Sual: Sahura kalkmadan oruc tutmakta mahzur var midir?
CEVAP
Sahura kalkmamak gunah degildir. Ancak sahura kalkmak cok sevaptir. Bir yudum su icmek icin de olsa, sahura kalkmalidir!
Hadis-i seriflerde buyuruldu ki:
(Sahura kalkin, sahurda bereket vardir.) [Buhari]
Oruç tutmak üzere gecenin son altıda birinde yenen yemek. Hz. Peygamber sahur yemeğini özellikle teşvik ederek, Yahudilerden sahur yemeği ile ayrılacağımızı beyan etmiş; mutlaka yenmesini tavsiye ile bunda bereket olduğunu söylemiştir. Böylece sahur yemeği oruç tutan müslümanların önem verdikleri bir yemek olmuştur. Hz. Peygamber (s.a.s) "Sahurda kalkınız, sahurda bereket vardır" buyurmuştur.
İslâm dini, insanların hem kişisel hem de toplumsal davranışlarını en iyi şekilde düzenleyerek onları terbiye etmeyi hedef almıştır. Dolayısıyla, Allah'ın karşısındaki konumunu ancak kulluğunu en mükemmel şekilde ifa etmekle koruyabilecek olan insana, belli görev ve yükümlülüklerin ve gerekli ibadetlerin belli zamanlarda yapılması emredilmiştir. Bu ibadetlerden biri olan oruç disiplini gerektiren ibadetlerden biridir. Uykudan uyanarak yemek yemek oldukça zor bir iş olduğu için, bu günkü hayat şartlarında sahur yemeği daha da önem kazanmıştır. Çünkü sahurun oruç zamanını kısaltmaktan öte bir rolü vardır.
Orucun başlayış ve bitiş vakti gündüze göre tayin edilmiştir. Gündüz ise güneşin doğuşu ile batışı arasındaki zamandır. Kur'ân-ı Kerimin orucun başlangıcını bildirirken kullandığı ifade ile, orucun bitimini bildirirken kullandığı ifade arasında farklı bir üslup vardır. Ayette orucun başlama zamanı için "siyah iplikle beyaz ipliğin birbirinden ayrılması" ibaresi kullanılırken; orucun bitimi için de "geceye kadar" ifadesi kullanılır.
Kur'ân-ı Kerim'de orucun vakti için kullanılan ifade gayet açıktır. "Şafağın beyaz ipliği, siyah iplikten sizce ayırdedilinceye kadar yiyin, için " (el-Bakara, 2/187). Bu ayette, vaktin sınırlarını tespit edecek olan unsur, oruç tutan kimsedir. Çünkü sahur ve iftar vaktinin sınırları tayin edilirken, "sizce" ifadesi kullanılmıştır. Aşağıda da göreceğimiz gibi Hz. Peygamber'in ve sahabelerinin tatbikatı da bu hususu doğrulamaktadır.
Rasûlüllah (s.a.s): "Bilal'in ezanı ve ufuktaki uzunlamasına beyazlık,sizi sahur yemenizde aldatmasın. Beyazlık yayılana kadar yiyin, için " (Müslim) buyurmuştur.
"Zirr b. Hubeys diyor ki: Sahuru yedim, sonra mescide gidiyordum. Yolda Huzeyfe İbnül-Yemanî'ye uğradım ve yanına girdim. Doğuracak bir devenin sağılmasını emretti. Getirilen süt kaynatıldı, sonra bana yaklaşıp, "ye" dedi. "Oruç tutmak niyetindeyim" cevabını verdim. O da "ben de oruç tutmak niyetindeyim" dedi. Yedik, içtik, sonra mescide geldik namaz başladı. Sonra Huzeyfe, "bir defasında Rasûlüllah'la böyle yapmıştık" dedi. "Sabahtan sonra mı?" diye sordum. "Evet sabahtı ama güneş henüz doğmamıştı" cevabını verdi" (Müsned-i Ahmed İbn Hanbel). Bu vakit de genelde ikinci fecrin başlangıcından sonra gece karanlığının aralandığı vakittir.
"Ebu Zübeyr diyor ki: "Cabir b. Abdullah'a oruç tutmak isteyen fakat kap elinde su içecek iken, ezan okunduğunu işiten bir kimsenin durumunu sordum. Cabir, Rasûlüllah'ın "içsin" dediğinin rivayet edildiğini söyledi (Müsned-i Ahmed İbn Hanbel).
"Hubeyb'in halası Uneyse bir rivayette diyor ki: "Eğer bir kadın sahurunu bitirememiş ise, Bilal'e derdi ki, "Bekle sahurumu bitireyim" (Abdurrezzak b. Memmam, el-Musannef).
"İbn Münzir, Hz. Ali sabah namazını kıldırdıktan sonra, "İşte şimdi beyaz ipliğin siyah iplikten ayrılıp farkedildiği vakittir" dediğini nakleder" (el-Ayni, Umdetül-Kari li Şer'il-Buhâri).
Sadece bir kaç örnekle bile yetinildiğinde, Hz. Peygamber'in ve sahabelerinin sahur konusundaki tavırlarının anlaşılması mümkündür. Nitekim Maide suresindeki "Ey insanlar, Allah dini sizi zorlamak için va'z etmemiştir" ayetini tefsir ederken, Fahreddin er-Razi "Mefatih'ul Gayb" adlı eserinde şöyle söylüyor:
"Bu ayeti kerime dinde önemli bir esas ve prensiptir. Bu prensip zararlı şeylerin meşru olmaması prensibidir".
Kur'ân'da ve Hz. Peygamber'in tatbikatında da görüldüğü üzere, sahurun vakti gündüzün geceden ayrıldığı ve bunun bizzat açıkça yükümlünün şahsi gözleriyle tespit edildiği vakittir.
Genelde fukahanın sahur vaktini belirlerken izledikleri sünnet şu olmuştur. Hz. Peygamber (s.a.s) sahura son verip imsak ettikten sonra Kur'ân-ı Kerim'den elli âyet kadar okur veya okuyacak bir vakit bekledikten sonra sabah namazını kıldırırdı. Bu imsak vakti de yaklaşık güneşin doğmasından 75-90 dakika kadar öncesi olur ki; sahur yemeği için en son kabul edilen vakittir.
Şâmil İA
(Sahurda yemek yiyerek, oruc tutmaniza yardimci olun!) [Beyheki]
(Sahur yemegine kalkmak, Allahin size bagisladigi berekettir, bunu kacirmayin!) [Nesai]
(Yedikleri helal olmak sarti ile hesaba cekilmeyecek uc kisi; oruclu, sahur yemegi yiyen ve Allah yolunda nobet tutandir.) [Nesai]
(Bir yudum su icmek icin de olsa, sahura kalkin!) [Ibni Hibban]
(Elbette sahur yemegi mubarektir.) [I.Hibban ]
(Bir lokma olsa da sahur yemegi yiyin! Cunku onda bereket vardir.) [Deylemi]
(Muminin sahurunun hurma ile olmasi ne guzeldir.) [Ebu Davud]
(Sahurda hurma yemek ne guzeldir. Allahu teala, sahura kalkanlara rahmet eder.) [Taberani]
(Sahurun tamami berekettir. Bir yudum su icin de olsa sahura kalkin! Allahu teala ve melekleri, sahura kalkanlara salat ve selam ederler.) [I.Ahmed]
[Yani Allahu teala, sahura kalkanlari magfiret eder, melekler de onlar icin dua eder.]
Sahura Kalkmadan Oruc Tutmakta Mahzur Var midir
Re: Sahura Kalkmadan Oruc Tutmakta Mahzur Var midir
dün gece kalkmadım sabaha kadar yüzüme su damladı yine kalkmadım güya oruç tutacaktım
-
- Yüzbaşı
- Mesajlar:656
- Kayıt:03 Eyl 2007 12:05
- Ruh Hali:Mutlu
- Cinsiyet:Erkek
- Burç:Boğa
- Takım:Fenerbahçe
Re: Sahura Kalkmadan Oruc Tutmakta Mahzur Var midir
olsun bu gün tutarıs :D