Ayfer Düzdaş: "Leylan" (Ezgi)

Ünlülerle yapılmış röportajlar
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Siyabend
Belawela Muhtarı
Belawela Muhtarı
Mesajlar:19658
Kayıt:15 Eki 2006 12:05
Ruh Hali:Mutlu
Cinsiyet:Erkek
Burç:Kova
Takım:Galatasaray
Ayfer Düzdaş: "Leylan" (Ezgi)

Mesaj gönderen Siyabend » 29 Eki 2008 12:09

Ayfer Düzdaş: "Leylan" (ezgi) albümü, bir Mezopotamya albümü....

Resim

4 yıldır süren yoğun stüdyo ve derleme çalışmaların ardından Ayfer Düzdaş'ın "Leylan" (ezgi)isimli ilk solo çalışması Kom Müzik etiketiyle müzik marketlerde yerini aldı. Düzdaş,Kürtlerin acıları, sevinçleri ve sevdalarını bu albümde Kürtçenin Kurmancî, Zazakî ve Soranî lehçelerinde ifade ederek yansıtmış. . Farklı soundu ve duygu dolu şarkı sözleri ile alternatif bir yapım olarak, müzik severlerin yıllarca arşivlerinde saklayacağı özel bir çalışma..... . Ayfer Düzdaş, İlk Albüm'ün ilk video klibini ise " Dotmamê" isimli parçaya çekti. Bir kadının haykırısın duygularını anlatılan klipini ünlü Kürt Yönetmen Hisen Hesen çekti. Ayfer Düzdaş ile ,”leylan(ezgi) albümünü ve Kürt müziğini konuştuk....




Kısaca kendinizi anlatır mısınız?


1973 yılında ozanlar şehri olarak bilinen Sivas’ta dünyaya geldim. 9 yaşına kadar Sivas’ta kaldım. İlkokul 3.sınıfta İstanbul’a taşındık. Dolayısıyla ilkokulu, ortaokulu ve liseyi İstanbul'da bitirdim. Daha sonra özel şirketlerde çalışmaya başladım. 1996 yılında Mezopotamya Kültür Merkezi’ne geldim. MKM’de bağlama , solfej ve nota eğitimi aldım. 1998 yılında da Pera Güzel Sanatlar Lisesi’nde Keman ve Şan eğitimi aldım.

Bu arada albümünüz hayırlı olsun. Biraz albümünüzden bahseder misiniz?



Teşekkür ederim. Albüm yaklaşık 4 senelik bir çalışmanın ürünü...

4 sene çok uzun bir zaman değil mi? Sizi niçin böyle uzun aralıklarla beklemek zorundayız?

Aslında bu albüm için oldukça uzun bir süre bekledik. Malum müzik piyasası çok kötü bir durumda. Biz de uygun zamanı bekledik. Grup çalışmaları, konserler derken albüm çalışması biraz aksadı. Bir başka neden ise; kadın olmanın verdiği sorunlar, bu sorunları aşarken bu kez para ,ekonomik sorunlar devreye giriyor... Çok fazla desteklenmiyorsunuz. Ekonomik anlamda sıkıntılar çektim. Bu işi yapabilmek için çok ciddi bir güce ihtiyaç var. Ciddi anlamda destek almak gerekiyor. Albümü 3- 4 yıl çabaladıktan sonra çıkarabildik. Kısacası oldukça sancılı bir dönem yaşadık.... Gecikmeden dolayı dinleyicilerimden çok özür diliyorum...



Albümde kimlerle çalıştınız?



Albümde değerli müzisyen arkadaşlarım (alfabetik sırayla) Adnan Karaduman , Abdullah Şakar, Cem Buyukuzun, Ertan Tekîn , Engin Arslan, Eyüp Hamiş, Ercan Tanrıverdi, Kadir Verim, Kirpi Bülent, Mustafa Biber, Osman Aktaş, Özgür Özkan Mete, Timur Atasever, Uğur Göregen ve Yıldıran Güz katkıda bulundular.

Vokallerde size kimler eşiklik etti?

Meral Tekçi, Zelal Gökçe, Eylem Aktaş, Ali Geçimli, M. Biber, Ercan Tanrıverdi, Kamer Erdoğan, Tacettin Karagöz bana eşlik ettiler.


Albüm için şarkı seçerken nelere dikkat ettiniz?

Okumak istediğim stranları halkın nabzını tutarak seçerim. Yani halk ve dinleyicilerimin hangi stranları beğenecekleri konusunda geniş bir araştırma yaparım. Daha doğrusu halkımın içine girerim. Hikayesi olan stranları seçiyorum. Ağırlıklı olarak insanların acılarını yansıtan stranları seçiyorum. Okuduğum stranların ses rengime uymasına çok dikkat ederim.

Toplam kaç strandan oluşuyor? Albüm.

Albüm 13 strandan oluşuyor. Altı Kurmanci, beş Zazaki ve iki Sorani stranlarından oluşan bir albüm

Bir Mezopotamya albümü diyebilir miyiz? Bu albüm için

Evet. Diyebiliriz. Albüm için ilk hazırlıkları yaparken ilk olarak aklımda dört parçaya bölünmüş bir coğrafyada yaşayan Kürtlerin acıları ve hikâyelerini biraraya getirerek anlatmak istedim . Bu nedenle Mezopotamya’nın bir çok yerlerine giderek araştırmalar yaptım Kürtlerin acıları, sevinçleri ve sevdalarını bu albümde Kürtçenin Kurmancî, Zazakî ve Soranî lehçelerinde ifade ederek yansıtmak istedim.



İlk olarak Venge Sodıri ile tanıdık sizi?


Aslında ben MKM’ ye gelmeden önce de benim içimde hep solo albüm ve bireysel anlamda müzik yapma isteği vardı. MKM’ ye geldiğim o günlerde birebir kendi başıma solo çalışması yapma şansı ve olanağı çok fazla yoktu. Direk gruplara dahil oluyordunuz. İlk olarak çalışmalarıma bende Koma Venge Sodıri grubu ile başladım. Aslında benim için iyi de oldu. Çok fazla müzik anlamında bilgiye sahip değilsiniz. Dışarıda almış olduğunuz eğitimi gruplara dahil olduğunuzda pratikte uygulama sansınız oluyor.Grupta çalışmak benim için bir okul niteliğindeydi.Grupta çalışmanın bireysel çalışanlar için dezavantajları da var diyebilirim. Grup içerisinde 5 - 6 kişisiniz enerjiniz 5 - 6’ya bölünüyor… Beli bir süreden sonrada grup içerisinde elemanlar arasında müzik anlayışı farklılaşıyor...

Daha sonra sizi Koma Asmin ile gördük? Kimler vardı Koma Asmin’ de?


Evet. 1997 yılında 11 bayandan oluşan Koma Asmin grubunda yer aldım. Gerçi grup ilk kurulurken 25 bayandan oluşmuştu. Daha sonra bu sayıyı düşürdük. 11 kadın olarak sahne almaya başladık. Grup üyeleri arasında Rojda, Koma Amed’ den Serap, Rojhilda Güle, Venge Sodıri’den de 3 bayan arkadaş vardı. Yani MKM bünyesinde bulunan gruplarda yer alan bayan sanatçılar vardı. Kadın sanatçılardan oluşan bir müzik topluluğuydu.



Kısa sürdü değil mi?



Evet. Fazla uzun sürmedi.



Bunun her hangi bir nedeni var mıydı?


Çok belirgin bir nedeni yoktu. Birkaç arkadaşımız yurt dışına yerleşti. Dönem dönem kopmalar oldu. Belli bir süre sonra grup elemanları arasında sanatsal hedefler değişti. Bazılarımız bireysel çalışmayı tercih etti. Bundan kaynaklanan ayrışmalar oldu. Doğal olarak ta grup dağıldı. Ben hem Venge Sodıri’ de hem de Koma Asmin’ de yurt dışında çeşitli konserlere katıldım. Her iki grupta da çok güzel günlerim geçti.Benim için iyi bir tecrübe oldu.



“Sallana sallana “ stranı ile iyi bir çıkış yakaladınız. Halk sizi Ayşe Şan’ ın kızı olarak biliyor... Nasıl karar verdin “sallana sallana” stranı okumaya?


Ben karar vermedim. Aslında tamamen bir tesadüftü, ben okumak istiyordum bu parçayı... Son anda “SAHIYA STRANAN 2” albümüne dahil edildim. Son anda o parçayı okuma şansına kavuştum diyebilirim. “Sallana sallana “ stranı halk tarafından çok beğenildi. Klibimde Ayşe Şan’ın görüntülerini kullandım. İnsanlar beni, Ayşe Şan’la yakıştırdılar. Gittiğim bütün konserlerde “Ayşe Şan’ın kızı geldi, ” diyorlar. Onun kızı sanıyorlar. Bu beni çok sevindiren bir olay. Heval Özgür, sana daha önce de söylemiştim. Biyolojik anlamda annem olmayabilir ama ben sanatsal anlamda anne olarak görüyorum onu. Ayşe Şan’ın sesinde bir hüzün var. Onu dinlerken acıyı hissedebiliyorsunuz. Hareketli parçaları söylerken bile bir hüzün var. Ayşe Şan’ın benim gönlümde önemli bir yeri var.


“Sallana Sallana” parçası çok eski bir parça değil mi? Türkler ve Kürtler tarafında bilinen bir parça....

Evet.. Ayşe Şan bu parçayı yıllar önce plağa okumuş. Herkes tarafında bilinen bir türkü.... O dönem Kürtçenin yasak olduğunda Ayşe Şan bu stranı Kürtçe- Türkçe okumuştur... Dikkat ederseniz Ayşe Şan eski plaklarına okuduğu stranların ilk girişini Türkçe daha sonra Kürtçe okurdu. . Gördüğü baskılardan ve tehditlerden dolayı tamam Kürtçe söyleyemezdi.

Resim

sallana sallana neçe ser ave

yıxamış esfabı raxe ber tave

bir öpücük isterem xeyra de u bave

yabancı değiliem pısmame temme

dıjeji nabeji hewale temme



sallana sallana tu jı veda hati

aşkın ateşi rınde dilemin keti

söz vermiştin dilber dilber

çıma nehati yabancı değiliem pısmame temme

dıbeji nabeji hewala teme......




Klasik bir soru olacak , kimlerden etkilendin.?

1989 yılında hayatını kaybeden Sivaslı ozan Abdullah Papur ve Kürt müziğin efsanevi kadın seslerinden Ayşe Şan hayranlığı küçük yaşlarda başladı. . Bu iki isim üzerinde müzikal anlamda büyük bir iz bıraktı. ve müziğe olan sevdamın daha da artmasına neden olurdular.


Bu albümde Ayşe Şan’ın stranı var mı?

Evet, var...

Bundan sonraki klibi hangi şarkıya çekmeyi düşünüyorsunuz?

Henüz bir şey belli değil. Ama yeni klip için web sitemde bir anket düzenleyeceğim…

Yani dinleyicileriniz mi karar verecek?

Evet. Onların görüş ve önerileri benim için çok önemli...

Kendinizi bir gün müzikten kopmuş düşünebiliyor musunuz?

Müziksiz bir hayat düşünemiyorum. Müzik benim için su ve nefes alıp vermek kadar önemli... Eğer bir gün müziği bırakmak zorunda kalırsam çok mutsuz olurum... Müzik beni bırakmadıkça ben onu bırakmayacağım...

Kürt Kadın Sanatçılar, tüm baskılara rağmen sanatla ilgilendiler değil mi?

Feodal bir toplum içinde yaşayan Kürt Kadınları geçmişten bu yana yaşadıkları eziklik sosyal baskıdan dolayı yıllarca kendilerini ifade edememişlerdir. Bu baskılardan dolayı kadınlarımız hep geri planda kaldılar. Sanat başta olmak üzere bir çok alanda yer almalarına engel olunmuştur.

Kadınların stranlar söylemesinin yasak ve günah olduğu bir dönemde Ayşe Şan, Meryemxan, İran Xanım, Gülbihar gibi büyük sesler, baskılar ve tehditlere rağmen sanatlarını zor şartlar altında icra etmişlerdir… Ayşe Şan söylediği stranlardan dolayı ailesi tarafında dışlanmış ve yıllarca özlemini çektiği Diyarbakır’ı görme isteği bile ailesi tarafında reddedilmiştir. Ölümünün ardında da baskılar devam etmiştir. Meryemxan ise; ilk başta stranları okurken erkek kıyafetleri giyerek stranlar okumuştur... Daha sonra gerçek kimliği ile sahne almaya başlayınca ailesi tarafından ölüm fermanı hazırlanır... Meryemxan, Bağdat’ a kaçarak kurtulur... Kadınlarımız tüm baskılara ve yaşam zorluklarına rağmen sanatla ilgileniyorlardı... Günümüz için değerlendirecek olursak; Şehit Delila’ yı buna örnek olarak verebiliriz. Dağ yaşamında müzik yapmak çok zordur. Hele bir bayan için bu daha zor bir durum alıyor.. Delila bunu ı bir şekilde başarmıştır. Bende bu iradeyi gösteren bir kadın olduğu için albümümü Delila’ ya atfettim

Dengbejler ve Aşıklarla iç içesin? Bizlere Dengbej ve Aşıklık geleneğinden söz eder misiniz?


Alevi halkında Dengbejlik kültürü yoktur. Alevi müziğinde Aşıklık geleneği vardır… Aşıklık geleneğinde sazlı, sazsız, doğaçlama, yazarak ya da birkaç özelliği birden taşıyıp geleneğe bağlı saz çalıp söyleyenlere Aşık, bu söyleme biçimine Aşıklık – Aşıklama denir… Sünni Kürtlerde ise; Dengbejlik kültürü vardır. Kürtçede Deng(ses-söz) ve Bej(anlatım) kelimelerinin birleşimiyle ‘’Dengbej ” kelimesi oluşur. Sözlü anlatımda usta olan Kürt Ozanlarına “Dengbej“ denir. Ben MKM’ ye geldikten sonra Denbejlerle tanıştım. Daha önce ben Dengbejleri bilmiyordum, tanımıyordum… Çünkü böyle bir kültürle yetişmedim. Aşıklar geleneğinden geldiğim için haberdar değildim.....


Sonuçta Kürt Müziği yapıyorsun, Alevi Kürdü de olsan sonuçta bu senin işinin ve mesleğinin bir parçası.Bundan dolayı Dengbejleri araştırma ve biraz daha derine inme ihtiyacı hissettim. Kürt Müziğinin temel taşı Dengbejlerdir. Alevilerde ise Aşıklar ve Dedelerdir.

Bizlere biraz Alevi müziğinden söz edermisiniz?


Bugüne kadar edindiğim bilgileri kısada olsa sizinle paylaşayım. Alevi müziği ikiye ayrılır. Dinsel içerikli olanlar ve toplumsal içerikli olarak .


Neden ikiye ayrılıyor, bir bütün değil mi?


Dinsel içerikli olan Alevi müziği, genellikle cem evlerinde ayinler sırasında söylenen müzik. Burada gelenek ve görenekleri yaşatma sürdürmek için kullanılır. Dinsel müziğe örnek verecek olursak söylenen semahlarda ( on iki imam, Hz. Ali. Hz. Hüseyin ve Hz. Hasan ..vs)

Dinsel Alevi müziğine örnek veririmsiniz?


Kimim Var Benim


Himmet etse Allah, Muhammed, Ali


Onlardan gayri kimim var benim


Sultan hacı Bektaş Veli’den dahi


Onlardan gayri kimim var benim


Kesildi kervanım içilemez suyum


Bastılar elime, kestiler dilim


Hasan, Hüseyin’e malumdur halim


Onlardan gayri kimim var benim.




Dinsel alevi müziğe örnek verebiliriz.


Dini dışı alevi müziğine de örnek verebilirimsiniz?


Tabii ki memnuniyetle...Din dışı alevi müziğine örnek olarak da deyişleri verebiliriz. . Hacı Bektaş Veli'nin bir dörtlüğünü örnek olarak verebilirim;.:


Hareret nardadır sacda değildir

Keramet baştadır tacda değildir

Her ne ara isen kendinde ara

Kudus'te, Mekke'de, hacda değildir



Şu an nasıl gidiyor? Bittiğinde ne hissediyorsun? Rahatlama mı yoksa her şey bundan sonra mı başlıyor hissine kapılıyorsun?



Bir dönem bitip yeni bir dönem başlıyor. Aslında güzel tarafları da var kötü tarafları da var. Stüdyo aşaması ve üretme aşaması çok zevkli. Sonrasında biraz, “ben bir albüm yaptım hadi alın” gibi bir durum var. Ondan hoşlanmıyorum ama bunu yapmak zorundayız. Fakat bu albüm sonrası gelecek olan konserler en zevkli kısmı.



Bundan sonraki albümü düşünmeye başladınız mı?

Aklımda ufak ufak yeni fikirler beliriyor. Henüz bu albümün heyecanı içerisindeyim. Bir sonrakini düşünmek için biraz erken.

Peki biraz da günlük hayata dönelim, Ayfer Düzdaş neler yapar?



Şu aralar yeni albümümün heyecanını yaşıyorum. Röportajlar, promosyon çalışmaları, konserler var. Günümün büyük bölümü çalışarak geçiyor... Stüdyo dönemindeyken stüdyo da geçiyordu. Boş zamanlarımda ailemle beraber olmaya çalışıyorum... Ailemle, arkadaşlarımla ve dinleyicilerimle beraber olmak onlarla sohbet etmek, bir şeyler paylaşmak beni çok mutlu ediyor… Boş zamanlarımda bile nerde olursam olayım müzikle ilgilenirim. Gittiğim yeni yerlerde yeni stranları araştırım. Farklı müzikleri dinlerim... Kısaca müzik her zaman dikkatimi çekiyor…




Son olarak Ayfer’in dinleyicilerine bir mesajı var mı?

Heval Özgür, bu albümün ne şartlar altında çıkardığımı sen de biliyorsun.. Bu albümü yaparken içimden gelen sesi dinledim. Yüreğimi ortaya koydum. Hiç bir şekilde kendi doğrularımdan şaşmamaya çalıştım, neye inanıyorsam onu yaptım. Dinleyicilerim bu albümü alıp dinlerlerse pişman olmayacaklarını umuyorum. Korsana değinmeden edemeyeceğim. Bu konuda halkımıza çok büyük görevler düşüyor. Bize yardımcı olsunlar çünkü mp3'ler ve korsan satışları yüzünden büyük darbe alıyor müzik dünyası ve albümlerimizi satamıyoruz. Satamayınca geri dönüşü olmuyor ve o geri dönüş olmayınca bir sonraki albümlere istediğimiz kadar yatırım yapamıyoruz. Bu da bizi ekonomik engellerden dolayı bir şekilde sınırlıyor. Oysa ki o sınırları genişletmek lazım. Bunun için de "Korsana Hayır!" diyorum. Bunları tüm sanatçı arkadaşlarım adına söylüyorum: "Bize destek olsunlar ve mp3 olarak, korsan olarak şarkılarımızı dinlemesinler.

Ayfer, konser dönüşü yorgun ve hasta olmana rağmen bana zaman ayırdığın için çok teşekkürler.



Ben çok teşekkür ediyorum...



Özgür UTUŞ


Cevapla

“Röportajlar” sayfasına dön