Töreyi Anlamaya Çalışmak

Beğendiğiniz veya eleştirdiğiniz yazılar
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Siyabend
Belawela Muhtarı
Belawela Muhtarı
Mesajlar:19658
Kayıt:15 Eki 2006 12:05
Ruh Hali:Mutlu
Cinsiyet:Erkek
Burç:Kova
Takım:Galatasaray
Töreyi Anlamaya Çalışmak

Mesaj gönderen Siyabend » 09 May 2009 12:17

En doğrusu yine Ayşe Arman demiş. “Onlar Türkiye Vatandaşışsa, ben değilim gibi geliyor. Ortak hiçbir yanım yok o zihniyetle. Kendimi özdeşleştiremiyorum. Üzülüyorum o kadınlara, çocuklara ama ne yapılır bilemiyorum. Acı ama hayatıma Türkiye’nin o bölümünü yok sayarak devam edeceğim”.

Hepimizin yaptığı ve yapacağı gibi... Ay aman nasıl böyle konuşulur, bu nasıl bir duyarsızlık falan hiç demeyin. İdeal değil belki ama gerçek tam da budur. Bu ülkenin bir yanı uzay çağını yaşarken bir yanı taş devrini yaşıyor. Evet bildiğin taş devri. Mardin şehir merkezini görürsün, zamanıda medeniyetin ağa babası gelmiş (sonra tekrar gitmiş) ama köyü bildiğin taş devri.

“50 çocuk anneler gününü annesiz kutlayacak” demiş Ayşe yazısının sonunda ama anneler gününü “anneli” de hiç kutlamadılar ki zaten.

Ne “anneler günü”, ne “kutlama”sı?

Ölen çocukların suçu “var” olmaları. Zira amaç çok belli: Söz konusu ailenin soyunu kurutmak.

Her şey olduğu yerde anlam ifade ediyor. Bizim manasız, tırıvı şeyler onlar için hayatlarının tek manası. Bizim dert etmeyi aklımıza bile getirmeyeceğimiz şeyler onlar için savaş nedeni.

Bizim için “çok manalı” şeylerin onlar için “tırıvı” olması gibi.

Aynı dünya, aynı ülke üzerinde ayrı çağların, ayrı devirlerin insanlarıyız.

Hiç karışmamak en iyisi diyesim geliyor. Zira karıştık da çok mu iyi oldu, hiç emin değilim. Köyün ismini değiştirip “Bilge” koymak dışında neye yaradı o karışmalar, düşünmekteyim.

İşte o kadar uzak, o kadar yabancı yerler için dökülüyor bütün kanlar. Gitmediğimiz, gitmek istemediğimiz, “Türkiye’nin yok sayarak” hayatımıza devam ettiğimiz yerler için.

Bütün şahinlenmeler oraları için. O sevmediğimiz, ortak hiçbir tarafımız olmayan yerler için.

Burada bunu en az yirmi kere yazdım: O zaman niye?




***



Türkçe ağla diye dipçikle dürtülen anneler

Bu hükümetin muhtemelen tek beğendiğim adamı. O da zaten onlardan değil. Ama öyle bir tek ki bütün böyle “tek”leri barındırmayan hükümetleri silip süpürüyor.

Şöyle demiş Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay Uçan Süpürge Kadın Filmleri festivalinde:

“80’li yıllar, Türkiye’nin bir büyük tuzaktan geçerek bir büyük çukura düştüğü ve hala içinden çıkmak için çırpındığı en karanlık yıllarıdır.

Bu ülkede insanlar ne kadar akılsız olmalı ki bunca darbe yaşandıktan sonra bir darbeci generale dünyanın başka ülkesinde katil muamelesi yapılırken, ülkemizde ressam-sanatçı muamelesi yapıldığını yaşadık biz. Başka ülkelerde yargıdan kurtulmak için bunak rolünü yaptılar, bizim ülkemizde hala alkışlanabiliyorlar. Bununla Türkiye kendi içinde, yüreğinde mutlaka hesaplaşmalıdır.

Bu ülkede insanlar demokrasiden, insan haklarından, halk oyunun her şeyin üstünde olduğundan hiçbir zaman ödün vermezse, Türkiye kültürle, sanatla, bilimle Atatürk’ün gösterdiği çağdaş uygarlık düzeyine ancak yürüyebilir. Yolumuzu demokrasi aydınlatabilir, insan hakları aydınlatabilir. Bu ülkede insanlara, ölen çocuklarına ağlayan annelere ’Türkçe ağla’diye dipçikle vurulduğu yılları hafızamızdan çıkarıp da nasıl bu ülkede insanlar hala ilericilik adına darbe kışkırtıcılığı ve ’ordu göreve’pankartları açabilirler ve yapabilirler, bunu akılla tarif etmek mümkün değil. Bu ülkede demokrasi var ve sadece demokrasi var.”

Henüz yok ama var diye düşünürsek belki olur.

Mutlu Tönbekici


Kullanıcı avatarı
Siyabend
Belawela Muhtarı
Belawela Muhtarı
Mesajlar:19658
Kayıt:15 Eki 2006 12:05
Ruh Hali:Mutlu
Cinsiyet:Erkek
Burç:Kova
Takım:Galatasaray

Re: Töreyi Anlamaya Çalışmak

Mesaj gönderen Siyabend » 09 May 2009 12:52

Töreyi anlamaya çalışmakmış..
Tutturmuşsunuz töre cinayeti.Bunun töre cinayeti ile yakından uzaktan bir bağı olmadığını Mısır'daki sağır sultan duydu ama ne yazıkki bu olayı töre cinayeti ile örtbas etmek isteyenlerin oyununa başkalarıda ortak oluyor.

Amerika'da adam eline pompalı tüfeği alıp okula dalıyor ve "katliam" yapıyor
kimse çıkıp bu nasıl töre demiyor.
Avrupa'nın herhangi bir ülkesinde bir adam yıllarca öz çocuklarına tecavüz edip hamile bırakıyor ve doğan çocukları öldürüyor ama kimse buna da töre demiyor.Taş devrinde yaşıyor demek kimsenin aklına gelmez.

Sözkonusu olan Güneydoğu veya Kürt ise kıyamet kopar.
Bir tavuk öldürülse birileri çıkıp hemen bu töre cinayeti ve namus cinayeti olabilir mi ortaya bir soru atar? Kuyuya bir deli tarafından atılan taş gibi işin yoksa bunu birilerine anlatmaya çalış..

Adam üniversitede öğretim üyesi kalkıp "Diyarbakır'da genç kızlar kot pantolon giydiği için öldürülüyor" diye saçmalıyor.

Bir avukat çıkıp Güneydoğu için "Devrim kanunları"nın tekrar uygulanmasını istiyor..

Ve son noktayı da çok değer verdiğim Mutlu Tönbekici koymuş..
Taş devrinde yaşıyormuşuz!

Çağdaş olacağız diye çıplaklar kampının varolduğu batı da uzay çağını yaşıyormuş!

Hayatımda bu kadar haksız bir analiz görmedim!

Burada yaşayan insanlardan bilgi alıp değerlendirme yapacağınıza kendi kafanızda kurguladığınız yaşam tarzımıza şuursuzca saldırıyorsunuz!

Kimse bir başkası gibi olmak zorunda değil.

Mutlaka yanlış törelerimiz vardır.Ama bu Kürtlere özgü bir durum değil.Türkiye'nin batısında da yanlış töreler var.Dahası dünyanın her yerinde yanlış töreler hala var.

Bütün bunları görmezlikten gelip "Biz uzay çağındayız,onlar taş devrinde bize uzak dursunlar demek" hiçte insani bir düşünce değil.

Eğer hala bazı yerlerde ağalık sistemi varsa veya koruculuk sistemi ile yeni ağalıklar kurulmuşsa bunun tek bir sorumsusu var o da devlet sistemi...

Güçlü ailelere toprak verip "ben burada isyan istemiyorum" diyen sistem ile köylülere silah verip" yeterki PKK olmasın da ne yapıyorsanız yapın" diyen sistem aynı sistemdir.

Yanlış törelerimiz var ama bu yanlışların üzerinde duvar örüp bir taş ile birkaç kuş vurmayı arzulayan vampir sistemi de görmek gerekir.

Mardin'de yaşanılan son olay herkesi üzmüş olabilir ama en çok Mardinliler üzüldü..Üzüntümüz bununla kalmadı.Topyekün dışlanmaya çalışılan bir halk olarak daha çok üzüldük.

Biz taş devrinde yaşamaya devam ediyoruz ve uzay çağında yaşayan insanlardan rica ediyoruz "Lütfen bizi uzaylı yapmaktan vazgeçin"..
Heval
Yarbay
Yarbay
Mesajlar:3444
Kayıt:23 Eki 2006 08:59
Ruh Hali:Mutlu
Cinsiyet:Erkek
Burç:Terazi
Takım:Galatasaray

Re: Töreyi Anlamaya Çalışmak

Mesaj gönderen Heval » 09 May 2009 13:14

Muhtar fikrine zikrine yüreğine sağlık ,,

Mardinli gençler de hatta bütün Kürt gençleri de söylemek isteyip söyleyemedikleri bir şeyler var.. Haykırmak istiyorlar dünyaya gerçekleri, bölgede ne olup ne bittiğini bütün detaylarıyla anlatmak istiyorlar ama kimsenin duymayacağını biliyorlar. Duymazdan gelineceğini biliyorlar , güvenecek kimse kalmadı çünkü, dertlerini anlatacak kimseleri ama hiç kimse yok. Her yerden bir örgüt,her yerden bir teşkilat ve her yerden çıkar amaçlı kurulan kan emici vampir gruplar çıkıyor..

Ama gençler her şeye rağmen birbirlerine güveniyorlar , ve her şeye rağmen bir gün seslerini duyuracaklar , gerekirse kafalarına vura vura kafalarına sokacaklar.. Sistemin yarattığı yağmacı grupların yaptığı vahşetlerin töre olmadığını anlayacaklar.

Ve yazar diye köşe yazarı diye düşünür diye geçinen bu mahlukatların aslında hiç düşünmediklerini ve birer fotokopi makinesi olduklarını anlayacaklar.
Kullanıcı avatarı
Siyabend
Belawela Muhtarı
Belawela Muhtarı
Mesajlar:19658
Kayıt:15 Eki 2006 12:05
Ruh Hali:Mutlu
Cinsiyet:Erkek
Burç:Kova
Takım:Galatasaray

Re: Töreyi Anlamaya Çalışmak

Mesaj gönderen Siyabend » 09 May 2009 14:00

Bu yazıyı okuyunca büyük bir hayalkırıklığı yaşadım.
Herhangi bir yazar yazmış olsaydı bu kadar üzülmezdim.
Mutlu Tönbekici'nin bunu yazmış olmasına hala inanamıyorum.

Mevzuya dönersek dünyada var olmuş bütün halklar belli bir süre bir topluluğun baskısıyla yaşamış olabilir ama uzun süreli ve çeşitli toplulukların baskısı altında yaşamaya çalışan halkları düşünmeye başlarsak Kürtlerden başka bir topluluğu bulmak pek mümkün olmayacak gibi.

Bugüne kadar dünya adaleti Kürtler için hiçbir şey yapmamıştır.Bundan sonrası için de açıkçası pek ümitli değilim.
Kendi başımıza denizden çıkabilirsek çıkacağız
çıkamazsak artık hesabı Allah görecektir..
Cevapla

“Köşe Yazıları” sayfasına dön