Kafir Papa'nın sözleri, ve Dinler arası diyalog

Düşüncelerinizi Özgür Bırakın
Cevapla
azapaskerleri
Acemi Er
Acemi Er
Mesajlar:2
Kayıt:27 Eki 2006 10:35
Kafir Papa'nın sözleri, ve Dinler arası diyalog

Mesaj gönderen azapaskerleri » 27 Kas 2006 16:51

Vatikan’ın baş papazı Papa 16. Benedikt, geçtiğimiz ay Almanya’da yaptığı bir konuşmasında İslam’ın Peygamberi, H.Z. Muhammed (s.a.v.)’e iğrenç sözlerle saldırarak, haçlı dünyasının ve Hristiyan liderlerinin İslâm’a, Müslümanlara karşı nasıl da arsızca, fütursuzca ve şiddetli bir kin ile dolu olduklarını, bu düşmanlıklarının da ağızlarından dökülen sözlerden belli olduğunu, kalplerinde sakladıkları kin ve nefretin ise çok daha büyük olduğunu bir kez daha kanıtladılar.

Sömürgeci emperyalist haçlı devletleri ve Vatikan’ın ( Hristiyan aleminin ) 4. kutsal tanrısı Papa her fırsatta, İslâm’a ve Müslümanlara, el altından ise biz Türk’lere kin ve nefretini kusmaya devam etmektedir:

Geçen sene Siyonist Amerika Kur’an-ı Kerim’e hakaret etti, sonra bazı Danimarka gazeteleri peygamberimize karşı azgın ve sistematik bir saldırı girişiminde bulundu. Diğer Avrupa devletlerinin gazeteleri de basın özgürlüğü adına onların iğrençliklerini alkışladı durdu…

Ayrıca şunu ek olarak söylemek gerekirki; Danimarka'da Peygamberimize yönelik saldırıyı yayınlayan gazetenin editörü, ABD politikasında etkili olan ve İslâm’a karşı Haçlı Savaşı’nı ilan eden "yeni muhafazakâr" ( Neo-con ) düşünce ve çizgisinde olduğunu itiraf etmişti.

Aynı günlerde yani 15 Nisan 2005'te Danimarka Kraliçesi II. Margrethe denen alçak mahlukat ise diğer sapıtmış haçlılar gibi düşünerek :

"İslâm'ın Hristiyanlara meydan okuyuşuyla karşı karşıyayız. Artık İslâm'a karşı muhalefetimizi göstermenin zamanı geldi" demiştir. Bunu, faşist İtalyan bakan Roberto Calderoli'nin, "Papa 16. Benekditus Hıristiyanları İslâm'a karşı tek çatı altında toplamalı" çağrısı takip etmişti. Hemen ardından da kendi çapında tanrılaştırılan Papa'nın, İslâm karşıtı yazılarıyla tanınan İtalyan gazeteci Oriana Fallaci ile gizlice görüştüğü ortaya çıkmıştı.

Ayrıca, "Soğuk Savaş" döneminde uzun süre Müslüman ülkelere Fettullah Gülen gibi taşeronlarını kullanarak şirk pompalaması yapan, 2. Jean Paul'un cehennem’e bir adım yaklaşmasından ( ÖLMESİ ) sonra, "neo-con" ( SİYONİST ) etkisinin Vatikan'da görüleceği ve yeni papanın "siyasi alanda da belirleyici olma" görevini üstlenecek bir kişi olacağı yorumları çeşitli çevrelerce yapılmıştı.

Bugün de o Papa, Müslüman Türkler tarafından koparılması gereken sivri dilini iftira ile İslâm’a uzatıp İslâm’ın zirve sütunu olan Peygamberimizi kötüledi. Daha önce ( 1993 yılında) İsrail'i ilk defa resmen tanıyan, Kudüs'e gidip ağlama duvarında dua eden hatta “Tanrı”nın Kudüs'ü Yahudilere vaat ettiğini söyleyen II. Paul ile Papa 16. Benedict’in, iğrenç sözleri ve duyguları arasında hiçbir fark yoktur. Hatta amaçları bile aynıdır.

İslâm ülkelerinden gelen yoğun tepkiler üzerine, Vatikan’dan yapılan açıklamada ise Papa’nın açıklamalarının Müslümanlar tarafından yanlış anlaşıldığı söylenmişti. Papalık sözcüsü Federico Lombardi, ise “İslâm içinde birçok farklı görüş bulunduğunu biliyoruz, hem şiddet karşıtı hem şiddet yanlısı. Papa, İslâm’ı şiddet yanlısı olarak göstermek istemiyor.” diyerek İslâm’a saldırmayı açık açık sürdürmüştü.

lk satırlarda dediğimiz gibi; dün Siyonist Amerika, Kur’an sayfalarını yırtıp ayakları altına alıyor ama Kur’an-ı Kerim’e hakaret etmiş olmuyordu ( ! ). Avrupa’daki haçlı devletleri şuursuzca Peygamberimize azgınlık içinde ve küstahça saldırıyor ama bu düşünce özgürlüğü oluyordu ( ! ). Bugün de Roma’nın sapıtmış Papası, kustuğu iftiralarda kötü bir şey olmadığnı söylüyor, sözlerinin yanlış anlaşıldığını zırvalayabiliyor…

Tüm bu olan bitenlerden sonra, Vatikan’ın kafir tağutu 16. Benedict soysuzu, Vatikan’da bulunan tüm İslam ülkelerinin temsilcilerini Vatikan’da toplayarak yaptığı konuşmasında dinler ve kültürler arası diyaloğun önemine dikkati çekerek, "Müslümanlar ile Hıristiyanlar arasındaki diyalog, geleceğimizin de büyük oranda kendisine bağlı olduğu hayati bir gerekliliktir" diye açıklamada bulunuyor.

Yaptığı küstahlığa ve şerefsizliğe karşılık, tepkilerin hafifletilmesi için, özür beklentisine giren İslam dünyasının aldığı cevap, “Dinler ve Kültürler arası diyalog” zehrinin yinelenmesi oldu. Şüphesiz Müslümanlar, Papa’nın özür dilemesiyle yetinmeyeceklerdir.

Oh ne rahat?! Sen İslam’a ve Peygamberimize ağzını aç, gözünü yum, şuursuzca saldır, sonra da hiçbir şey olmamış gibi özür dileyip işin içinden sıyrıl, öyle mi?! Aşağılık kafirler, kafir budalalar…

Papa kâfiri ve bilhassa küfrün mızrak başları olan Amerika, İngiltere, Fransa, Rusya, Çin, Hindistan, Danimarka ve Yahudi varlığı bilsinler ki Müslümanlar; Rablerine, dinlerine, kitaplarına ve Peygamberine uzanan her sivri dili koparacak, kardeşlerine, bacılarına, namuslarına ve servetlerine uzanan her zorba eli kesecek ve topraklarına basan her sömürgeci siyonist ayağı kıracak ve daimada yılan başları ezecek güçtedir.

ABD'nin başlattığı İslâm’la küresel/sistemli savaş stratejisi sonrası, Danimarka gazetelerinin Peygamberimize karşı azgın bir saldırısı ve 16. Benedict'in yine Peygamberimize saldırması arasında siyasi bir paralellik bulunmaktadır. Hatırlanacağı üzere, 11 Eylül olayı sonrası, ABD’nin İslâm’a karşı savaşını Haçlı Savaşı olarak nitelemesi, Avrupa halkına açık bir mesajdı. Böylelikle ABD Haçlı bilincini yeniden uyandırarak, Hıristiyanlık temelinde bir savaş gücü oluşturmak istediğini ilan etmiş oluyordu. Ancak ne var ki; bozuk dinlerinin insan fıtratına ters düşen nizamları sonucu, içerisine sürüklediği çıkmaz nedeniyle, Avrupa halkının hızla Hıristiyanlıktan uzaklaşmış olması ( ki bu durum Avrupa devletlerini kara kara düşün¬dürmektedir) işi güçleştiriyordu.

Bu nedenle başka bir plana ihtiyaç vardı. ABD, Avrupa’nın “terörü ensesinde hissetmesi” için, birtakım olaylar tezgâhladı. Hep beraber sayalım…

İspanya’da yaşanan tren saldırısı, savaş karşıtlarının merkezi konumundaki İngiltere’deki tren saldırısı, Fransa’da yaşanan olaylar, yine İngiltere ve Almanya’daki “trene bomba koyma girişimi”nin fark edilmesi gibi. Tüm bunlar, Avrupa’da açık açık İslâm’a ve Müslümanlara gizliden ise Türklere yönelik istenen tepkilerin oluşmasını sağlamıştır. Son zamanlarda artan; laik medyanın ürünü İslâm’a saldırı içerikli yayınlarla, tağut Papa’nın acımasız sözlerinin tüm ayrışmalara ve çatışmalarına rağmen, adeta ‘’Kutsal Haçlı ?!!” çizgisinde buluşmaları ise; ortak düşmanları olan İslâm’a ve Türk’lere karşı, -her ne kadar kendi içlerinde çeşitli ekonomik ve siyasi çekişmeler yaşansa da- AB şemsiyesi altında, ortak bir Avrupalılık bilincinin oluşturulması çabalarıdır.

Zira geçmişte Avrupa, uzun yıllar Türkler üzerinden İslâm’la müca¬dele etmiş, haçlı orduları düzenleyerek İslâm Devletine karşı saldırılar düzen¬lemiş bir yapıya sahiptir. Ancak İslâm devleti ( Osmanlı Devleti ) hilâfet, İngilizler ve onların bir kısım Arap ve Türk ( Fettullah Gülen gibi ) ajanları tarafından kaldırıldıktan sonra kâfirler amaçlarına ulaştılar; rahat bir nefes alabildiler. İslâm topraklarını ( Osmanlı başta olmak üzere ) küfür hü¬kümleriyle hükmeden zayıf devletçikler kurmak yoluyla parçaladılar.

Bu yaptıklarıyla haçlı dünyası; İslâm’ı Müslümanların kalplerinden söküp attık¬larını zannettiler. İslâm kuvveti¬nin sadece onun yürütme organında sınırlı ol¬madığını ve Müslümanların fikirlerini batı kül¬türüyle bulaştırmalarıyla nefsi zayıf olan bazı Müslümanları kendi taraflarına çekmeleriyle de umduklarını gerçekleştiremediklerini fark ettiler. Araştırma ve yoğun çalışmaların ardından şu sonuca ulaştılar: İslâm’ın (ve dolayısıyla Müslümanların) gücünün kaynağı, İslâm akidesi ve bundan fışkıran fikirlerdir. Bu sonuç onları, planlarını yeniden gözden geçir¬meye ve geliştirmeye yöneltmiştir.

Bu yüzden, bugün başta ABD olmak üzere, İngiltere, Fransa vs. ve onların işbirlikçisi diğer haçlı devletleri; resmi kurumlarıyla beraber, yöneti¬ciler, düşünürler ve âlimler ( Fettullah Gülen gibi) ajanlarıyla da İslâm’ın özünün siyasi yönünü yok ederek, yerine dini hayattan ayırma akidesini ( laikliği ) yerleştirerek, İslâm’ı “tamamen bitirme” operas¬yonunu başlattılar. Böylelikle demokrasi, çoğulculuk, insan hakları, özgürlükler ve serbest piyasa politika¬ları gibi, fesat ve tehlike saçan belirli fikirleri önce Türklere, sonrada Müslümanlara benimsetmeye çalışmaktadırlar.

Bu faaliyetlerin başında, dinler arası ve kültürlerarası diyaloglar gibi bir takım işler gelmektedir. Ayrıca terörizm, fundemantalizm ve aşırılık ( radikalizm ) gibi fikirleri ile İslâm’ı damgala¬maya çabalamaktadırlar. Karşılarında İslâm’ın ha¬yat bulmaya yönelik çıkışlarını gör¬dükçe bu haçlı emin olunki şaşkına dönmektedirler.

Başta Zaman gurubu olan; Fettullah Gülen ve avanesi, siyasi zemindeki Rte ile beraberindeki diyalogcu tayfanın amacı İslam’ı önce Türklerin kalbinde söküp atmak sonrasında ise bölgede Hristiyan merkezinin içinden çıkamayan bir İslam peydah etmektir.

Dinler arası diyalog denen tezgah Türk milletinin bağrına saplanmış haçlı hançerinden başka hiçbir şey değildir. Amerika’da parlatılmaya çalışılan güdümlü zevat ve şakirdleri bilsinlerki bizler var olduğumuz sürece bu topraklar üstünde haçlı merkezli düşüncelerinizi yaşatamayacaksınız.

Ne Ayasofya’yı sizin gibi teslimiyetçi Vatikan uşaklarına, nede her karışından Şehid kanı fışkıran bu toprakları Rte gibi Siyonist icazetlisi sahte kabadayılara bırakacağız. Medya, siyasi zemin, Ordu, polis ve iş dünyası gibi küresel güçlerin baş kuklaları sizin ardınızda dursada, sizden korkmuyor ve meydan okuyoruz..!

Çünkü bizler arkamıza dayanak olarak beşeriyatı ve o beşeriyatın bozuk fikirlerini değil…

Bir ve var olan yüce ALLAH’ın kudretini almış bulunmaktayız.

Burada durup Fettullah Gülen ve şakirtlerine uygun bir AYET ile bitiriyorum.

“Ey iman edenler, sizden olmayanları sırdaş edinmeyin. Onlar size kötülük ve zarar vermeye çalışır, size zorlu bir sıkıntı verecek şeyden hoşlanırlar. Buğz (ve düşmanlıkları) ağızlarından dışa vurmuştur, sinelerinin gizli tuttukları ise, daha büyüktür. Size ayetlerimizi açıkladık; belki akıl erdirirsiniz.” (Al-i İmran, 118)

Hepiniz ALLAH’a emanet olun…

http://www.azapaskerleri.com [email protected]

Not: Bu yazı İslam’a yakınlığı ile bilinen bir derginin editörünün yazısından alıntılar yapılarak yazılmıştır. Yazıdaki fikir ve temayı bende duygu olarak taşısamda eserin ana kaynağı önce ALLAH sonra makaleyi yazan editördür.


Kullanıcı avatarı
Siyabend
Belawela Muhtarı
Belawela Muhtarı
Mesajlar:19658
Kayıt:15 Eki 2006 12:05
Ruh Hali:Mutlu
Cinsiyet:Erkek
Burç:Kova
Takım:Galatasaray

Mesaj gönderen Siyabend » 28 Kas 2006 11:34

Bugün Hristiyanlığa gönülden bağlı olanların ki bu bahsettiğimiz kişiler veya kurumlar muhtemelen İslam'ı bir tehdit olarak görmektedir ve buna karşı tedbir almak için de çeşitli yollara başvurmaktadır!
Çoğunlukjla bu faaliyetlerini gizlice yürüten bu güçler zaman zaman düşüncelerini açık açık söylemekten de geri çekilmezler!
Onlera tepki gösterecek bir müslüman birliği yok.
Bir de bu söylemlerle bir yerlere mesaj ulaştırıp alıştırma evresini geliştiriyorlar!
Bütün bunlar karşısında müslümanların yaptığı tek şey,cılız sayılabilecek kitlesel gösterilerdir!
Asıl tavır alması gereken ve pratikte adım atması gereken kurumlardan ise ses seda çıkmıyor.
"Özür dilesin" gibi basit bir söylemin arkasına sığınmaktan başka bir icraatleri yok!
Ki bu basit söylemin gerçekleşmesini bile başarmış değiller!
Papa,Hristiyan alemine gücünü gösterirken,
Müslümanların yöneticileri ise "diyalog" saçmalığının kuruğundan tutup
bir o yana bir bu yana savruluyorlar!

Karşımızdaki bilerek ve belli bir amaç için bir şeyler söylüyorsa,
biz de o amacın gerçekleşmemesi için aynı söylemle ve hareket tarzı ile hareet etmeliyiz!
SEYYİT
Çavuş
Çavuş
Mesajlar:67
Kayıt:16 Eki 2006 08:43

Mesaj gönderen SEYYİT » 29 Kas 2006 14:37

Ne acıdırki hristiyan alemi bügünün en güçlü devletlerine sahip.ve bu ülkeler günümüzün en çağdaş en müreffeh yaşam koşularına sahip.
ama ne acıdırki islam alemi için durum tam tersi,islam aleminde gözyaşı ölüm açlıkve sefalet hakim.
hepimizin bunu düşünmesi ve kafa yorması lazım...bizi bu hale düşüren nedenleri öğrenmemiz lazım.
niye hristiyanların etrafında birleştiği bir papaları var.ama müslümanları
temsil eden biri yok.bu durum bizim acziyetimizin en açık bir göstergesi bence...
Kullanıcı avatarı
Siyabend
Belawela Muhtarı
Belawela Muhtarı
Mesajlar:19658
Kayıt:15 Eki 2006 12:05
Ruh Hali:Mutlu
Cinsiyet:Erkek
Burç:Kova
Takım:Galatasaray

Mesaj gönderen Siyabend » 29 Kas 2006 16:59

Gerçeklerle yüzleşmekten korkuyoruz!
Her alanda yanlışlarımız var ve bu yanlışları görüp kendimizi
düzeltmeyi bir acizlik olarak göryoruz..
Neticesinde mevcut durumla karşı karşıya kalıyoruz!
narsisya
Yüzbaşı
Yüzbaşı
Mesajlar:593
Kayıt:27 Kas 2006 14:02
Cinsiyet:Kadın
Burç:Koç
Takım:Beşiktaş

Mesaj gönderen narsisya » 22 Ara 2006 16:42

eyy imanlılar surusu.... isa sızı kutsasın.. amen... papadan inciler :D :D :D :D
Piremerd
Üstteğmen
Üstteğmen
Mesajlar:413
Kayıt:07 Kas 2006 13:36

Mesaj gönderen Piremerd » 22 Ara 2006 17:57

narsisya yazdı:eyy imanlılar surusu.... isa sızı kutsasın.. amen... papadan inciler :D :D :D :D
ama yine o imanlılar sürüsü papa'yı çok sdeviyor!
bizim gibi din alimlerine gerici gözüyle bakmıyorlardır
narsisya
Yüzbaşı
Yüzbaşı
Mesajlar:593
Kayıt:27 Kas 2006 14:02
Cinsiyet:Kadın
Burç:Koç
Takım:Beşiktaş

Mesaj gönderen narsisya » 26 Ara 2006 12:13

Piremerd yazdı:
narsisya yazdı:eyy imanlılar surusu.... isa sızı kutsasın.. amen... papadan inciler :D :D :D :D
ama yine o imanlılar sürüsü papa'yı çok sdeviyor!
bizim gibi din alimlerine gerici gözüyle bakmıyorlardır
bızde nasıl dındar kesım ve kendını aydın goren kesım varsa onlardada oyle .. bızde dın buyuklerımızı sevıyoruz ona bakarsan..
Kullanıcı avatarı
Siyabend
Belawela Muhtarı
Belawela Muhtarı
Mesajlar:19658
Kayıt:15 Eki 2006 12:05
Ruh Hali:Mutlu
Cinsiyet:Erkek
Burç:Kova
Takım:Galatasaray

Mesaj gönderen Siyabend » 26 Ara 2006 12:19

sevmek başka,onun gösterdiği yolda yürümek başka bir şey...
sadece kuru sevgi ile yetiniyoruz,sonuçta din alimlerinin
hiç bir yetkisi yok günümüzde..
narsisya
Yüzbaşı
Yüzbaşı
Mesajlar:593
Kayıt:27 Kas 2006 14:02
Cinsiyet:Kadın
Burç:Koç
Takım:Beşiktaş

Mesaj gönderen narsisya » 08 Oca 2007 14:22

nasıl dın buyuklerının yetkısı olmaz gozumuzde ya? benım cevremdekı ınsanların hepsı dın buyuklerıne hakettıgı degeri verır.. kısı herkesı kendı gıbı bılırmış..
Kullanıcı avatarı
Siyabend
Belawela Muhtarı
Belawela Muhtarı
Mesajlar:19658
Kayıt:15 Eki 2006 12:05
Ruh Hali:Mutlu
Cinsiyet:Erkek
Burç:Kova
Takım:Galatasaray

Mesaj gönderen Siyabend » 09 Oca 2007 15:29

Burda sanırım şöyle bir yanlış algılama var!
Din adamlarına değer verilmiyor derken şunu kastettim,
pratikte din adamlarının sözü geçerli değil!
Herkes hocam hocam der ama gerçekte kimse o hocaların
söyledikleriyle hareket etmez!
Bir de yaşadığınız yer ile Türkiye genelini bir tutamazsınız!
Şunu herkes çok iyi bilirki dini konularda doğu daha tutucudur!
Cevapla

“Özgür Düşünce & Felsefe” sayfasına dön