Türkiye’nin Kırım’daki Tehlikeli Oyunu

Paylaşmak istediğiniz her şey
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Siyabend
Belawela Muhtarı
Belawela Muhtarı
Mesajlar:19658
Kayıt:15 Eki 2006 12:05
Ruh Hali:Mutlu
Cinsiyet:Erkek
Burç:Kova
Takım:Galatasaray
Türkiye’nin Kırım’daki Tehlikeli Oyunu

Mesaj gönderen Siyabend » 02 Eyl 2008 16:40

Türkiye, Kafkasya çatışması ile ortaya çıkan politik karmaşa ve dengelerin rantından yararlanma peşinde. Çatışmanın daha ilk gününden krizi yöneterek iki tarafı dengeleme siyaseti güden ve jeopolitik konumunu pazarlayarak gerginliğin rantından yararlanmaya çalışan Türkiye, şimdi Rusya’nın baskısı altında.

Türkiye’yi ziyaret eden Rusya Dışişleri Bakanı Türkiye’den Karadeniz ve Kafkasya’daki politikalarında daha dikkatli olmasını istiyor. Türkiye Kendini müttefiki NATO ile komşusu Rusya arasında kalmış iyi niyetli bir mağdur gibi gösterse de özünde son bir yıldır Gürcistan ordusunun modernizasyonunu ve eğitimi üstlendiği ayrıca Gürcistan’a hava sahası imkânı sağlayarak Rusya’ya karşı güçlendirdiği biliniyor.

Türkiye bir yandan boğazlar ve Karadeniz üzerindeki kartlarını da kullanarak Truman’dan bu yana kullandığı ancak Irak’taki gelişmelerle sekteye uğrayan Amerikan yardımlarından yararlanmaya çalışırken, bir yandan da Rusya ile ilişkilerini bozmadan dış ticaretteki gelirlerini korumaya çalışıyor. Ancak Rusya Türkiye’yi daha fazla ileri gitmemesi için uyarıyor.

Gerginlik boyunca 1952 den beri üyesi olduğu NATO ile Rusya arasında bu çıkarlara dayalı bir denge kurmaya çalışsa da gerginlik artıp saflar netleştikçe Türkiye, Batılı ittifakları ile kuzey komşusu arasında seçim yapmak zorunda kalacak. Şüphesiz o zaman gerginliğin rantı kadar zararları ile de yüz yüze gelecektir.

RUSYA İLE GİZLİ GERGİNLİK

Türkiye, ABD yardımlarının kesilmesinden sonra Rusya ile ekonomik ilişkilerini kısmen geliştirse de Kafkas ve Orta Asya’daki Türk ve İslam zeminin kullanarak müdahale arayışlarından dolayı hep Rusya ile sorunlar yaşadı. Özelikle son bir yılda Gürcistan ordusunun NATO standartlarına göre eğitilmesinde İsrail ile birilikte önemli görevler üstlendi. Yine Gürcistan’daki Vaziyanni havaalanını yaparak NATO’ya saha açtı.

Rusya ile Gürcistan arasında baş gösteren çatışmadan çok önce ABD ve NATO’nun Gürcistan operasyonlarına açık ve gizli destek veren Türkiye, uzun süredir Rusya ili de gizli bir gerginlik yaşıyor. Sadece Gürcistan’daki operasyonlara destek vermekle değil aynı zamanda Ukrayna üzerindeki Rus-NATO kapışmasında da önemli roller üstleniyor. Türkiye Kırım içindeki Müslüman Tatarlara destek vererek buradaki Ukrayna karşıtı Rus nüfusunu dengelemeye çalıştı. Hatta bu konuda Rusya’nın eski askeri diplomatı İvaşov Türkiye’nin anti Rus hareketlere silah desteği verdiğini iddia ediyr.

KIRIM’DA TÜRKİYE’NİN HESAPLARI

Oysa, Kırım’ın liman kenti Svastopol Karadeniz de son derece önemli bir jeostratejik niteliği bulunuyor. Sovyetlerin dağılmasından sonra Ukrayna’ya bırakılan Kırım halen Rusya’nın Karadeniz donanmasının bulunduğu önemli bir merkez. Kırım, Tatarlar kadar Rus nüfusunun da bulunduğu bir merkez. Rusya buradaki nüfuzunu kullanarak varlığını sürdürmeye çalışırken Türkiye’nin buradaki Müslüman tatarları Ruslara karşı kışkırtması da farklı bir sorun teşkil ediyor.

Türkiye Rusya ile Batı arasındaki gerginliği uzun süredir istiyordu. Çünkü Türkiye bu çelişkilerin azalmasıyla jeostratejik öneminin azaldığını gördü. Türkiye bu konuda sadece jeostratejik bir konuma sahip değil, Kafkasya, Orta Asya ve hatta Rusya’nın içlerine kadar uzanan etnik avantajlarının yarattığı Jeopolitik pozisyonunu da pazarlayabiliyordu.

ABD YARDIMLARIYLA YAŞAYAN BİR CUMHURİYET

NATO’da Rusya ile bu tür sorunlar yaşadığında Türkiye’nin kendi yanında yer almasını önemsiyor. Zaten ordusu da NATO tarafından Rusya’ya karşı bu kadar büyütülerek donatılmıştı. Yine onun içeride ve dışarıdaki gücünün korunması için askeri darbeler desteklenerek konumunun sürekli güçlendirilmesi sağlanmıştı.

Sadece Türk ordusu değil Türkiye Cumhuriyeti soğuk savaşın getirilerinden yararlanarak ayakta durmaya çalıştı. Cumhuriyette ne güçlü bir hammadde kaynağı vardı nede ağır sanayi hamlesi yapabildi. Ancak ABD’nin Truman Doktrini yardımına koştu. Avrupalılar Truman gelirlerini sadece sanayilerini onarmada kısa bir süre yararlandılar. Ancak Türkiye cumhuriyeti bu yardımlarla yaşadı ve devletleşti.

Cumhuriyet soğuk savaşın politik ortamında ortaya çıkan Truman doktrininin yardımlarıyla ekonomisini kurumlaştırdı. Bu yüzden de Türkiye uzun süre bu yardımlara dayalı yürüttüğü devletçi politikayla yaşadı.

Türkiye’ye 1947 – 1951 Tarihleri arasında gerek bu doktrinden gerekse de 6 Ekim 1949 tarihinde imzalanan Karşılıklı Savunma Yasası çerçevesinde 400 milyon dolara ulaşan Amerikan Askeri yardımı ulaşmıştı. 1960 ve 1970’lerde Kıbrıs müdahalesi ve ABD-SSCB arasındaki yumuşama, daha sonra Ortadoğu’daki gelişmeler ABD’nin Türkiye’ye verdiği kredilerin azalmasına bu da Türkiye’nin büyük sıkıntılar yaşamasına yol açmıştı.

Yine Körfez krizi sırasında Türkiye’nin üs olarak kullanılması ile ABD den 100 milyon dolarlık ticari yardımı, 490 milyon dolarlık askeri destek ve 320 milyon dolarlık hibe almıştı. 2000 yılından sonra da IMF eliyle 15 milyarlık bir kredi aldı. Ancak Türkiye ABD’nin Irak Müdahalesi sırasında ilişkilerinin bozulmasıyla birlikte bu yarımlardan yeterince yararlanamıyordu. İşte Türkiye’nin Rusya ile Batı arasında korumak istediği denge ve ilişkiler yeniden ABD’nin bu yardımlarından yararlanma amacını taşıyor.

RUSYA İLE AĞIR SORUNLAR

Aslında Türkiye son yıllarda Rusya içinde enerji güvenliği açısından dolayı önemli bir ülke olarak görülüyordu. Özellikle Irak müdahalesinden sonra Rusya Türkiye’nin nötrleşmesi için önemli bir çaba harcadı. Türkiye ile olan ticareti güçlendirdi. Ancak Türkiye’nin NATO ile birlikte Kafkas ve Orta Asya’da düzenlediği operasyonlardan vazgeçmemesinden dolayı özellikle son aylarda ağır sorunlar yaşıyordu.

Özellikle Gürcistan’a verdiği aktif desteği anlayan Rusya ilk etapta Türkiye ile olan ekonomik ilişkilerini sınırlandırmaya gitti. Türkiye’nin Gürcistan Krizi sırasında anlamsız biçimde ortaya attığı Kafkasya planı, ilişkilerinin krize sürüklenmesini önlemek içindi. Rusya bu planın anlamsızlığını bildiği halde Türkiye ile olan ilişkilerini bu gerekçeyle durdurmadı.

Ancak NATO’nun Gürcistan’a yardım adı altında Karadeniz’e gönderdiği deniz gücünün giderek artması üzerine ilişkiler çok daha fazla gerilmeye başladı. Bunun üzerine Rusya Genelkurmay Başkan Yardımcısının ağzından aralarında Türkiye’nin de bulunduğu bir dizi NATO ülkesinin savaş gemilerinin bölgedeki faaliyetleri konusunda uyarılarak, Montrö Boğazlar Sözleşmesi hatırlatıldı. Bu gemilerin burada 21 günden fazla kalmamalarını istedi. Yine Rusya NATO savaş gemilerinin takibe aldığını açıkladı. Şüphesiz Rusya için Karadeniz sadece kendi güvenlik sahası değil aynı zamanda önemli bir enerji hattı.

İNÖNÜ’NÜN SÖZÜ

Ama Rusya Ankara’nın bir kez daha soğuk savaşın öncü sahası olmaması için oldukça soğukkanlı bir tepki gösteriyor.

Türkiye soğuk savaşın rantından faydalanmak ve yeniden Amerikan yardımlarından yararlanmak için ağırdan da alsa üyesi olduğu NATO’nun Rusya ya karşı düzenleyeceği tüm operasyonlara aktif katılım gösterecektir. Bunu ağırdan yapması da yukarda belirttiğimiz yardımları yeniden elde etmek için olacaktır. Ancak Ankara Rusya’nın potansiyel tepkisini de hesaplamak zorunda. Bunun için eski dış politika kurdu İsmet İnönü’nün “Büyük güçlerle yatağa girerken dikkatli olmak gerek” sözünü hatırlamalı. Hele hele iki büyük güçle yatılacaksa daha dikkatli olmasında yarar var.

ANF NEWS AGENCY


Cevapla

“Serbest Kürsü” sayfasına dön