Saidé Kurdi

Türkiye ve Dünya Tarihi
Piremerd
Üstteğmen
Üstteğmen
Mesajlar:413
Kayıt:07 Kas 2006 13:36
Saidé Kurdi

Mesaj gönderen Piremerd » 20 Şub 2007 11:33

Saidê Kurdî hakkinda bir seyler söylemek yasamini devirlere ayirmak ve bu devirlere göre bir analiz yapmak gerçekten çok güç, bunun yani sira uzunca bir emek isteyen bir ugras. Fakat her seye ragmen küçük bir not bile olsa önemle vurgulanmasi gereken hususlarin oldugu kanaatindeyim. Bunlarin basinda Saidê Kurdî’nin Kürt kimligi irdelenmesi gereken bir konudur. Zira Kürt Teali Cemiyeti’nin faaliyetleri içerisinde olan hemen hemen bütün eserlerini Kürtçe dile getirmis, bir dönem Kürt olma bilinciyle politik alanda mücadelesini vermis bir aydin konumunda degerlendirmek yerinde olacaktir. (Agir basan Islam kimligi yönü ve bu alandaki mücadelesi uzmanlarin degerlendirme alanina girer.)

Kimi zaman Tanzimat Dönemi denen Sinasilerin basini çektigi kabul edilen dönemin söylemlerinden olan akil, hak, hukuk, bilim gibi söylemleri içeren konusmalarin yaninda dönemine göre özgürlükçü olarak degerlendirebilecegimiz Mesrutiyet fikrini Kürdistan’a kabul ettirmeye çalisan hatta Kanun-i Esasiyi benimsemeyenlerin istibdat yanlisi oldugunu söylemekten kaçinmamis bir aydin, kimi zaman Kürtlerin temsiliyetini yapanin ancak ve ancak Meclis-i Mebusan oldugunu söyleyen biri olarak çikar karsimiza. Fakat yine bu dönemde Kürt geriligi üzerinde durmus agalik ve seyhlige yüklenmistir. Açikçasi Kürdistan’da bir aydinlanma pesindedir ve bu konuda söyle der: ’’Mesrutiyet hâkimiyet-i millettir….Hükümet, hadim ve hizmetkardir. Öyleyse kendinizden tesekki ediniz; her kabahati hükümet ve Türklere atmakla çok aldanirsiniz. Size bir misal söyleyeyim: Her tarafa subeler salmis büyük bir çesme basinda bir bozulma olursa bu her tarafa sirayet eder. Fakat yüz pinarin ortasinda Büyük bir havuz olursa, o havuz pinarlara bakar ve onlara tabidir….Ey Kürdler! Görüyorum ki, bizde pinar yoktur. Onun için uzaktan gelen taaffün eden bir suyu içiyoruz. Eskisi gibi istibdadi görüyoruz. Öyle ise gayret ediniz,çalisiniz….Tâ bir kamalat pinari bizde de çiksin.Yoksa daima dilenci olacaksiniz ya susuzluktan öleceksiniz…’’



Islami düsüncenin büyük etkisiyle sikça vurgulanan Türk-Kürt birlikteliginin yaninda Kürtlerin genel manada Türklerden farkli oldugunu önemle vurgulamaktan kaçmayan Saidê Kurdî; Bitlis, Diyarbakir Van’da medreselerin açilmasini Mesrutiyetin dolaysiyla aydinlanmanin Kürt ve Türk aydinlari tarafindan Kürdistan’a bu sekilde girebilecegini savunmaktadir. Medrese ismine bile büyük deger biçmis ve en önce yapilmasi gereken olarak görmüstür bunu. Her nedense zamaninda bunu hayta geçirememis ve Van’da sadece medresenin temeli atilmistir. Kürdistan’in bagimsizligi fikri etrafinda olusturulan Kürt Teali Cemiyetinin içerisinde olmak, ama ayni zamanda birliktelik fikrine sahip olmak hatta bir dönem Isviçre’ye gidip dört milletin bir arada nasil yasadiklarini birebir görüp, bunu ülkeye uyarlamak istemesi; bir yandan Kürt aydinlanmasindan bahsetmek, Kürdistan denilince sevke gelen, Kürdistan’in daglarindan bahseden hatta bu sevkin ve mutlu anlarinin nüfuz ettigi’’ Saykal-i Islamiye ve Ekrad Reçetesi’’ adli eserleri yazdigini söylemektedir. fakat diger yandan ‘’Türkler bizim aklimiz ,biz de onlarin kuvveti…Hepimiz bir iyi insan oluruz. Kendi basimiza yapmayacagiz. Bu azimle baska unsurlara ibret dersi verecegiz. Iyi evlat böyle olur.’’ Ifadesini dile getirerek hatta ‘’Kürdlük davasi pek manasiz bir davadir çünkü Müslüman’dirlar…’’ ** gibi taban tabana zit fikirler beyan etmistir. Bu durumunu kendisi söyle açiklamaktadir: ’’Çocuklugumdan beri kâh kuyu dibinde kâh minare basinda gibi anlayis yönünden gibi yeteneklerde bulunuyorum.Kâh gayet dakik bir hakikat davetsiz elime geliyor. Kâh gayet tanisim, dostum olmus bir hakikat, bir yabanci olup tanimiyorum. Hatta bir günde kâh gayet cahil kâh tecrübeli bir siyasi gibi ise karismak isterim.’’ ***

Bütün bunlarin yaninda Sêx Sait Isyanindan (1925) önce, Erzurum’da Sêx Sait ile yaptiklari bir haftalik toplanti dikkat çekicidir. Ayrica Kürt’ler için önem tasiyan 21 Mart’ta Diyarbakir’da bulusmak için sözlesmislerdir fakat Sêx Said’in 4 Subat’ta yakalanmasi buna olanak tanimamistir. Kim bilir belki bu yakalanma olayi olmasaydi Seidê Kurdî açisindan birçok sey degisecekti. Bunun devaminda isyandan çok sonralari Seidê Kurdî’nin Bingöl’de Sêx Saîd’in akrabalarinin kalip kalmadigini sormasi ve orada halen akrabalarinin oldugunu ögrendikten sonra da onlara içten selamlarini söyleyip onlari ziyaret etmek istemesi de farkli bir noktayi vurgular kanaatindeyim.

Önemli olan noktalardan biri de her seye ragmen bir Kürt aydinlanmasi yaratmak isteyen Saidê Kurdî’nin bir dönem sonra planli ve bilinçli bir sekilde Türkçü gibi gösterilmesi ve böyle ögretilmesidir. Bugün Fetullah Gülen Cemaati ve benzeri cemaatler tarafindan risaleler büyük ölçüde tahrif edilmektedir. Son dönemlerde yüzlerini daha açik göstermeye baslayan bu cemaatin ne yapmak istedigiyle ilgili ipucunu Tempo dergisi’nde bulmak mümkündür. Tempo Dergisi’nde Fetullah Gülen Cemaatinin Dünyaya nasil yayildigi ile ilgili haberde Afrikali çocuklara ‘’Türküm ,dogruyum…’’ diye baslayan andi okutmalari ortaya çikarmaktadir. Bunu da Islam adina yaptiklarini hatta Saidê Kurdî felsefesi isiginda yaptiklarini iddia etmekle ikinci bir vahsete sebep olmaktadirlar. Bu cemaatin Külliyatlara yaptiklari tahrifatlara birkaç örnek vermek gerekirse: ’’Yirmi milyon Türk Cemiyeti namina degil, yüzer milyon Islam alemi namina bir Said degil bin Said feda olsun’’ cümlesi söyle verilmektedir: ’’Yirmi bes milyon Türk Cemiyeti namina bir Said degil bin Said feda olsun. Risale-i Nurlarda varolan bütün kürt kelimeleri çikarilmis, sisteme muhalif olan bir çok ifade yok edilmis böylece sistemle uyumlu bir anlayis ortaya çikarilmak istenmistir. Bahsedilen cemaatle yakinligi bilinen Hekimoglu Ismail adli yazar daha sonra Muhammet Sidik Seyhanzade ile yaptigi bir sohbette sunlari itiraf edecektir: ’’Vallahi senin bu uzun konusmandan sonra ben su kara vardim; senin anladigin ve anlattigin nurculuk ile bizim bugüne kadar anladigimiz ve yasadigimiz nurculuk arasinda bir benzerlik göremedim’’ Yine bu gerçegi bize Ali Ihsan Yurt adli kisinin M.Siddik Seyhanzade’ye anlattiklari perçinlemektedir. Ali Ihsan Yurt Adli kisi yapilan sohbette sunlari nakleder: ’’Istihbaratin ileri gelenleri; hareketin insanlik için Müslümanlik için çok faydali oldugunu, bunu her kesim tarafindan görmemek, kabul etmemek mümkün degil. Yüzlerce binlerce ideolojik sapiklarin, sarhoslarin, ayyaslarin nasil düzeldiklerini, her kesim görmekte ve kabul etmektedir. Fakat tek bir sorun, hareketin liderinin Kürt olmasi bizleri ciddi ciddi düsündürmekte ve endiseye sevketmektedirler.-dediler. Biz de kendilerine; her ne kadar Kürt olarak gözüküyorsa da bir Islam alimidir. Fakat etrafindaki talebeleri saf kan Türk’tür ve milliyetperverdirler.’’ Bu durumu saglayan da Kürt talebelerin çürütülmesi ve dislanmasidir. Görüldügü gibi bu politika günümüzde de tüm hiziyla devam etmektedir.

Bedirxan Ailesinden oldugu halde bunu her zaman gizlemeye çalisan lafinin bile geçmesine tahammül edemeyen Cemal Kutay ise olaya daha da abartarak sunlari söyler: ‘Bediuzaman, su katilmamis bir Kürt’tür yani dogulu bir Türkmen’dir.’’

Bütün bu notlarin ardindan vurgulanmasi gereken birkaç husus bulunmaktadir. Bunlardan ilki, Saidê Kurdî’nin bir Kürt ve Kürdistanli oldugudur. O kadar Kürt’tür ki Kürdistan adiyla bile huzur bulmaktadir, öyle ki Isparta’da sürgünde oldugu sirada ani bir kararla Kürdistan’a gitmek istemis ve bu dogrultuda Urfa’ya gitmis, devlet yetkililerinin Urfa’yi hemen terk etmesi istemine karsin O ‘’Ben buraya seyahate degil ölmeye geldim’’ demistir. Ve dedigi gibi de Saidê Kurdî kisa bir süre sonra Urfa’da vefat etmistir.

Saidê Kurdî bir kürt aydinidir ve bu aydinlanmayi bir sekilde Kürdistan’a yaymak isteyen, çarpik olan agalik –seyhlik sistemine olabildigince düsman bir kisiliktir.

Sistemle bir dönem birliktelik saglamasina karsin, çarpikliklari gördükten sonra sistemle yollarini ayirmistir. Bu durumun yasanmasinda hükümetin Islamiyet’e yaklasimi önemli olmakla beraber Mustafa Kemal sahsinda hükümetin yürütmeye basladigi etnik politikadir. http://www.kurdislam.org sitesindeki su ifadeler bu konuya biraz daha açiklik getirecektir. ‘’Saidi Kürdi'nin ilk siyasi hayati Mardin'de bir Osmanli zabitina (polis) bir tokat atmasiyla baslar. Daha genç olmasina ragmen isgalci Osmanli imparatorlugunun Kürdistan'da olusturmus oldugu feodal-isbirlikçi, yerel gerici güçlerin dallari olan Aga-Seyh-Devlet üçgenini çok erken farketmis ve Kürdistan'in saglikli bir yapiya kavusmasini bunlara karsi mücadeleye endeksli oldugu seklinde formule etmistir. Ve gerçekten de 1925'te Kürdistan'dan Bati Anadolu'ya sürgün edilene kadarki hayatini bu yerel-isbirlikçi sosyopolitik erklere karsi aktif mücadele içerisinde geçirmistir.Kürdistan'daki zalim Hamidiye reislerine karsi kavgalari, monark 2. Abdulhamit'ten Kürt ulusal haklarini isteme çabalari ve Kürdistan'daki seyhlik kurumunu dogru islamiyete yaklastirma temelinde restore etme çabalari hep bu baglamda degerlendirilmelidir. Mutlakiyet devrinde (2. Abdulhamit dönemi) yönetimi, yönetimi Kürdistan politikasindan dolayi sert elestirilere tabi tutmustur. Bu onun birçok kez yakalanip sürgün edilmesine neden olmustur.

Kürt olma bilincine sahip bir Kürdistanli olarak hiçbir zaman milliyetçi bir zemine kaymayan yukarida degindigimiz gibi ,Islamiyet’in etkisi ile de olsa her zaman birliktelik yanlisi olmus ve farkliliklari bir arada tutma gayesi tasiyan bir anlayisin sahibi olan Saidê Kurdî’nin izinde olduklarini utanmadan söyleyen, bu zatin fikirlerini alip fasizme varan bir düsün(meme)ce fikri haline getiren Fetullah Gülen anlayisidir sorun olan. Asil büyük sorun ise biz Kürt gençlerinin Saidê Kurdî’yi tanimaktan uzak olmamiz hatta bilmemekten kaynakli hakarete varan ithamlarda bulunmamizdir. Saidê Kurdî ve Fetullah Gülen cemaati arasindaki uçurumu görmek ve göstermek halen önemini koruyan bir sorun olarak önümüzde durmaktadir.

*Içtimaî Reçeteler 2-sf:34
**Içtimaî Reçeteler 2-sf:16/17
***Nurculugun Tarihçesi / Tenvir Nesriyat-sf:89


Yararlanilan kaynaklar:
• Nurculugun Tarihçesi / Tenvir Nesriyat
• Içtimaî Reçeteler / Saidê Kurdî
• Adi geçen ve benzeri internet siteleri

Resim


mechanical
Onbaşı
Onbaşı
Mesajlar:34
Kayıt:01 Nis 2007 11:06
Ruh Hali:Mutlu
Takım:Galatasaray

Mesaj gönderen mechanical » 01 Nis 2007 11:17

ya üstad menfi milliyetçiliği eserlerinde kati bir şekilde yasaklamışken hala ne bu eski said dönemini hortlatmak düşüncesi.yani nedir bu topicin amacı anlayamadım.
sonra da türk-kürt çatışması var diye yaygaralar çıkarılıyor.tabi olur böyle islam milliyetçiliğini oluşturmak isteyen bir alim hakkında bile böle iddialar üretilirse.
ayrıca neden hiç eserlerinden alıntı yapmadın da başka kitaplardan yaptın.lütfen biraz daha uzlaşmacı olalım.orta yolu yapmaya çalışalım.
saygılar
zeyka
Teğmen
Teğmen
Mesajlar:158
Kayıt:03 Şub 2007 22:38
Ruh Hali:Mutlu
Cinsiyet:Kadın
Takım:Galatasaray

Mesaj gönderen zeyka » 01 Nis 2007 14:14

Bediüzzaman Said-i Nursi'nin peşinden Kürt asıllı olduğu için gelmek, sırf Kürt kökenli olduğu için O'nu küçümsemek ve ne söylediğini dinlemeden karşı çıkmak kadar yanlıştır, anlatmak istediklerine haksızlıktır.
Söyleyenin uyruğunun ne önemi vardır? Kelimeler değişir, anlatılmak istenen bakidir. Risalelerinden önyargısız bir sayfa okumaya çalışıp, anlatılanların idrakına varmaya çalışırsak ne demek istediğimi anlayabiliriz. :)
Saygılar
En son zeyka tarafından 01 Nis 2007 17:36 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Kullanıcı avatarı
Siyabend
Belawela Muhtarı
Belawela Muhtarı
Mesajlar:19658
Kayıt:15 Eki 2006 12:05
Ruh Hali:Mutlu
Cinsiyet:Erkek
Burç:Kova
Takım:Galatasaray

Mesaj gönderen Siyabend » 01 Nis 2007 14:35

zeyka yazdı:Bediüzzaman Said-i Nursi'nin peşinden Kürt asıllı olduğu için gelmek, sırf Kürt kökenli olduğu için O'nu küçümsemek ve ne söylediğini dinlemeden karşı çıkmak kadar yanlıştır.
Söyleyenin uyruğunun ne önemi vardır? Kelimeler değişir, anlatılmak istenen bakidir. Risalelerinden önyargısız bir sayfa okumaya çalışıp, anlatılanların idrakına varmaya çalışırsak ne demek istediğimi anlayabiliriz. :)
Saygılar
Söylediklerinize katılmamak elde değil!
Zaten iyi bir insanı isteseniz de karalamanız imkansızdır.
Ve kötü bir insanı yine isteseniz de yüceltemezsiniz...
yigido

Mesaj gönderen yigido » 02 Nis 2007 13:57

Buyazida cok fazla turk kurt ayrimi yapilmaya calismis. Bediüzzaman in kur olmasini bu bizim alimimiz baskalari eserlerinden faydalanmasin manasini verebiliyor.
ANTER
Üstteğmen
Üstteğmen
Mesajlar:283
Kayıt:18 Oca 2007 15:31

Mesaj gönderen ANTER » 02 Nis 2007 14:58

Kürtlerin müslüman olmadıkları ve Ermeni oldukları iddialarını çürütmek adına belki bu tür bir yola başvuruluyor.Yani Kürtler bir şekilde "Biz de İslam'a hizmet ediyoruz" mesajını vermek istiyor olabilirler.
Aynı şekilde Türkler de Fatih Sultan Mehmet'i bu şekilde kullanıyorlar.
Her zaman deniliyorki "Hz.Muhammed İstanbul'u fethedek kişi için şunu söylemiştir"
İyi insanları sahiplenme duygusudur bence.
mechanical
Onbaşı
Onbaşı
Mesajlar:34
Kayıt:01 Nis 2007 11:06
Ruh Hali:Mutlu
Takım:Galatasaray

Mesaj gönderen mechanical » 03 Nis 2007 09:22

ANTER yazdı:Kürtlerin müslüman olmadıkları ve Ermeni oldukları iddialarını çürütmek adına belki bu tür bir yola başvuruluyor.Yani Kürtler bir şekilde "Biz de İslam'a hizmet ediyoruz" mesajını vermek istiyor olabilirler.
Aynı şekilde Türkler de Fatih Sultan Mehmet'i bu şekilde kullanıyorlar.
Her zaman deniliyorki "Hz.Muhammed İstanbul'u fethedek kişi için şunu söylemiştir"
İyi insanları sahiplenme duygusudur bence.
ya dostum kürtlerin ya da türklerin kendilerini isbatlamak gibi istekleri neden varki.herkes kürtünde türkünde müslüman olduğunu çok iyi biliyor.heee şimdi çıkıpta bir iki şerefsiz kürtler müslüman olurken kaybetmiştir derse onun ağzının payı farklı şekilde verilmeli diye düşünüyorum

üstad hiçbir zaman kürt türk ayrımı yapmamıştır.onun düşünce yapısı islma milliyetçiliği üzerindir.ve bence türkiyedeki etnik sorunların hepsi bu formülle çok güzel bir eşkilde çözülebilir
beyazgül
Yönetici
Yönetici
Mesajlar:7631
Kayıt:16 Eki 2006 09:06
Ruh Hali:Yorgun
Cinsiyet:Kadın
Burç:Yay

Mesaj gönderen beyazgül » 03 Nis 2007 12:43

islam milliyetciliği ile mi çözülecek :?: üstelikde bizim ülkemizde..buna izin vermezler işte :!:
Kullanıcı avatarı
Siyabend
Belawela Muhtarı
Belawela Muhtarı
Mesajlar:19658
Kayıt:15 Eki 2006 12:05
Ruh Hali:Mutlu
Cinsiyet:Erkek
Burç:Kova
Takım:Galatasaray

Mesaj gönderen Siyabend » 03 Nis 2007 15:29

Herkes Türklerin ve Kürtlerin müslüman olduğunu biliyor ama hala bunun tersine gitmek isteyenler var.alp_urungu diye bir üyemiz vardı,o Kürtlerin müslüman olmalarına pek inanmıyor gibiydi,çünkü defalarca sizdeki isimler müslüman ismi değildir manasında şeyler söylüyordu.Selahaddin Eyyubi tartışmasında bile "Kaç Kürdün ismi Selahaddin" diye soru sormuştur.Kürtler,kendilere has isimleri kullandıkları zaman bazı kesimler malesef bunu yanlış algılıyor.
yigido

Mesaj gönderen yigido » 06 Nis 2007 11:05

turk ve kurt iliskilerini sadece sitemizle ve eski bir uyeyle kisitlamak olamaz. isim vermek bir ailenin cocuguna olan 3onemli gorevinden biridir. musluman aleminin birlesmesinin mevzuu bahisse isimlerin milliyetci olmasi onemli degildir. isimde milliyetcilik aramak sacma. burda yanlis anlayan kesimlerin ne yapmak istedigi bellidir
Cevapla

“Tarih” sayfasına dön