakları ve sanayinin gelişmesi bu halklar için olumsuz etkenler haline geldi. Bu olgular aynı zamanda kendileri birlikte ormanların yok olmasına ve daha bir olumsuz faktörün ortaya çıkmasına yol açıyor. Moskova’nın zenginleri gidip o insanların üzerinde yaşadıkları toprakları satın alıyor. Bu bir anlamda onların yaşam hakkını satın almak anlamına geliyor. Onların toprakları üzerinde kurulan işletmeler, onların özgün yaşamlarını düşünmüyor. Yine asimilasyon ve diğer etkenler bu toplumlarda sosyal çözülmelere yol açtı.

Ayrıca yaşanan iklim değişimi ve doğanın bozulması uzak kuzeyin kenarındaki köyler için güncel bir sorun olarak hayati bir noktaya geldi. Doğal olmayan hava değişimleri bu halkların yaşam biçimlerini direkt olumsuz etkiliyor. Örneğin buz üzerinde balık avlayıcılığı, geyiklerin evcilleştirilip beslenmesi gibi yaşamlarını istihdam eden temel faaliyetler ölmek üzere. Bu onların sosyo-ekonomik durumlarını etkiliyor. Şu anda deniz kenarındaki birçok köy buz ve toprak erimesi ile yüz yüze ve bu topraklar üzerinde onların evleri var. Bu sorunlar çok hızlı şekilde ilerliyor. Bununla birlikte Sıcaklıkların artması kuzeyde yeni hastalıkların ortaya çıkması riskini taşıyor.’’

DEVLET KAYGISIZ

Devletin duyarsız bir tutum içinde olduğunu belirten Sulyandziga, “Devletin bu halkların durumu karşısındaki tutumu daha çok deklere etmekle sınırlı ve reel programlarla desteklenmekten yoksundur. Bunun dışında giderek kuzey halklarının varolan hakları sınırlandırılıyor. Onların doğal kaynaklar üzerindeki konumu giderek federal kanunlarda kısıtlanıyor. Federal gelişme programı kuzey halklarına ilişkin 2008’den itibaren işlevini kaybetmiş durumda. Bu aynı zamanda şimdiki iktidarın tutumunu gösteriyor” diyor.

Maalesef bu halklar yok olurken dünyanın gündeminde çok az bir yer edinebiliyorlar. Özellikle konuyla ilgili olan ülkeler ve bu doğal alanları işgal eden küresel şirketlerin elbirliği ile gereçleştirdiği bir soykırımı andırıyor.



ANF NEWS AGENCY


Cevapla

“Bilelim-Öğrenelim” sayfasına dön