Halide Edip Adıvar

Cevapla
Kullanıcı avatarı
Siyabend
Belawela Muhtarı
Belawela Muhtarı
Mesajlar:19658
Kayıt:15 Eki 2006 12:05
Ruh Hali:Mutlu
Cinsiyet:Erkek
Burç:Kova
Takım:Galatasaray
Halide Edip Adıvar

Mesaj gönderen Siyabend » 09 Nis 2008 21:59

Adıvar'ı (1882-1964); Türk Roman tarihinde öne çıkan ve romancılığımızın önemli köşe taşlarından biri olmayı başarmış ilk kadın yazarımız olarak kabul edebiliriz. Çok sayıda eser vermiştir ve bu eserler, uzun bir döneme yayılmanın yanı sıra Adıvar'ın duyarlılığının etkisiyle de içerik açısından oldukça değişmiştir. Bu nedenle, eserlerini üç dönemde inceleyebiliriz.

Birinci grupta yer alan Seviye Talip (1910), Handan (1912), Kalp Ağrısı (1924) gibi eserlerinde; bireysellik, psikolojik aşk ön plandadır dar bir çerçeve içinde geçerler. II. Meşrutiyet döneminde bu tarz konuları ele alırken, Osmanlı'nın yaşadığı Balkan Savaşları, ardından I. Dünya Savaşı, Halide Edip'teki değişimleri hazırlayan ilk önemli olaylardır. Milli Mücadele ise, onun topluma bakışını ve romanlarının içeriğini oldukça değiştirmiştir.

Daha önceleri, aldığı eğitimin de etkisiyle, Amerikan ve İngiliz kültür yansımaları görülürken, şahit olduğu olaylar ( Anadolu'yu keşfeden aydın yazarlardandır; savaşı İstanbul'dan izlememiş, cephede hemşirelik gibi aktivitelerde bulunmuş, yazdıklarıyla geniş kitleleri uyandırmak istemiştir. Çeşitli mitinglerde konuşmuştur; en önemlisi Sultanahmet'tekidir ) onu adeta uyandırır, kadını sadece aşk vasıtası olarak algılamaktan vazgeçer, her anlamda mücadeleci kadını ele alır, gittiği yerlerdeki insanları, mekanı oldukça ayrıntılı verir.

Bu dönemi yansıtan eserleri Ateşten Gömlek (1922), Vurun Kahpeye (1923), İzmir'den Bursa'ya (hikaye,Yakup Kadri, Falih Rıfkı, Mehmet Asım ile birlikte, 1923), Dağa Çıkan Kurt'tur (hikaye,1922). Bu eserlerin edebi değerlerinin çok yüksek olduğu söylenemez; ama dönemi yansıtmaları bakımından önemlidirler. Savaştan sonra, siyasetle de ilgilenmiş, bu yüzden 1924-39 yılları arasında yurtdışında yaşamak durumunda kalmıştır.

Üçüncü aşamayı ise başlı başına Sinekli Bakkal (İng. Basımı; The Clown and His Daughter: Soytarı ve Kızı,1936) oluşturuyor diyebiliriz. Panaromik bir romandır ve II. Abdülhamit Dönemi'den Meşrutiyete kadar süreci ele alıp toplumdan bir kesimin hayatını yansıtır. Siyasal, dinsel, toplumsal, kültürel sorunlar iç içedir. Adıvar'ın ne tek taraflı, ne de tamamen duygusal bakışını görebiliriz bu romanda; 19. yy. gerçekçi romanı tekniğiyle, realist bir roman yazmıştır.

Geçmişe eskisi olumsuz bakmaz, onun bazı değerlerini benimseyip bugüne taşır ve bunları Batı Kültürü'yle harmanlayabilmenin örneklerini sergiler, bu onun aynı zamanda olgunluk dönemi düşünceleridir. Bu romanın devamı mahiyetinde Tatarcık'ı (1939) yazmıştır, Cumhuriyet döneminin gençlerini yansıtır.

Pek çok yazar gibi o da II. Dünya Savaşı'ndan etkilenmiştir ve bu dönemin İstanbul'unu Sonsuz Panayır (1946) adlı romanında anlatır.Öteki romanları ise şunlardır ve son romanlarını "devir" romanları olarak adlandırabiliriz: Yeni Turan (1913), Mev'ud Hüküm (1918), Son Eseri (1919), Raik'in Annesi (1924), Zeyno'nun Oğlu (1928), Yol Palas Cinayeti (1937), Döner Ayna (1954), Akile Hanım Sokağı (1958), Hayat Parçaları (1963), Sevda Sokağı Komedyası (1971), Çaresaz (1972), Krim Usta'nın Oğlu (1974), Heyula (1974).

Öbür hikayeleri: Harap Mabetler (1911), Kubbede Kalan Hoş Seda (1974). Bunların yanında Adıvar, Mor Salkımlı Ev (orjinali: Memories of Halide Edip-1926, (1963) ve Türk'ün Ateşle İmtihanı (orjinali: The Turkish Ordeal-1928, (1962) adlı yapıtlarında anılarını toplamıştır.


Cevapla

“Şair ve Yazarlar” sayfasına dön