İsyankarlar Mekanı
-
- Albay
- Mesajlar:7106
- Kayıt:16 Eki 2006 11:37
- Ruh Hali:Yorgun
- Cinsiyet:Erkek
- Burç:Balık
- Takım:Fenerbahçe
OYOYOOOOOOOOOO
TAKIM TAMAMLANDI
VER COŞKUYU BEYAZ GUL VERRRR
İSYANLARDAYIM GECELERCE
ISYANM KENDİ KENDİMİ
YANIMDA SEN YOKSUN DİYEEEEEE
TAKIM TAMAMLANDI
VER COŞKUYU BEYAZ GUL VERRRR
İSYANLARDAYIM GECELERCE
ISYANM KENDİ KENDİMİ
YANIMDA SEN YOKSUN DİYEEEEEE
-
- Moderator
- Mesajlar:9466
- Kayıt:28 Şub 2007 22:02
- Ruh Hali:Huzurlu
- Cinsiyet:Erkek
- Burç:Koç
- Takım:Fenerbahçe
Re: İsyankarlar Mekanı
Al işte asıl isyankar geldi :disss
-
- Albay
- Mesajlar:7106
- Kayıt:16 Eki 2006 11:37
- Ruh Hali:Yorgun
- Cinsiyet:Erkek
- Burç:Balık
- Takım:Fenerbahçe
Re: İsyankarlar Mekanı

Yazıklar olsun, yazıklar olsun
Kaderin böylesine, yazıklar olsun
Herşey karanlık, nerde insanlık
Kula kulluk edene yazıklar olsun.
Batsın bu dünya, bitsin bu rüya
Ağlatıp da gülene, yazıklar olsun
Dolmamış çileler, yaşanmamış dertler
Hasret çeken gönül, benim mi olsun..
Ben ne yaptım, kader sana
Mahkum etti, beni bana
Her nefeste, bin sitem var
Şikayetim yaradana, şikayetim yaradana.
Şaşıran sen mi yoksa ben mi, anlayamadım
Öyle bir dert verdin ki, kendime gelemedim
Çıkmaz bir sokaktayım, yolumu bulamadım
Of...of...of...of...of...of..of..of.....
Ben mi yarattım, ben mi yarattım
Derdi ızdırabı, ben mi yarattım
Günah zevk olmuşsa, vefa yorulmuşsa
Düzen bozulmuşsa, ben mi yarattım.
Batsın bu dünya, bitsin bu rüya
Aşksız geçen ömrüme, yazıklar olsun
Dolmamış çileler, yaşanmamış dertler
Hasret çeken gönül, benim mi olsun.
Ben ne yaptım, kader sana
Mahkum etti, beni bana
Her nefeste, bin sitem var
Şikayetim yaradana, şikayetim yaradana.
Şaşıran sen mi yoksa ben mi, anlayamadım
Öyle bir dert verdin ki, kendime gelemedim
Çıkmaz bir sokaktayım, yolumu bulamadım
Of...of...of...of...of...of..of..of.....
-
- Binbaşı
- Mesajlar:1215
- Kayıt:24 Tem 2008 21:39
- Ruh Hali:Huzurlu
- Cinsiyet:Kadın
- Burç:Oğlak
- Takım:Fenerbahçe
Re: İsyankarlar Mekanı
Bir gün daha geçti yine sensiz
Aşkım ağlıyor bak, sessiz sessiz
Çare bensiz, ben çaresiz
Ümidim senin olsun
Sana gelen dertler benim
Mutluluk senin olsun
Ben daha ne çile, dertlere yolcuyum
Ben alnına dert yazılan kader mahkumuyum
Farketmez yaşamak, sen mesut ol yeter
Dertler bana gönül vermiş
Ben aşk sarhoşuyum
Dilerim her arzun gerçek olsun
Hayat bu, şansın hep açık olsun
Dertler benim, çile benim
Hayat senin senin olsun
Hatıralar, hasret benim
Ömrüm senin senin olsun
Aşkım ağlıyor bak, sessiz sessiz
Çare bensiz, ben çaresiz
Ümidim senin olsun
Sana gelen dertler benim
Mutluluk senin olsun
Ben daha ne çile, dertlere yolcuyum
Ben alnına dert yazılan kader mahkumuyum
Farketmez yaşamak, sen mesut ol yeter
Dertler bana gönül vermiş
Ben aşk sarhoşuyum
Dilerim her arzun gerçek olsun
Hayat bu, şansın hep açık olsun
Dertler benim, çile benim
Hayat senin senin olsun
Hatıralar, hasret benim
Ömrüm senin senin olsun
Re: İsyankarlar Mekanı
Sen Öylesine Uzakken Buralar Yine Sen Kokuyor....
Alıntıdır

Alıntıdır

Re: İsyankarlar Mekanı
benim hiç sapanım olmadı anne,
ne kuşları vurdum,
ne de kimsenin camını kırdım...
çok uslu bir çocuk değildim ama,
seni hiç kırmadim, hep boynumu kırdım.
ben hayatım boyunca
bir tek kendimi vurdum! ..
suskun görünsem de,
fırtınalı ve mağrurdum anne.
bir mızrak gibi,
aynada hep dik durdum anne! ..
ben sana hiç bir gün laf getirmedim,
leke sürmedim.
ama göğsümü çok hırpaladım,
kalbimi çok yordum...
ben hayatım boyunca, en çok kendimi sordum! ...
benim hiç sevgilim olmadı anne,
ne bir yuva kurdum,
ne bir gün şansım güldü...
öpemeden bir bebeğin gidişini,
tükendi gitti çağım...
kimi yürekten sevdiysem,
yüreğini başkasına böldü...
bir muhabbet kuşum vardı,
o da yalnızlıktan öldü...
sen beni göğsünde
hep acılarla mı soğurdun anne?
yoksa evlat diye,
koca bir taş mı doğurdun anne?
eziyet degilim, zahmet değilim,
musibet hiç değilim;
bir senin mi balına sinek kondu, söylesene!
doğurdun da beni,
ne ile yoğurdun anne?
benim hiç hayalim olmadı anne...
ne seni rahat ettirdim,
ne kendim ettim rahat...
BİR MUTLULUK FOTOĞRAFI BİLE ÇEKTİRMEDİ BU HAYAT!
kaybolmuş bir anahtar kadar
sahipsizim anne...
ne omuzumda bir dost eli,
ne saçımda bir şefkat...
say ki yollardan akan,
şu faydasız çamurdum anne...
say ki ıslanmaktım, üşümektim,
say ki yağmurdum anne!
bunca yıldır gözyaşlarını,
hangi denizlere sakladın?
SEN BENİ DOĞURKEN ŞEYTANAMI ÖPTÜRDÜN ANNE?
ne kuşları vurdum,
ne de kimsenin camını kırdım...
çok uslu bir çocuk değildim ama,
seni hiç kırmadim, hep boynumu kırdım.
ben hayatım boyunca
bir tek kendimi vurdum! ..
suskun görünsem de,
fırtınalı ve mağrurdum anne.
bir mızrak gibi,
aynada hep dik durdum anne! ..
ben sana hiç bir gün laf getirmedim,
leke sürmedim.
ama göğsümü çok hırpaladım,
kalbimi çok yordum...
ben hayatım boyunca, en çok kendimi sordum! ...
benim hiç sevgilim olmadı anne,
ne bir yuva kurdum,
ne bir gün şansım güldü...
öpemeden bir bebeğin gidişini,
tükendi gitti çağım...
kimi yürekten sevdiysem,
yüreğini başkasına böldü...
bir muhabbet kuşum vardı,
o da yalnızlıktan öldü...
sen beni göğsünde
hep acılarla mı soğurdun anne?
yoksa evlat diye,
koca bir taş mı doğurdun anne?
eziyet degilim, zahmet değilim,
musibet hiç değilim;
bir senin mi balına sinek kondu, söylesene!
doğurdun da beni,
ne ile yoğurdun anne?
benim hiç hayalim olmadı anne...
ne seni rahat ettirdim,
ne kendim ettim rahat...
BİR MUTLULUK FOTOĞRAFI BİLE ÇEKTİRMEDİ BU HAYAT!
kaybolmuş bir anahtar kadar
sahipsizim anne...
ne omuzumda bir dost eli,
ne saçımda bir şefkat...
say ki yollardan akan,
şu faydasız çamurdum anne...
say ki ıslanmaktım, üşümektim,
say ki yağmurdum anne!
bunca yıldır gözyaşlarını,
hangi denizlere sakladın?
SEN BENİ DOĞURKEN ŞEYTANAMI ÖPTÜRDÜN ANNE?
-
- Binbaşı
- Mesajlar:1215
- Kayıt:24 Tem 2008 21:39
- Ruh Hali:Huzurlu
- Cinsiyet:Kadın
- Burç:Oğlak
- Takım:Fenerbahçe
Re: İsyankarlar Mekanı
nefesin nefesimde yaşam kaynağım...
--------------------------------------------------------------------------------
Tek başınaydım şehrinde. Caddeler baştan sona sen kokuyor, bedenimi donduran soğuk, içimi ısıtıyordu.
Varlığıma bastıran gece, yaşadığın dünyaya attığım adımla tüm zamanları büyülüyordu. Ortada ne tanıdık bir yüz, ne tanıdık bir ses, ne de tanıdık bir şehir vardı. Yüzünün tüm ayrıntıları, yaşamayı arzuladığım anların merkezinde kilitliydi.
Bu koskoca şehirde yalnızdık. En sahici duyguları, en vasat acemilikleri, dünyayı unutturan o ballı buseleri yarına taşımaksızın alacaktık içeriye...
Uzayan saatler, kısalan anlara şahitlik edecekti belki de; belki ben, sen giderken ölmek isteyecektim. Bir rüyanın ortasında uyanmış gibi gözetleyecektim gidişini, bulduğum anda kaybettiğim parçamın yerine tamamlayamadığım bir hissin boşluğu saracaktı içimi.
Oysa ben, seninle ölmeye bile hazırdım.
Bana ait olan yanların yaşama gücümü ne kadar arttırıyor olsa da, ait olmayan yanların o kadar sızı veriyor sana her dokunuşumda. Camdan ruhun kırılmaya hazır umutsuz bir çatlağı gibi duruyor sevgin üzerimde...
Çok dua ettim Tanrıya, yakarışlarımı duysun diye mumlar adadım. Şefkatli ellerini uzatıp, sihirli bir dokunuş yapsın istedim hayatıma.
Bu gece bu şehir, sadece ikimizin sevgilim. Bedenin bedenimin ayrılmaz bir parçası, nefesin nefesimdeki yaşam kaynağım.
Böyle anlarda tepeden tırnağa sen oluyorum. İntikam alıyorum senden uzakta yaşadığım tüm saatlerden. Ne zaman başımı çevirsem sana doğru, sürgündeki günlerimin bittiğini düşünüyorum.
Uzaklara gitmemek mümkün mü?
Seninle bir ömür yaşamak mümkün mü?
Her dönüş adımlarımda soruyorum bunu kendime.
Ve aynı adımlarımla gerçek dünyanın kapısından içeriye giriyorum bütün çıplaklığımla.
Madem ki olmayacaksın hayatımda hiç, madem ki bu şehirden yabancı bir tanıdık gibi ayrılacağım, bir günlük varlığınla var olacağım madem ki, seninle olan düşlerimi, yaşadıklarımı madem ki bu şehirde bırakacağım, öyle olsun.
Bir tek seni seviyorum.
Bir tek seni yaşıyorum.
Benim olmayacağını bile bile...
Geldiğim gibi çekip gidiyorum işte, hayalet gibi yaşadığım şehrinden...
Benin olacağını bilsem, ne bu şehirde hayalet, ne bu şehre yabancı bir tutuklu, ne de çıplak bir gerçeğin özü olurdum.
Benim olacağını bilsem...
--------------------------------------------------------------------------------
Tek başınaydım şehrinde. Caddeler baştan sona sen kokuyor, bedenimi donduran soğuk, içimi ısıtıyordu.
Varlığıma bastıran gece, yaşadığın dünyaya attığım adımla tüm zamanları büyülüyordu. Ortada ne tanıdık bir yüz, ne tanıdık bir ses, ne de tanıdık bir şehir vardı. Yüzünün tüm ayrıntıları, yaşamayı arzuladığım anların merkezinde kilitliydi.
Bu koskoca şehirde yalnızdık. En sahici duyguları, en vasat acemilikleri, dünyayı unutturan o ballı buseleri yarına taşımaksızın alacaktık içeriye...
Uzayan saatler, kısalan anlara şahitlik edecekti belki de; belki ben, sen giderken ölmek isteyecektim. Bir rüyanın ortasında uyanmış gibi gözetleyecektim gidişini, bulduğum anda kaybettiğim parçamın yerine tamamlayamadığım bir hissin boşluğu saracaktı içimi.
Oysa ben, seninle ölmeye bile hazırdım.
Bana ait olan yanların yaşama gücümü ne kadar arttırıyor olsa da, ait olmayan yanların o kadar sızı veriyor sana her dokunuşumda. Camdan ruhun kırılmaya hazır umutsuz bir çatlağı gibi duruyor sevgin üzerimde...
Çok dua ettim Tanrıya, yakarışlarımı duysun diye mumlar adadım. Şefkatli ellerini uzatıp, sihirli bir dokunuş yapsın istedim hayatıma.
Bu gece bu şehir, sadece ikimizin sevgilim. Bedenin bedenimin ayrılmaz bir parçası, nefesin nefesimdeki yaşam kaynağım.
Böyle anlarda tepeden tırnağa sen oluyorum. İntikam alıyorum senden uzakta yaşadığım tüm saatlerden. Ne zaman başımı çevirsem sana doğru, sürgündeki günlerimin bittiğini düşünüyorum.
Uzaklara gitmemek mümkün mü?
Seninle bir ömür yaşamak mümkün mü?
Her dönüş adımlarımda soruyorum bunu kendime.
Ve aynı adımlarımla gerçek dünyanın kapısından içeriye giriyorum bütün çıplaklığımla.
Madem ki olmayacaksın hayatımda hiç, madem ki bu şehirden yabancı bir tanıdık gibi ayrılacağım, bir günlük varlığınla var olacağım madem ki, seninle olan düşlerimi, yaşadıklarımı madem ki bu şehirde bırakacağım, öyle olsun.
Bir tek seni seviyorum.
Bir tek seni yaşıyorum.
Benim olmayacağını bile bile...
Geldiğim gibi çekip gidiyorum işte, hayalet gibi yaşadığım şehrinden...
Benin olacağını bilsem, ne bu şehirde hayalet, ne bu şehre yabancı bir tutuklu, ne de çıplak bir gerçeğin özü olurdum.
Benim olacağını bilsem...
-
- Albay
- Mesajlar:7106
- Kayıt:16 Eki 2006 11:37
- Ruh Hali:Yorgun
- Cinsiyet:Erkek
- Burç:Balık
- Takım:Fenerbahçe
Re: İsyankarlar Mekanı
MÜSLÜM GÜRSES (Tanrı istemese)
Tanrı istemezse yaprak düşmezmiş
Tanrı istemezse insan ölmezmiş
Sen tanrımısın beni öldürdün
Eşime dostuma beni güldürdün
Vicdanının sesini dinle bak ne diyor
Sesin için bir can bir can ölüyor
Allah öldürür dünyadan alır
Sen beni öldürdün hayatta bıraktın
Cehennem ateşi ahirette olur
Sen beni dünyada ateşe attın
Senin için herkes kötü söylüyor
Söylemesi kolay birde bana sor
Seninle yaşamak güzel şey ama
Senden ayrılmayı gelde bana sor
Vicdanının sesini dinle bak ne diyor
Senin için bir can bir can ölüyor
Allah öldürür dünyadan alır
Sen beni öldürdün hayatta bıraktın
Cehennem ateşi ahirette olur
Sen beni dünyada ateşe attın
Tanrı istemezse yaprak düşmezmiş
Tanrı istemezse insan ölmezmiş
Sen tanrımısın beni öldürdün
Eşime dostuma beni güldürdün
Vicdanının sesini dinle bak ne diyor
Sesin için bir can bir can ölüyor
Allah öldürür dünyadan alır
Sen beni öldürdün hayatta bıraktın
Cehennem ateşi ahirette olur
Sen beni dünyada ateşe attın
Senin için herkes kötü söylüyor
Söylemesi kolay birde bana sor
Seninle yaşamak güzel şey ama
Senden ayrılmayı gelde bana sor
Vicdanının sesini dinle bak ne diyor
Senin için bir can bir can ölüyor
Allah öldürür dünyadan alır
Sen beni öldürdün hayatta bıraktın
Cehennem ateşi ahirette olur
Sen beni dünyada ateşe attın

Re: İsyankarlar Mekanı
ya yarama tuz basmayın... :keyifff
-
- Albay
- Mesajlar:7106
- Kayıt:16 Eki 2006 11:37
- Ruh Hali:Yorgun
- Cinsiyet:Erkek
- Burç:Balık
- Takım:Fenerbahçe
Re: İsyankarlar Mekanı
bunu sadece kendim ıcın atarım
derdi olan eşlık eder
derdi olan eşlık eder