İntihar komandosu Bush!

Beğendiğiniz veya eleştirdiğiniz yazılar
Cevapla
Piremerd
Üstteğmen
Üstteğmen
Mesajlar:413
Kayıt:07 Kas 2006 13:36
İntihar komandosu Bush!

Mesaj gönderen Piremerd » 12 Oca 2007 14:28

ABD, Türkiye'ye Irak'ta rol vermiyor


ABD Başkanı yeni Irak politikasını açıkladı. Bush intihar komandosuna benziyor. Hem kendini, hem de bölgeyi havaya uçurabilecek bir adım attı. Kürtlere ne kadar güven duyduğunu gösterdi ve Türkiye’ye fiilen bir rol vermek istemediğini gösterdi. Peki, şimdi biz ne yapmalıyız ?


Başkan Bush’un açıkladığı yeni Irak politikasını ben “İntihar Komandolarına” benzetiyorum. Öylesine adımlar atmaya hazırlanıyor ki, eğer başaramaz ve fitil ateşleniverirse, hem kendi gidecek, hem de bölge darmadağın olacak.



Her şeyden önce, Bush “ben kazanmadan Irak’tan çekilmek istemiyorum”diyor.Ancak bunu da, sadece Bağdat’ı yaşanabilir bir kente dönüştürmekle sağlamaya çalışıyor.



Tüm tavsiyelere ve ülkede esen havanın aksine, askerini çekmek yerine, Bağdat’ın 17 mahallesine , ek 21 bin asker yollayacağını açıklıyor. 21 bin askerle işlerin birden bire düzelmeyeceği biliniyor. Bunlar, hem Irak güvenlik güçlerini hazırlayacaklar , hem de Bağdat’ı yaşanabilir hale sokacaklar. Sırf bunun için, 10 bin peşmerge’ye de rol verilmesi planlanıyor. Bu karar, Bush yönetiminin Kürt’lere duyduğu güveni göstermesi açısından da çok ilginç



Bush’un diğer önemli bir adımı, istiladan hemen sonra görevlerinden alınan eski Baas partili yöneticilere tekrar yönetime getirme kararı. ABD Başkanı, bu kararıyla, eski tutumunda hata ettiğini de kabulleniyor.



Bunlar ve bunun gibi son kararlar, Başkan Bush’un pes etmeye hiç niyeti olmadığını gösteriyor. Gerilemek veya çekilmeyi kabul etmiyor. Aksine, strateji değişiklikleri tümüyle saldırgan bir Bush imajı çiziyor. ABD Başkanı, Irak’ın bölünmemesini en önemli hedefi olarak gösteriyor. Büyük olasılıkla da, kasım’dan itibaren yavaş yavaş çekilme sürecini başlatacak.



Şimdi herkesin sorduğu soru aynı : Peki bu adımlar, sorunların çözümüne yardım edecek mi ?



Doğrusunu söylemek gerekirse, sonucun nasıl çıkacağını kimse bilmiyor. Eğer ABD, bundan önceki hatalarını tekrarlamazsa, 2008’den sonra Irak’ta istikrarın yerleşmeye başlayabileceği ileri sürülüyor.

Bush’un açıklaması, belki halen yaşanmakta olan büyük kaosu bir oranda yavaşlatabilir, kan dökülmesini azaltabilir , ancak sorunu temelinden çözeceği izlenimini vermedi.

* * *



ABD,TÜRKİYE’Yİ DEVRE DIŞI TUTMAK İSTİYOR…



Başkan Bush’un açıklaması, Washington’un Türkiye’yi fiilen işin içine sokma niyeti olmadığını, hatta Türkiye’nin öncelikli olarak ön plana çıkarttığı bazı konuları da fazla ciddiye almadığını gösteriyor.



Başbakan’ın, son gurup toplantısında yaptığı konuşmada değindiği noktaları göz önüne alırsak, Bush yönetiminin yeni yaklaşımında Türkiye yok.



Washington, Türkiye’nin giderek yükselen tonunun farkında, ancak bu aşamada, Kürtlerle işbirliğini ön plana çıkarmayı tercih ettiği izlenimini veriyor. Kerkük’ün, altındaki petrolü veya üstündeki topraklarıyla tamamen Kürt’lerin elinde kalmasını istemese dahi, Türkiye’yi işin içine sokarak, Kürtleri ayaklandırmamayı tercih ediyor.



Gelelim PKK konusuna…



ABD, PKK sorununun, Kandil dağının temizlenmesiyle birlikte çözüleceğine inanmıyor. Kuzey Irak’taki PKK militanlarının askeri güçle yerlerinden çıkarılmalarının yaratacağı çalkantıdan da çekindiği anlaşılıyor. Bundan dolayı, Türkiye’nin de harekete geçmesini, örneğin bir genel af ile, ortak harekata katkıda bulunmasını arzuluyor. Ankara da, böyle bir yaklaşımı kabul etmiyor. Tıkanıklık işte bundan kaynaklanıyor.



Bush, Türkiye’yi İran ve Suriye ile ilişkilerde de devreye sokma niyetinde değil.



Bunda, Ak Parti hükümetinin İran ve Suriye’ye farklı yaklaşımının rol oynadığını söyleyebiliriz. Zira görüldüğü kadarıyla Başkan Bush, İran ve Suriye ile uzlaşmayı değil, tam aksine sert bir tepki vermeyi planlıyor.



Eğer gelişmelere gerçekçi bakmamız gerekirse, Türkiye sürekli kırmızı çizgi çizmekten vaz geçmesi gerekiyor. Ankara, gayet tabii görüşleri açıklayacak ve neleri kabul, neleri reddedeceğini açıklamalı. Ancak bunu yaparken kullanılan ses tonunu iyi ayarlamalıyız. Zira kamu oyunda yaratacağımız yanlış bir beklenti, ülkemizi çok daha büyük zararlara uğratabilir.



Tehditkar konuşmak, “şunu yaparsanız, biz de bununla karşılık veririz” söyleminde ısrar etmek, yanlış hesaplarla hareket etmek, yanıbaşımızdaki yangını körüklemekten başka hiçbir işe yaramaz.

M.Ali BİRAND


Cevapla

“Köşe Yazıları” sayfasına dön