Diyarbakır Zindanı dosyası açılıyor

[ANTER]

İnsanlık tarihinin en vahşi uygulamalarının yaşandığı Diyarbakır Zindanı dosyası açılıyor. 12 Eylül döneminde Diyarbakır Askeri Cezaevi'nde yaşanan, ancak hâlâ tam olarak aydınlanmamış cezaevi vahşetinin sorumlularının tespit edilmesi, yargılanmalarının sağlanması ve kamuoyuna teşhir edilmesi için 'Diyarbakır Cezaevi Gerçeğini Araştırma ve Adalet Komisyonu'nun kuruluşu açıklanacak. Komisyonun kuruluşu 12 Eylül'de Diyarbakır Zindanı'nın önünde yapılacak basın açıklamasıyla duyurulacak. Açıklamaya, Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, Prof. Dr. Tahsin Yeşildere, Prof. Dr. Baskın Oran, Prof. Dr. Gençay Gürsoy, Dr. Necdet İpekyüz, Tarık Ziya Ekinci, Seydi Fırat, Derya Sazak gibi tanınmış simalar da katılacak. Diyarbakır Cezaevi'nde yaşananlarla yüzleşmenin toplumsal barış açısından çok önemli bir kilometre taşı olacağını kaydeden 78'liler Türkiye Girişimi Sözcüsü Celalettin Can, 1980-84 yılları arasında Diyarbakır Cezaevi'nde insan hakları değil, insanlık suçu ihlali yaşandığını vurguladı. Can, 'Kürtlerin en aydın, en geleceğe dönük şahsiyetlerini imha etme politikası izlediler' dedi.

İnsanlık suçu için hakikat komisyonu

Türkiye'nin en önemli kavşağı, toplumsal kırılmanın en önemli kilometre taşı, 12 Eylül darbesinin en hasarlı noktası Diyarbakır Cezaevi dosyası açılıyor. 78'liler Girişimi öncülüğünde, 12 Eylül Çarşamba günü saat 12.00'de, 12 Eylül döneminde Diyarbakır Askeri Cezaevi'nde yaşanan, ancak h‰l‰ tam olarak aydınlanmamış cezaevi vahşetinin sorumlularının tespit edilmesi, yargılanmalarının sağlanması, kamuoyuna teşhir edilmeleri için 'Diyarbakır Cezaevi Gerçeğini Araştırma ve Adalet Komisyonu'nun kuruluşu açıklanacak.

Diyarbakır Cezaevi önünde yapılacak basın toplantısına Türkiye'nin tanınmış simaları da yer alacak. Toplantıya aralarında Ergin Cinmen, Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, Prof. Dr. Tahsin Yeşildere, Prof. Dr. Baskın Oran, Prof. Dr. Gençay Gürsoy, Dr. Necdet İpekyüz, Celal Başlangıç, Tarık Ziya Ekinci, Nimet Tanrıkulu, Suavi, Ece Temelkuran, Seydi Fırat, Derya Sazak ve Volkan Şahin gibi tanınmış aydın, yazar, gazeteci ve sanatçılar katılacak. Diyarbakır Cezaevi'nde yaşananlarla yüzleşmenin toplumsal barış açısından çok önemli bir kilometre taşı olacağını kaydeden 78'liler Türkiye Girişimi Sözcüsü Celalettin Can, '27 yıl önce 1980-84 yılları arasında Diyarbakır Cezaevi'nde insan hakları değil, insanlık suçu ihlali yaşandığını vurguladı. 1969 yılından sonra Kürt coğrafyasında aydınlanma eğilimi oluştuğunu, bu eğilim içindeki önemli dinamiklerin Diyarbakır Cezaevi'ne konulup imha edilmek istendiğini hatırlatan Can, şöyle devam etti: 'Kürtlerin en aydın, en geleceğe dönük şahsiyetlerini imha etme politikası izlediler. Orada insan hakları ihlali söz konusu değildi insanlık suçu söz konusuydu.' 'Bugün PKK'nin arkasında dış güç aramamak lazım, özel güç aranıyorsa Diyarbakır'daki vahşet aranmalı' diyen Can, '12 Eylül'de tanklar Türkiye üzerinden bir kere geçti, ancak Diyarbakır üzerinden iki kere geçti. Cezaevi uygulamaları Kürt sorununun kapsamını ve niteliğini değiştirdi. Bununla yüzleşmemiz gerekir. Bunu anlamazsak neden barış gelmediğini anlayamayız. Türkler ve Kürtlerin birbirini anlaması için yüzleşme olmalı. Bu yüzden Diyarbakır Cezaevi ile yüzleşme, barışa giden önemli bir kilometretaşı olacak' dedi. Can, Diyarbakır Cezaevi'ndeki uygulamaların 27 yıldır ihmal edildiğini belirterek, 'Başımıza ne geldi, kim getirdi, bunu bilmek istiyoruz. Oradaki uygulamaları ve yaşanmışlıklar Türkiye kamuoyuna taşıyarak mahşeri vicdan oluşturacağız' şeklinde konuştu. Can, açıklamanın yapılacağı gün vahşetin bizzat mağduru olmuş, h‰l‰ acıların derin izlerini taşıyan tanıkların da cezaevi önünde yer alacaklarını sözlerine ekledi.

Nazi kampı gibi yönetilmişti

12 Eylül sürecinde bir zulüm merkezi gibi, bir Nazi kampı gibi yönetilen cezaevinde insanın kanını durduran baskı, zulüm ve işkence vakaları yaşanmıştı. Siyasi tutukluların çırıl çıplak edilerek köpek saldırılarına maruz bırakıldığı, tutukluların aylarca açlığa terk edildiği cezaevinde Genelkurmay verilerine göre, 53 ölüm olayı yaşandı, 14 kişi kendini astı ve yaktı. 23 kişi çeşitli hastalıklardan öldü, 7 kişi ölüm orucu ve açlık grevinde yaşamını yitirdi, 7 kişi işkencede öldü. İSTANBUL

Cengiz Kapmaz--Özgürgündem

[ZAGROS]

bu işkenceler yapan kişilerin ALLAH belaSINI VERSİN
avrupa insan hakları mahkemesinde
tazminat davaları kaybeden tükiye sonra çıkp
avrupa insan haklarını
teröre finans sağladığını savunuyor
peki ortada bu kadar açık ve net bir suç varken ne yüzle
avrupa insan haklar5ı mahkemesinn kararlarını redediyorlar

[jana jiyan]

ferhat kurtayın bir sözü vardı diyarbakır zındanlarıyla ilgili ''bütün zındanlar zordur ama diyarbakır zindanı zorun zorudur''deyimiyle herşeyanlaşılıyor herhalde.ne yazıkki en eyilerimizi orada infaz ettiler bir ferhatı,kemal piri,mazlum doğanı,.....ve daha nicelerini şimdide yaptıklarıyla yüzleşmeye korkuyorlar

saygılarımla:jana jiyan

[beyazgül]

insanlara işkence yapmak çok büyük vicdansızlıktır..inşallah yanlışlar en kısa zamanda ortaya çıkar ve gerçekelr gün yüzüne çıkar