Yasamini kadin haklari icin mucadeleye ayiran sari sacli, albenili, 48 yasinda, cekici ve guzel bir kadin Vildan Hanim...
Kadikoy Maarif Koleji'nin arkasindan Hukuk Fakultesi'ni bitirmis ve hukukcu olmus...
Hukukcu olan kocasi da genc, cok yakisikli ve kulturluymus, evlenip Gaziantep'e gitmis...
Vildan Hanim'in Milliyet Gazetesi'nde yayinlanan drami sonra ortaya cikiyor...
Evliliginin 3. yilinda kocasi bir baska kadinla imam nikahi kiyiyor, daha da kotusu yillarca Vildan Hanim'i degil imam nikahli ikinci esini "gercek bir kadin olarak goruyor..."
"Cunku" diyor, "Ona aldigim her hediyeden buyuk kucuk demeden mutlu oluyordu ve bana erkek oldugumu hissettiriyordu... Oysa sen arabani degistirdigimde bile bana sadece 'sagol' demekle yetindin..."
***
Babasinin ve annesinin gururu Vildan Hanim, gayet cerbezeli bir hukukcu olarak tum ulkede aktif bir kadin haklari savunucusuyken, hukukcu olarak bu mucadeleyi verirken, kocasi "kendisine erkekligini hissettirecek kadini cok daha az egitim almis bir geysa ruhlu kadinda" aradi yillarca...
Ne hazin bir oyku ya da kocanin suclanabilecegi ne ornek bir hikaye gibi gorunuyor, oysa cok daha karmasik...
Yillar once Tokya'da "Uzakdogu Kulturu" uzerine almakta oldugum birkac aylik egitimin derslerinden birinin konu basligi "Geysa kulturu"ydu...
Basligin provokatifligi, Bati Avrupa'dan ve Ortadogu'dan gelen meslektaslarimi heyecanlandirmis ve yuzlerinde "Siritkan bir ifade" belirmisti...
Geysa kulturu denince, "Kerhane kulturunden soz edilecek" zannediyorlardi...
Oysa egitmen gayet ciddiydi; "Geysalar Japon toplumunda psikiyatr gorevi gorurler...Tabii erkekler uzerinde... Bircok Japon erkegi, haftada 1 ya da 2 aksam ustu isinden cikip Geysahouse'lara gider... Orada sakisi, mezeleri ve Geysa'nin sohbetini bulacaktir... Uzun yillar icinde iyi egitim alan Geysalar bu seanslarda fazla konusmazlar, daha cok dinlemeye ozen gosterirler... Anlayisli ve sevecen davranarak agir is temposunun ve rekabetin icinden gelen erkegi rahatlatirlar... Musteri rahatladiktan sonra evinin yolunu tutar ve gercek bir Geysa'nin isi biter... Cinsel iliski zorunlu degildir... Ancak Geysa o kisiyi begenir ve iliskiye girmek isterse kendi bilecegi istir, ona kimse karismaz..."
***
Vildan Hanim, nereden bilsin ki guzel olmak, akilli olmak, cekici olmak, aktif bir is kadini olmak, "babasinin ve annesinin iyi okullarda okutularak ozenle yetistirilmis prenses" kizlari icin, mukemmel bir tablodur ama, o tablo esler ya da erkek arkadaslar icin hic bir zaman cok guzel degildir...
Erkek kendi ruhunu oksayacak kadina "kadinim" diyecektir...
Babasinin prensesi kizlar, babalarinin idolleridirler...
O idol cok iyi yetismis, akilli, bilgili, kulturlu, guzel ve bakimli bir genc kiz idoludur...
Ve o genc kiz babasinin biricik kizidir...
Annesinin ozenle yetistirdigi prensestir...
Zavalli Vildan Hanim kendisi, oyle bir kadin oldugu icin kocasindan takdir bekledigini soyluyor...
Oysa kocasi kendisini erkek olarak hissettirecek, onu takdir edecek bir kadini arzuluyor...
Herkes baska yerlerden karsisindakinin alkisini ariyor...
Ne hazin kimsenin kimseyi alkislayacak hali yok...
Herkes kendi alkisinin pesinde...
Onun dramini anliyorum...
Bilmiyor ki Vildan Hanim aslinda en kolay aldatilan erkek ve kadinlar guclu, karizmatik ya da cok guzel olanlardir...
Karsi tarafta ilk gunden itibaren agir kompleks yaparlar...
O kompleksi tatmin, ancak karsindakini aldatmayla mumkundur...
Habire aldatarak rahatlarlar ve yikik egolarini doyururlar...
Cozume gelince; bu uzun bir konudur ve biraz daha islenmeye muhtactir...
O zamana kadar Vildan Hanim'a bir ipucu vereyim...
Babasinin prensesi kizlar, hayatta kolay kolay mutlu olamazlar...
Onlar hep alkisa alismislardir...
Kendi ayaklarinin uzerinde durarak aldiklari alkisa...
Oysa yani baslarindaki erkekler, onlara kendi erkeklerini hissettirecek kadinlar aramaktadirlar...
Alkislanmayi bekleyen prenses kadinla, kadin tarafindan erkekligi yuceltilerek pohpohlanmak isteyen erkek...
Cogu zaman uzlasmaz bir durumdur...
Yataga kadar sirayet eder!..
Durum uzlasmaz bir celiski arzeder...
Reha Muhtar
Kadikoy Maarif Koleji'nin arkasindan Hukuk Fakultesi'ni bitirmis ve hukukcu olmus...
Hukukcu olan kocasi da genc, cok yakisikli ve kulturluymus, evlenip Gaziantep'e gitmis...
Vildan Hanim'in Milliyet Gazetesi'nde yayinlanan drami sonra ortaya cikiyor...
Evliliginin 3. yilinda kocasi bir baska kadinla imam nikahi kiyiyor, daha da kotusu yillarca Vildan Hanim'i degil imam nikahli ikinci esini "gercek bir kadin olarak goruyor..."
"Cunku" diyor, "Ona aldigim her hediyeden buyuk kucuk demeden mutlu oluyordu ve bana erkek oldugumu hissettiriyordu... Oysa sen arabani degistirdigimde bile bana sadece 'sagol' demekle yetindin..."
***
Babasinin ve annesinin gururu Vildan Hanim, gayet cerbezeli bir hukukcu olarak tum ulkede aktif bir kadin haklari savunucusuyken, hukukcu olarak bu mucadeleyi verirken, kocasi "kendisine erkekligini hissettirecek kadini cok daha az egitim almis bir geysa ruhlu kadinda" aradi yillarca...
Ne hazin bir oyku ya da kocanin suclanabilecegi ne ornek bir hikaye gibi gorunuyor, oysa cok daha karmasik...
Yillar once Tokya'da "Uzakdogu Kulturu" uzerine almakta oldugum birkac aylik egitimin derslerinden birinin konu basligi "Geysa kulturu"ydu...
Basligin provokatifligi, Bati Avrupa'dan ve Ortadogu'dan gelen meslektaslarimi heyecanlandirmis ve yuzlerinde "Siritkan bir ifade" belirmisti...
Geysa kulturu denince, "Kerhane kulturunden soz edilecek" zannediyorlardi...
Oysa egitmen gayet ciddiydi; "Geysalar Japon toplumunda psikiyatr gorevi gorurler...Tabii erkekler uzerinde... Bircok Japon erkegi, haftada 1 ya da 2 aksam ustu isinden cikip Geysahouse'lara gider... Orada sakisi, mezeleri ve Geysa'nin sohbetini bulacaktir... Uzun yillar icinde iyi egitim alan Geysalar bu seanslarda fazla konusmazlar, daha cok dinlemeye ozen gosterirler... Anlayisli ve sevecen davranarak agir is temposunun ve rekabetin icinden gelen erkegi rahatlatirlar... Musteri rahatladiktan sonra evinin yolunu tutar ve gercek bir Geysa'nin isi biter... Cinsel iliski zorunlu degildir... Ancak Geysa o kisiyi begenir ve iliskiye girmek isterse kendi bilecegi istir, ona kimse karismaz..."
***
Vildan Hanim, nereden bilsin ki guzel olmak, akilli olmak, cekici olmak, aktif bir is kadini olmak, "babasinin ve annesinin iyi okullarda okutularak ozenle yetistirilmis prenses" kizlari icin, mukemmel bir tablodur ama, o tablo esler ya da erkek arkadaslar icin hic bir zaman cok guzel degildir...
Erkek kendi ruhunu oksayacak kadina "kadinim" diyecektir...
Babasinin prensesi kizlar, babalarinin idolleridirler...
O idol cok iyi yetismis, akilli, bilgili, kulturlu, guzel ve bakimli bir genc kiz idoludur...
Ve o genc kiz babasinin biricik kizidir...
Annesinin ozenle yetistirdigi prensestir...
Zavalli Vildan Hanim kendisi, oyle bir kadin oldugu icin kocasindan takdir bekledigini soyluyor...
Oysa kocasi kendisini erkek olarak hissettirecek, onu takdir edecek bir kadini arzuluyor...
Herkes baska yerlerden karsisindakinin alkisini ariyor...
Ne hazin kimsenin kimseyi alkislayacak hali yok...
Herkes kendi alkisinin pesinde...
Onun dramini anliyorum...
Bilmiyor ki Vildan Hanim aslinda en kolay aldatilan erkek ve kadinlar guclu, karizmatik ya da cok guzel olanlardir...
Karsi tarafta ilk gunden itibaren agir kompleks yaparlar...
O kompleksi tatmin, ancak karsindakini aldatmayla mumkundur...
Habire aldatarak rahatlarlar ve yikik egolarini doyururlar...
Cozume gelince; bu uzun bir konudur ve biraz daha islenmeye muhtactir...
O zamana kadar Vildan Hanim'a bir ipucu vereyim...
Babasinin prensesi kizlar, hayatta kolay kolay mutlu olamazlar...
Onlar hep alkisa alismislardir...
Kendi ayaklarinin uzerinde durarak aldiklari alkisa...
Oysa yani baslarindaki erkekler, onlara kendi erkeklerini hissettirecek kadinlar aramaktadirlar...
Alkislanmayi bekleyen prenses kadinla, kadin tarafindan erkekligi yuceltilerek pohpohlanmak isteyen erkek...
Cogu zaman uzlasmaz bir durumdur...
Yataga kadar sirayet eder!..
Durum uzlasmaz bir celiski arzeder...
Reha Muhtar
